28 Mart 2016 Pazartesi

Allah Resûlü(sav)’nün saadet devrinde Peygamberlik iddiasında bulunanlar: 1)Abhele b.Kâ’b (Esvedü’l–Ansî

Allah Resûlü(sav)’nün saadet devrinde 
Peygamberlik iddiasında bulunanlar:
1)Abhele b.Kâ’b (Esvedü’l–Ansî ):Allah Rasûlünün(Sallâllahü Aleyhi Vesellem) zamanında Yemen’de peygamberlik iddiasında bulunmuştu. Yürürken yüzünü bir örtü ile gizlediği için ona zü’l hımâr (örtülü) lâkabı verilmişti. Kâhinlik yapıyor sihir ve gözbağcılıkla meşgul oluyordu. Büyüleyici gözleri ve çekici mantığı ile halkı şaşırtmıştı. İbni Haldun tarihinde kaydettiğine göre Esvedü’ül-Ansî (Yani Ahbele) Sana ve Hadramut’tan Tâif ve Bahreyn havalisine kadar olan yerleri elde etmişti. Yangının etrafı sardığı gibi yayılıyordu. O hitabelerinde ve halka verdiği nutukta secili (kafiyeli nesir) ifadeler kullanıyordu. Fakat İslâm ordusu onu öldürerek bu şerri ortadan kaldırdı ve ona tabi olanları da dağıttı, bunlar tekrar İslâm’a döndüler.
2) Müseylimetü’l-Kezzâb (Sümame b. Kebir b. Habib) Yemame’ de peygamberlik davasında bulundu. Hanife Oğulları ona tabi oldular. Yemame’de “Hadikatü’l-Mevt” denilen yerde Halid b. Velid (Radiyallahü Anhû) ordusundaki Hz. Vahşi’nin eliyle öldürüldü.
3)Tuleyha b. Huveylid el-Esecli ki kendisine uyanlara:“Allah’ı anınız ve ona ayakta ibadet ediniz” diyerek namazdan secdeyi kaldırmalarını emretmiştir. Allah Resulü ( Sallâllahü Aleyhi Vesellem) Dırar b. Ezver’i onun üzerine gönderdi. Dırar ona tabi olanları dağıttı, kendisini de kılıçla vurdu, fakat o kaçıp kurtuldu. Bunun üzerine cahil halk arasında Tuleyha’ya kılıcın tesir etmediği inancı yayıldı, taraftarları çoğaldı. Gatafan, Hevazin ve Tay Kabileleri bunun etrafında toplandılar. Fakat bu durum çok sürmedi. Ebubekir (Radıyallahû Anh)’ın ordusu geldi. Ona tabi olanları dağıttı. Kalelerini ve temellerini yıktı. Büyük bir yenilgiye uğradılar. Ve İslâm’a döndüler.
4) Yalancı peygamberlerden birisi de Lâkitu’l-Ezdi’dir. Umman’da peygamberlik iddiasında bulunmuştu.
5) Malik kızı Selma.
6) Hâris kızı Secah vb.

Vahşî


Yalancı peygamber Müseyleme’yi öldüren sahabî.

Vahşî, Hazret-i Hamza’nın Bedir savaşında
öldürdüğü Tuayme’nin kardeşinin oğlu olan Cübeyr bin Mutim’in kölesi idi. Habeşli olduğu için, el ile ok ve mızrak atmakta usta idi. Uhud savaşında, Cübeyr buna demişti ki:
- Hamza’yı öldürürsen seni azat ederim!

Daha o zamanlar müslüman olmakla şereflenmemiş olan Ebu Süfyan’ın hanımı Hind de, babasının ve amcasının intikamı için, Vahşî’ye mükâfat vâd etmişti.

Niçin lanet etmiyorsunuz?
Vahşî, Uhud’da taş arkasına pusuya girip, yalnız Hazret-i Hamza’yı gözetirdi. Hazret-i Hamza sekiz kâfiri öldürüp, saldırırken, Vahşî mızrağını atarak, onu şehit etti. Sonra, gidip durumu Hind’e haber verdi. Hind sevinip üzerindeki zinetlerin hepsini Vahşî’ye verdi. Daha da vereceğini söyledi.

Uhud savaşında Peygamberimiz birkaç kâfire bedduâ etmişti. “Vahşî’ye niçin lanet etmiyorsun” dediklerinde, buyurdu ki:
- Miracda, Hamza ile Vahşî’yi kolkola, birlikte cennete girerlerken görmüştüm!

Hicretin sekizinci yılında, Mekke fethedildiği gün, Vahşî, Mekke’den kaçtı. Bir zaman uzak yerlerde kaldı. Sonra pişman olup, Medine’de mescide gelip, selam verdi. Resulullah efendimiz selamını aldı. Vahşî dedi ki:
- Ya Resulallah! Bir kimse Allaha ve Resulüne düşmanlık yapsa, en kötü, en çirkin günah işlese, sonra pişman olup temiz iman etse, Resulullahı canından çok seven biri olarak, huzuruna gelse, bunun cezası nedir?

Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- İman eden, pişman olan affolur. Bizim kardeşimiz olur.
- Ya Resulallah! Ben iman ettim. Pişman oldum. Allahü teâlâyı ve Onun Resulünü herşeyden çok seviyorum. Ben Vahşî’yim.

Resulullah efendimiz, Vahşî adını işitince, Hazret-i Hamza’nın şehit edilmiş hâli gözünün önüne geldi. Ağlamaya başladı.

Niçin affetmiyorsun?
Vahşî, öldürüleceğini anlayarak kapıya yürüdü. Eshab-ı kiram kılıçlarına sarılmış, işaret bekliyordu. Vahşî, “Son nefesimi alıyorum” derken, Cebrail aleyhisselam geldi. Allahü teâlâ buyurdu ki:
- Ey sevgili Peygamberim! Bütün ömrünü puta tapmakla, kullarımı bana düşman etmeye uğraşmakla geçiren bir kâfir, bir kelime-i tevhid okuyunca, ben onu affediyorum. Sen, amcanı öldürdü diye Vahşî’yi niçin affetmiyorsun? O pişman oldu. Şimdi sana inandı. Ben affettim. Sen de affet!

Herkes, "Öldürün!" emrini beklerken, Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Kardeşinizi çağırınız!

Kardeş sözünü işitince, saygı ile çağırdılar. Peygamber efendimiz Vahşî’ye, “affolunduğunu” müjdeleyerek buyurdu ki:
- Fakat, seni görünce dayanamıyorum, elimde olmadan üzülüyorum.

Hazret-i Vahşî, Resulullahı üzmemek için, bir daha yanına gelmedi. Mahcup, başı önünde yaşadı. Aynı mızrak ve okla peygamberlik iddiasında bulunan Müseyleme’yi öldürdü ve büyük hizmet etti. Hazret-i Osman zamanında vefat etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder