29 Ekim 2018 Pazartesi

Nafi[r.a],çocukken,Abdullah b. Ömer (r.a.)'in hanımı Ebû Ubeyd'in kızı Safiye'yi (r.a) başörtüsünü çıkarıp su ile başını mesh ederken gördü.

îmam Malik'e(r.a), «Sarığın ve başörtüsünün üzerine mesh edilir mi? diye sorulduğunda: «Erkeğin sarığının üzerine, kadının başörtüsünün üzerine mesh etmeleri caiz olmaz. Başlarının üzerine mesh etsinler» diye cevap verdi.

imam Malik'e(r.a), abdest alan bir kimsenin başı mesh etmeyi unutur da abdest azaları kuruduktan sonra hatırlarsa ne yapması gerektiğini sorduklarında: «Başını mesh etmelidir. Başını mesh etmeden namaz kılmışsa o namazı iade etmelidir.» diye cevap verdi.




عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، أَنَّهُ رَأَى صَفِيَّةَ بِنْتَ أَبِي عُبَيْدٍ امْرَأَةَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ تَنْزِعُ خِمَارَهَا وَتَمْسَحُ عَلَى رَأْسِهَا بِالْمَاءِ وَنَافِعٌ يَوْمَئِذٍ صَغِيرٌ ‏.‏ وَسُئِلَ مَالِكٌ عَنِ الْمَسْحِ عَلَى الْعِمَامَةِ وَالْخِمَارِ فَقَالَ لاَ يَنْبَغِي أَنْ يَمْسَحَ الرَّجُلُ وَلاَ الْمَرْأَةُ عَلَى عِمَامَةٍ وَلاَ خِمَارٍ وَلْيَمْسَحَا عَلَى رُءُوسِهِمَا ‏.‏ وَسُئِلَ مَالِكٌ عَنْ رَجُلٍ تَوَضَّأَ فَنَسِيَ أَنْ يَمْسَحَ عَلَى رَأْسِهِ حَتَّى جَفَّ وَضُوءُهُ قَالَ أَرَى أَنْ يَمْسَحَ بِرَأْسِهِ وَإِنْ كَانَ قَدْ صَلَّى أَنْ يُعِيدَ الصَّلاَةَ ‏.‏

from Malik from Nafi that she saw Safiyya bint Abi Ubayd, the wife of Abdullah ibn 'Umar, take off her head- covering and wipe her head with water. Nafi was a child at the time.
Malik was asked about a man who did wudu but forgot to wipe his head until the water had dried. He said, "I consider that he should wipe his head and then repeat the prayer if he has already performed it."


Ona dedi ki: Ben seni beğeniyorum.
قال لها : أنا معجب بك 
Ona dedi ki; Bana geleceğinden bahset.
قالت له : كلمني عن مستقبلك 
Ona dedi ki: Bana geçmişinden bahset
قال لها كلميني عن ماضيك ،
Ona dedi ki: Allah gafurdur, rahimdir
قالت له : إن الله غفور رحيم ،
Ona dedi ki: Allah rezzaktır, alîmdir.
قال لها : إن الله رزاق عليم. 
Sahâbeler madem İslâmiyetin tesisinde ve envâr-ı Kur'âniyenin neşrinde, saff-ı evvel teşkil ediyorlar. Es-sebebü ke'l-fâil 2 sırrınca, bütün ümmetin hasenâtından onlara hisse çıkar. Ümmetin اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَاَصْحَابِهِ 3 demesiyle, Sahâbelerin, bütün ümmetinin hasenâtından hissedarlıklarını gösteriyor.