Ashab önceleri
Peygamber Efendimizi
korumak için nöbet tutarlardı.
'Allah seni insanlardan korur' âyeti nâzil olunca,Peygamber Efendimiz:
'Dağılın,artık izzet ve celâl sahibi olan Allah bizi koruması altına almıştır' buyurdu.
31 Ekim 2017 Salı
30 Ekim 2017 Pazartesi
29 Ekim 2017 Pazar
Resulullah (s.a.v.), birini zekat memuru yapmıştı.
Bu kimse, vazifesini yapıp Medine'ye geldiği zaman:
“Şu zekat malı ve bu da bana hediye verilmiştir” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) minberin üzerinde ayağa kalkıp Allah'a hamd etti ve
O'na övgüde bulundu. Sonra da:
“Benim gönderdiğim bir memura ne oluyor ki: Bu sizin zekat malınız ve bu da bana hediye verildi' diyor! Babasının yada anasının evinde otursaydı ona hediye verilir miydi,yoksa verilmez miydi! Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz hıyanet edip zekat malından hakkından başka bir şeyi ele geçirirse kıyamet gününde onu
boynunda taşıyarak getirecektir.
Bu kimse, vazifesini yapıp Medine'ye geldiği zaman:
“Şu zekat malı ve bu da bana hediye verilmiştir” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) minberin üzerinde ayağa kalkıp Allah'a hamd etti ve
O'na övgüde bulundu. Sonra da:
“Benim gönderdiğim bir memura ne oluyor ki: Bu sizin zekat malınız ve bu da bana hediye verildi' diyor! Babasının yada anasının evinde otursaydı ona hediye verilir miydi,yoksa verilmez miydi! Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz hıyanet edip zekat malından hakkından başka bir şeyi ele geçirirse kıyamet gününde onu
boynunda taşıyarak getirecektir.
28 Ekim 2017 Cumartesi
27 Ekim 2017 Cuma
Mehmet Akif Ersoy, bütün ömrü boyunca verdiği söze bağlı olarak yaşar. Arkadaşları, Onun bir defa olsun yalan söylediğine, verdiği sözden caydığına şahit olmazlar.
Baytar Mektebinde iken bir arkadaşıyla anlaşırlar. Kim önce ölürse, çocuklarına sağ kalan baksın. Arkadaşı vefat etmiş. Mehmet Akif’te verdiği söze bağlı kalarak anlaşma hükmü gereği yedi olan kendi nüfusuna arkadaşının dört çocuğunu da dâhil etmiştir.
Hâlbuki o zamanlar, Akif Beyin beş parası yok
fakat beş çocuğu vardır.
Baytar Mektebinde iken bir arkadaşıyla anlaşırlar. Kim önce ölürse, çocuklarına sağ kalan baksın. Arkadaşı vefat etmiş. Mehmet Akif’te verdiği söze bağlı kalarak anlaşma hükmü gereği yedi olan kendi nüfusuna arkadaşının dört çocuğunu da dâhil etmiştir.
Hâlbuki o zamanlar, Akif Beyin beş parası yok
fakat beş çocuğu vardır.
17 Ekim 2017 Salı
16 Ekim 2017 Pazartesi
Bedir Harbinde esirlere yapılacak muamele hususunda Hz Ebu Bekir r.a fidye alalım,
Hz Ömer r.a ise katledelim demiş,bu iki görüşte Hz Peygamberin huzurunda taraftar bulmuştu.Neticede Hz Peygamber s.a.v
Hz Ebu Bekirin görüşünü tercih etmişti.
Ayeti Kerime nazil olarak,ikinci görüşü faziletli kılmakla beraber,Hz Ebu Bekirin görüşü olan fidyeyi takrir etti.Böylece iki görüş arasındaki muhalefet te vahiy ile tasdik edilmiş oldu.
Hz Ömer r.a ise katledelim demiş,bu iki görüşte Hz Peygamberin huzurunda taraftar bulmuştu.Neticede Hz Peygamber s.a.v
Hz Ebu Bekirin görüşünü tercih etmişti.
Ayeti Kerime nazil olarak,ikinci görüşü faziletli kılmakla beraber,Hz Ebu Bekirin görüşü olan fidyeyi takrir etti.Böylece iki görüş arasındaki muhalefet te vahiy ile tasdik edilmiş oldu.
12 Ekim 2017 Perşembe
11 Ekim 2017 Çarşamba
10 Ekim 2017 Salı
9 Ekim 2017 Pazartesi
8 Ekim 2017 Pazar
7 Ekim 2017 Cumartesi
6 Ekim 2017 Cuma
Deveni bağla,
sonra tevekkül et.
Hz Muhammed sav
Her şeyi hazırla. Her sebebe tevessül et. Sonra kendine
mağrûr olma! Allah’a dua et! Bir mâniaya tesâdüf etmesin işin.
إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِي
Allah daima mütevekkil kulları sever.
Tevekküle bazıları itirâz eder: – İslâmın adem-i terakkīsi
ondandır, diyorlar. Tevekkül, kazâ, kader… tenbel tenbel oturmuşlar. Bunlardan ne hayır umulur?..
Tevekkülün hakīkatini anlamayanlar, câhilâne i’tirâz ederler. İşte bu âyetten anlaşılır hatâları:
– Meşveret et. Anla, dinle, tahkīk et. İcrâya kalkış. Sonra
da tevekkül et!
Baştan tevekkül değil. Esbâbı hazırladıktan sonra tevekkül et! Kendine mağrûr olma! Aczini bil! Allah’a karşı tevekkülle iktifâ eyle!..
Kullara karşı tevekkül meskenettir. Sana bana karşı
aczini i’tirâf ile meded umarsan… bu tevekkül, zillettir. Bütün esbâbı hazırla. Bütün işlerini tasarla. İcrâya kalkış. O vakit tevekkül et.
A’rabînin biri geldi Mescid-i Sa’âdet’e:– Yâ Resûlallah,
dedi, mütevekkil olarak devemi bırakayım mı?
– Hayır, dedi Cenâb-ı Peygamber, peşin bağla. Hem
iyice bağla ki söküp kaçmasın, bununla da hemen (selâmet
buldum) deme! Vazîfeni yap, sonra Allah’a mütevekkil ol,
sen elinden geleni yap! Başına bir yular koy, muhkem bir
tarafa bağla. Sonra bir zâlim gelip deveyi aşırmasın diye
Allah’a tevekkül et!
رأى عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه ناسا من اهل اليمن،
فقال ما انتم يااهل اليمن.
قالوا نحن متوكلون على الله تعالى،
فقال كذبتم بل انتم متأكلون،
الا اخبركم بالمتوكل:
رجل القى حبة فى الارض وتوكل على الله تعالى
Ömer b Hattab radıyallâhu anhu hazretleri ehl-i Yemen’den bir cemâat gördü de onlara: Ey ehl-i Yemen siz nesiniz? dedi. Onlar dediler ki: “Biz mütevekkil alellâhız.(Allaha tevekkül ediyoruz)” Hazret-i Ömer buyurdu ki: “Yalan söylediniz. Siz mütevekkil değil müteekkilsiniz(yiyici), yiyip kemirir ekele gürûhundansınız. Bak ben size mütevekkili haber vereyim: Mütevekkil ol kimsedir ki yere tohum saçar da Allah’a tevekkül eder, lûtf u meded-i Mevlâ’ya itimâd eyler.”
sonra tevekkül et.
Hz Muhammed sav
Her şeyi hazırla. Her sebebe tevessül et. Sonra kendine
mağrûr olma! Allah’a dua et! Bir mâniaya tesâdüf etmesin işin.
إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِي
Allah daima mütevekkil kulları sever.
Tevekküle bazıları itirâz eder: – İslâmın adem-i terakkīsi
ondandır, diyorlar. Tevekkül, kazâ, kader… tenbel tenbel oturmuşlar. Bunlardan ne hayır umulur?..
Tevekkülün hakīkatini anlamayanlar, câhilâne i’tirâz ederler. İşte bu âyetten anlaşılır hatâları:
– Meşveret et. Anla, dinle, tahkīk et. İcrâya kalkış. Sonra
da tevekkül et!
Baştan tevekkül değil. Esbâbı hazırladıktan sonra tevekkül et! Kendine mağrûr olma! Aczini bil! Allah’a karşı tevekkülle iktifâ eyle!..
Kullara karşı tevekkül meskenettir. Sana bana karşı
aczini i’tirâf ile meded umarsan… bu tevekkül, zillettir. Bütün esbâbı hazırla. Bütün işlerini tasarla. İcrâya kalkış. O vakit tevekkül et.
A’rabînin biri geldi Mescid-i Sa’âdet’e:– Yâ Resûlallah,
dedi, mütevekkil olarak devemi bırakayım mı?
– Hayır, dedi Cenâb-ı Peygamber, peşin bağla. Hem
iyice bağla ki söküp kaçmasın, bununla da hemen (selâmet
buldum) deme! Vazîfeni yap, sonra Allah’a mütevekkil ol,
sen elinden geleni yap! Başına bir yular koy, muhkem bir
tarafa bağla. Sonra bir zâlim gelip deveyi aşırmasın diye
Allah’a tevekkül et!
رأى عمر بن الخطاب رضى الله تعالى عنه ناسا من اهل اليمن،
فقال ما انتم يااهل اليمن.
قالوا نحن متوكلون على الله تعالى،
فقال كذبتم بل انتم متأكلون،
الا اخبركم بالمتوكل:
رجل القى حبة فى الارض وتوكل على الله تعالى
Ömer b Hattab radıyallâhu anhu hazretleri ehl-i Yemen’den bir cemâat gördü de onlara: Ey ehl-i Yemen siz nesiniz? dedi. Onlar dediler ki: “Biz mütevekkil alellâhız.(Allaha tevekkül ediyoruz)” Hazret-i Ömer buyurdu ki: “Yalan söylediniz. Siz mütevekkil değil müteekkilsiniz(yiyici), yiyip kemirir ekele gürûhundansınız. Bak ben size mütevekkili haber vereyim: Mütevekkil ol kimsedir ki yere tohum saçar da Allah’a tevekkül eder, lûtf u meded-i Mevlâ’ya itimâd eyler.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)