12 Ekim 2016 Çarşamba

Sâlihlerden birisi hanımını boşamak istedi.Kendisine 'Seni,hanımın hakkında şüpheye sevkeden nedir ki onu boşuyorsun?' denildiği zaman şu cevabı verdi:
'Akıllı bir kimse hanımının perdesini yırtmaz'.
Hanımını boşadıktan sonra kendisine 'Neden boşadın?' denildiğinde şöyle demiştir: 'Benim başkasının hanımıyla artık ne alâkam var ki, ondan bahsedeyim?'

Kulun günahları çoğaldığı zaman günahlarına keffaret olması için Allah Teala ona ailesiyle ilgili bela verir.
Hz Muhammed sav

Resulullah şöyle buyuruyorlar;

“Devamlı işlenen her günah büyüktür.”
كُلُّ ذَنْبٍ أصَرَّ عَلَيْهِ الْعَبْدَ كَبِيرَ
“Allah’ın yasak ettiği her günah büyüktür”
“Allah’a karşı yapılan her isyan büyük günahtır.”
Devam etmekle küçük günahlar küçük olarak kalmaz.

«Cennette çok dereceler vardır. Kul kendi çalışmasıyla onlara kavuşamaz. Allahü Teâlâ belâ gönderip, onunla o derecelere kavuşur*. 
Bir gün Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve âlini ve sellem) gökyüzüne baktı, güldü ve «Mümin hakkında Allahü Teâlâ'nın kazasına şaştım. Zira nimetle hükmederse, rıza ve iyiliği o kimseye olur. Belâ ile hükmedince, rıza verir ve iyiliği yine ona olur. Yâni birine sabreder, 
diğerine şükrederse, her ikisi de onun için hayırlı olur». Yine buyurdu: «Dünyada âfiyette ve sıhhatli olanlar, kıyamette belâ sahiplerinin derecelerini görünce, dünyada iken etlerinin, derilerinin tırnakla, yırtılmasını isterlerdi». 

Peygamberlerden biri, «Yâ Rabbi, nimetini kâfirlere, belâları muminlere akıtıyorsun, bunun sebebi nedir?», diye sorunca, 
Teâlâ: «Nimet ve belâya kavuşan kullar benim kullarımdır. Müminin günahı olur. Ölüm zamanında, günahsız ve temiz olarak beni görmesini isterim. Onun günahlarına bu dünya belâlarını kefaret 
eylerim. Kâfir için ise, iyilikleri olur. İsterim ki. bunun karşılığını dünya nimetleri ile dünyada vereyim. Beni görünce, benden bir alacağı kalmasın. Böylece ona tam azâb edeyim», buyurdu.

Sıhhatin hep yerinde olması, Allahü Teâlâ' yı 
unutmaya,O na isyan etmeye, haram işlemeye sebep olacağını düşünüp, hasta kalmayı ister. Allahü Teâlâ, acıdığı kullarını dert ile, hastalık ile, gafletten uyandırır. Nitekim» bir hadis-i şerifte buyuruldu 
ki: «Müminlerde üç şeyden biri bulunun Kıllet yâni fakirlik, illet, yâni hastalık, zillet, yâni itibarsızlık». Ve yine buyurdu ki: «Allahü Teâlâ buyurdu ki: Hastalık benim kemendim, tuzağımdır ve fakirlik zindanımdır. Bunlara sevdiklerimi sokarım». 
Sıhhat, günah işlemeye sebep olursa, âfiyet hastalıkta olur. Ali (radıyallahü anh) bir kalabalığı eğlence içinde gördü. Niçin eğlendiklerini sorunca, «Bugün bayramımızdır», dediler. Hazret-i Ali de 
«Günah işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır», buyurdu.  
Bir kimse hasta olup tevbe etmezse, Azrâil (aleyhisselâm) der ki: «Ey gafil! Sana 
kaç defa haberci gönderdim. Aklını başına toplamadın».