25 Kasım 2016 Cuma


İktisad eden kimseyi
Allah Teala zengin eder, israf edeni de fakir eder.
Hz Muhammed sav


İçinde haram bulunan elbise içinde kılınan namazı Cenabı Hak kabul etmez.
Hz Muhammed sav



Cahil kişi cehaletten
mazur sayılmaz.
Hz Muhammed sav


Amele müteallik ilim amelden hâlî kalınca cehalet addolunur. Sâhibine câhil muâmelesi edilir.

Allah Resûlü sav,yanımıza gelerek
bizi ilme teşvik etmek için:
-Hanginiz kendisine her gün iki büyük ve semiz devenin gelmesini ve onları helal yoldan almak ister? Diye sordu. Biz:
-Hepimiz bunu isteriz, ey Allah Resûlü (sav)! Dedik.
Allah Resulü(sav):
-Sizden birinin mescide gidip, Allah'ın kitabından iki ayet öğrenmesi, o iki deveden daha hayırlıdır. Üç ayet öğrenmesi ise üç deveden, dört ayet dört deveden daha hayırlıdır." buyurdu.
Ukbe b. Âmir (ra)


Size Cennetlikleri bildireyim:
Her zayıf olan ve halk tarafından zayıf görülen mütevâzı her mümin Cennet`liktir.Size Cehennem halkını da bildireyim.Onlar da katı yürekli,kibirli ve hîlekâr,ululuk taslayan kimselerdir.
Hz Muhammed sav
Buhari,1752

İçkiyi haram kılan ayet inince herkes şarap testilerini döktü ve ondan sonra hiç içmediler. Buhari,1698
İçkiden sakının, çünkü o bütün şerlerin anahtarıdır.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
اجتنبوا الخمر فإنها مفتاح كل شر
Şarap içenden Allah-u Tealâ kırk gün razı olmaz, ölürse kâfir olarak ölür, tövbe ederse Allah-u Tealâ tövbesini kabul eder, tekrar dönerse, Allah-u Tealâ ona Cehennem ehlinin kan ve irinlerini içirir.

Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Kim zina eder ve içki içerse, insan gömleği başından çıkarttığı gibi, Allah-u Tealâ ondan imanı soyup alır." (Hakim, Müstedrek, No:57,1/73)
من زنى أو شرب الخمر نزع الله منه الإيمان كما يخلع الإنسان القميص من رأسه


Kızını veya ailesinden birini içki içen biriyle evlendiren, sanki onu cehenneme sürüklemiştir.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Sarhoş ayılıncaya kadar,hiç bir namazı kabul edilmez ve iyiliklerinden hiç biri (semaya) yükseltilmez.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Dünyada içki içen, ahirette cennet şarabını içemez.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Sarhoş edici bir şey içmek için toplanırlarsa, Allah-u Tealâ mutlaka onları ateşte cemeder, onlar birbirini tenkid ederek 'Ey filân! Allah benden sebep sana hayır vermesin, beni buraya sen soktun' der, diğeri de ona aynısını söyler.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
İçki içenin 40 gün namazını kabul etmez Allahu Teala.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
İçki içen(tevbe etmeden ölürse),Allah Teala'ya,puta tapan gibi kavuşur.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
مُذمنْ الخمر إن مات لقى الله كعابد وثن
ALLAH Teala,
içki içene,içirene,
satana,alana,üretene,
taşıyana,parasını yiyene lanet etmiştir.
Hazreti Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem


İçki,kumar,şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar) dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide Suresi/90)
Ayeti kerimede içki; şeytanın işinden bir pislik olarak dikkat çekiliyor. Buna göre içki satan bir şahıs ‘pislik satıcısı’, içki satılan bir mekân da ‘pislik satılan’ bir mekân oluyor.


Allah Teala'ya yemin ederim ki hiç biriniz ben ona babasından da evladından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.
Hz Muhammed sav
Buhari,14



Girmek istemeyen müstesna ümmetimin hepsi cennete girer Bunun üzerine orada bulunan bir Sahabi RA cennete girmek istemeyen kimsenin haline taaccüp ederek:“Herkesin arzusu cennete girmektir. Cennete kim girmek istemez ki?” diye arz edince Peygamber (SAV) Efendimiz:“Zahiri ve batini olarak emrettiğim ve nehyettiğim işlerde bana itaat eden kimse,ebedi kalıcı olarak cennete girer.(Bu hususlarda) bana itaat etmeyen ise cennete girmekten imtina etmiş,girmek istememiş olur.



Hz Aişe ra Resûlullah sav bir gece yanımdan çıkıp gitmişti Benim nöbetimde hanımlarından birinin yanına gitmiş olabilir diye içime kıskançlık düştü.Geri gelince halimi anladı ve:

"Kıskandın mı yoksa?" dedi.Ben de:

"Evet! Benim gibi biri senin gibi birini kıskanmaz da ne yapar?" dedim. Aleyhissalatu vesselam:

"Sana yine şeytanın gelmiş olmalı" dedi.Ben:

"Benimle şeytan mı var?" dedim.

"Şeytanı olmayan kimse yoktur" dedi.

"Seninle de var mı?" dedim

"Evet,Ancak ona karşı Allah bana yardımcı oldu da müslüman oldu!" buyurdu."






“Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyuruyor:

“Kim bana itaat ederse hakîkatte Allâh’a itaat etmiş olur. Kim de bana isyân ederse şüphesiz Allâh’a âsî olmuş olur.” (Buhârî, Müslim)

*

“Hiçbir kimse, ben; kendisine babasından, evladın­dan ve bütün insanlardan daha sevimli oluncaya kadar gerçek îmân etmiş olamaz.” (Buhârî, Müslim)

*

Abdullah bin Hişam -radıyallahu anh- den:

Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in maiyyetinde idik. Resûl-i Ekrem (s.a.) efendimiz, Ömer -radıyallahu anh-’ın elini tutuyordu. Ömer -radıyallahu anh- dedi ki:

– Yâ Rasûlallah! Sen bana canımdan başka her şeyden sevimlisin. Bunun üzerine -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

– Hayır, rûhum kudret elinde bulunan Allâh’a and olsun ki, ben sana canından da sevimli oluncaya kadar îmânın kemâlini bulmaz.

Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve sellem- bunu söyleyince Ömer -radıyallahu anh-:

– İşte hakîkat şimdi yâ Rasûlallah! Sen bana muhakkak canımdan da sevimlisin, dedi. Sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz de:

– Şimdi îmânın kemâline erdi ya Ömer, buyurdu. (Buhârî)

*

“Kıyâmet günü insanların bana en yakını üzerime çok salât edenidir.” (Tirmizî)

*

“Kim bana bir kere salât ederse Allah ona on salât eder. Onun on günahını afveder. Derecesini on kat yükseltir.” (Buhârî, Ahmed bin Hanbel)

Ayet-i celîlede şöyle buyurulur:

“Şüphesiz Allah da melekleri de o peygambere çok salât ederler ve onu tekrîm ederler. Ey îmân edenler! Siz de salât edin, tam bir teslimiyetle selâm verin.” (Ahzâb suresi, 56)

Salât, ehl-i lügatten bir çoğuna göre duâ, tebrik, temcid ve tâzim mânâlarınadır.

Cürcânî, “Allah’tan salât, rahmet; meleklerden salât, istiğfar; mü’minlerden salât, hayır ve duâ demektir.” diyor (Seyyid Şerif, Târifât).

Mücâhid’e nazaran “Allah’tan salât, tevfik ve ismet; meleklerden salât, avn ve nusret; ümmetten salât ise ittibâdır.”

Bazıları da “Allâh’ın Peygamberi’ne salâtı onun
şerefini îlâ ve tekrîm, meleklerin salâtı onun müker­remliğini izhar, ümmetin salâtı da onun şefaatını talebdir.” demişlerdir.

Hazret-i Ali -radıyallahu anh ve kerremallahu vecheh-’den şöyle rivâyet olunmuştur.

Âyetin başındaki (يَا اَيُّهَا)nın (يَا)sı nefse, (اَىُّ)sü kalbe (هَا)sı rûha hitaptır. Sanki Cenâb-ı Hakk, habîbine salât ederken, “Onun şanını yalnız dilinizle değil, nefsinizle, kalblerinizle, rûhlarınızla da ta’zim ve tekrîm edin.” buyurmuştur.

(اَلَّلهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ) “Yâ Allah, Muhammed’in zikrini îla, dâvetini galip ve şerîatını dâim kılmak sûretiyle onu dünyada da âhirette de tekrîm ve tâzim buyur. Onu ümmeti hakkında şefaatçi kıl, ecrini derecesini kat kat artır.” demektir.



Salâttan murad, Allâh’ın emrine imtisal ve Rasûl’ü -sallallâhu aleyhi ve sellem’in bizim üzerimizdeki hakkını edâya cehd etmek sûretiyle Cenâb-ı Hakk’a yaklaşmaktır.


'İnsanlar ayakkabısız vücudu çıplak haşrolunacaklar' buyurdu.
Hz Aişe r.a:
-Yâ Resûlallah Erkek kadın berâber mi Bunlar birbirlerine (edep yerlerine) bakarlar, dedim. Resûl-i Ekrem sav:
-Yâ Âişe! Haşir işi çok güçtür, insanların birbirlerine bakmalarına müsâit değildir,buyurdu.
(Buhari,2048)




Hz Aişe ra Resûlullâh sav`ın karşısında ayaklarım kıblesine gelmek üzere yatar uyurdum Secdeye vardığı zaman eliyle beni dürterdi de (ben) ayaklarımı (geriye) çekerdim.(Secdeden) kalktığı zaman (yine) uzatırdım.Hz.Âişe (radıyallâhu anhâ) der ki:O zamanlarda evlerde ışık bulunmazdı.

(Hadis-i Şerif,Buhari,249)


Muhammed sav elek görmediği gibi elenmiş undan yapılan ek­mek de görmedi Bu hali Allah´ın onu peygamberlikle görevlendirme­sinden vefat edişine kadar devam etmiştir. Ravi, Hz. Aişe´ye şöyle sorduğunu söylüyor:




- Mademki eleğiniz yoktu, arpayı nasıl yerdiniz




- Üfleyerek ayıklayıp yerdik.



Allah Resulü sav Ey Aişe benden memnun olduğun zamanı ve bana karşı kızgın olduğun zamanı pek iyi anlarım buyurdu.Hz.Âişe der ki, 'ben de:Yâ Resûlallah,bunu nasıl bilirsin?' diye sordum.Resûl-i Ekrem şöyle cevap verdi:'Benden memnûn olduğunda "Muhammed`in Rabbi hakkı için öyle değildir" dersin,kızgın olduğun zaman da: "İbrahim`in Rabbi hakkı için öyle değildir" dersin(adımı anmazsın).Hz.Âişe der ki:'Ben de: Evet yâ Resûlallah, vallahi öyledir. Fakat ben(asabi halde) yalnız sizin adınızı bırakırım.(Sevginizse gönlümde yaşar,) diye saygımı arzettim.(Hadis-i Şerif,Buhari,1825)
Resulullaha En çok kimi seviyorsun denildiğinde buyurdular ki Aişe'yi
Erkeklerden kimi dediklerinde buyurdu ki
Aişe'nin babasını
Yani, en çok Hazret-i Ebu Bekir'i sevdiğini bildirdi.
Hz Aişe sordular:
Ey Allahın Resulü beni seviyor musun?
Resulullah:
Evet ya Aişe tabii Seviyorum.
Hz. Aişe bununla da yetinmiyor ve hemen soruyor :
" Beni nasıl seviyorsun ? "
Peygamberimiz sevgi tanımlamasını yapıyordu sevgili eşine. İçten, samimi ve hayran kalınan bir ifadeyle:
" Kördüğüm gibi.. "
Hz. Aişe Peygamberimize sık sık sorardı :
"Ey Allahin Resulü, Kördüğüm ne alemde ? "
O yüce resul cevap veriyordu :
" İlk günkü gibi ! "



Sabah namazının sünnetini sizi düşman kovalasa bile terketmeyiniz.

Hz Muhammed sav
Bir asker namaz kılan en zor şartlarda bile terk etmeyen diğer askere sordu Arkadaş hangi çağda yaşıyoruz niçin kendini zahmete sokup hergün 5 defa namaz kılıyorsun?Namaz kılan asker,tam o sırada uzaktan görünen teğmeni gösterdi,-Şu insan,niçin hergün yanından geçerken toplanıyor,selam veriyor ve bütün emirlerine itaat ediyorsun.Yat dese yatıyor,kalk dese kalkıyorsun oda senin gibi iki ayağı iki eli ve bir başı olan bir insan değilmi?Diğer asker cevap verir:
-Evet oda benim gibi bir insan ama omuzunda yıldızı var. Namaz kılan askerin cevabı müthiştir:
-Ey arkadaş sen omuzunda yıldızı var diye senin gibi bir insana itaat ediyorsun da ben yerdeki kumlar adedince yıldızları olan ve hepsini tesbih tanesi gibi kudret eliyle çeviren RABBİM'e niçin itaat etmeyeyim.


Kur’anı Kerim’den
bir ayet öğrenmek,
yüz rekat nafile namaz kılmaktan daha hayırlıdır.
Hz Muhammed(s.a.v)


Kulun ilk sorguya çekileceği şey namazdır.Üzerindeki kul haklarından en önce sorguya çekileceği şey ise kan dökmektir.Kul için sorgusu en zor olan şey ise zekattır.Zekatla ilgili ceza,
ölüm sırasında başlayacaktır ve
kabirde devam edecektir.
Hz Muhammed sav


Zamanınızdan hoşunuza gitmeyen şeyler bozuk amellerinizdendir.
Hz Muhammed sav

Fahri Kainât Efendimizi sav kaldığı odalarından birinde
ziyaret eden Hz Ömer şunları anlatır
Resûl-i Ekrem’in huzuruna çıktım. Gördüm ki hasır üzerine yatmış, örgüler bedenine iz bırakmıştı. Ayrıca hurma lifinden yapılmış deri bir yastık üzerine yaslanmaktaydı. Gözümü kaldırıp odanın içine baktım. Allah’a yemin ederim ki orada üç deri postundan başka dikkati çeken hiçbir şey yoktu. Bunun üzerine:
«- Ya Resûlallâh! Allah’a dua et de ümmetine genişlik versin. Rumlar ve İranlılar Allâh’a ibadet etmezlerken kendilerine fevkalâde zenginlik verilmiş, dünya onlara takdim edilmiş» dedim. Bu sözleri işiten Allah Resûlü yerinden doğrularak şöyle buyurdu:
«- Şüphesiz onların iyi amellerinin karşılığı, kendilerine dünya hayatında peşin olarak verilmiştir.»
Mustafa Kemal Pasanın hüsn-i idaresi İstanbul bütün kuvvetiyle kendisine yükleniyor Her tarafa emirler, gazetelerle neşriyat daima mütecaviz bir lisanla efkâr-ı umumiyede matrud ve mahküm bir insan gösteriliyor. Aleyhine yapılan tecavüzler yetişmiyormuş gibi hayatına suikast hazırlanıyor veya öyle propaganda ile tedhiş ediliyor. Şark kendisini tanımıyor. Bana karşı ise halkın ve ordunun samimi hürmetiyle beraber henüz İstanbul hükümeti de teveccühkâr davranıyor. O azlediliyor yerine beni tayin ediyorlar, onun için derdest emri veriliyor. Bana icra vazifesi veriyorlar. O Sivas'a gitmek için benim kuvvetime ve nüfuzuma muhtaç; hattâ bütün muhitiyle iaşelerinde dahi muavenetime muhtaç.
Kazım Karabekir Paşa
Halbuki mıntıkamda bilhassa Trabzon ve Erzurum daha mütarekenin ilk gününden milli teşkilâtlarını yapmışlar ve benim de inzimâm-ı kuvvet ve tedbirimle milli mukavemet teşekkül etmişti. Bu halk bir hedef için bir Erzurum Kongresi yapmışlardı. Mustafa Kemal Paşa bu işlerin kurulduğu tarihlerde henüz İstanbul'dan bile çıkmamışlardı. Erzurum Kongresi'ne giren Kemal Paşa'nın benim reyimle girdiğini herkes biliyordu ve yine herkes kendisinin diktatörlüğe doğru yürüyeceğini hesaba katmıştı.
Kazım Karabekir Paşa


Sizin için en fazla korktuğum şey gizli şirktir Ashab Ey Allah'ın Rasûlü Gizli şirk nedir dedi
Hz Peygamber sav şöyle cevap verdi:
-Riyadır. Çünkü Allah (c.c) kıyamet gününde kullara amellerin karşılığını verdiği zaman, onlara 'Dünyada kendilerine riyakârlık yaptıklarınızın yanına gidin! Bakın onların yanında bir mükâfat görebilir misiniz?' diyecek!


Riyâ,kelime olarak gösteriş samimiyetsizlik iki yüzlülük
mürailik gibi manalara gelir.
Bir kavram olarak Allah'tan başka bir varlık için, başta ibadet olmak üzere, yapmacık bir şey işlemek,bununla halkın övgüsünü kazanma ve onlar tarafından sevilmeyi arzulamak ve Allah'a yaklaşma niyeti dışında herhangi bir gaye gütmek anlamına gelir.


Allah'a ibadet etmeyen Allah'tan başkasına ibadet eder.


Kulunun tevbe etmesinden dolayı Allah Teala'nın duyduğu memnuniyet,sizden birinin çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.
Hz Muhammed sav
Buhari,949



Allah Teala'nın
en sevdiği ibadet
az da olsa devamlı olandır.
Hz Muhammed sav
Buhari,2030


Bir göçebe ayağa kalktı dedi:
-Ey Allahın Resulu,
cübbeyi bana hediye et.
Resulullah sav,kendisinden istenen nesneyi verirdi.Cübbeyi göçebeye verdi.Başka cübbe örülürken Resulullah vefat etti.

Belh şehrinde korkunç bir kıtlık olmuştu Öyle ki halk nerdeyse birbirini yiyecekti Hal böyle iken Şakik-i Belhi hazretleri, pazarda şen-şakrak neşe içinde bir köle görür. Haline şaşırır ve ona:
- Ey uşak! Şen-şakrak, böyle neşe içinde olmanın ne alemi var. Halkın açlıktan ne hale geldiğini görmüyor musun? dedi. Köle de ona cevap olarak:
- Bundan bana ne! Ben, kendine has bir köyü ve buralardan bir sürü geliri olan, bir efendinin kölesiyim, o beni aç bırakmaz ki!.. dedi.
Şakik’in eli ayağı buz kesildi ve: “İlahi! Bir ambarı olan bir ağaya güvenen şu köle, bu kadar şen-şakrak! Sen ki, hükümdarlar hükümdarı olup, rızka kefilsin. Biz niye dert edinelim.” diyerek, derhal dünya meşgalelerinden yüz çevirdi, samimi bir şekilde tövbe edip, Hakk’ın yoluna baş koydu. Tevekkülde kemalatın zirvesine ulaştı. Daima bu hali hatırlar ve “ben bir kölenin çömeziyim” derdi."
Kim namazları kılmazsa
Kıyamete kadar gelecek tüm
müminlerin hakkını ihlal etmiş olur
ettehıyyatu dualarını okumadığı için.
Müslümanın namazı terketmesinden
bütün müminlere zarar isabet eder.
Çünkü teşehhüddeki duayı okumadığından
tüm müminlerin hakkını eda etmemiş olur.
Münâfıklara sabah ile yatsı cemâat namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan ecir ve fazîleti bilseler emekleye, emekleye de olsa onlara gelirlerdi. 
Hz Muhammed sav
buhari 383
Cemâatle kılınan namaz yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece efdaldir.(faziletlidir)
Hz Muhammed sav
buhari 378
Allah Resulüne(Hz Muhammed) sav üzücü bir şey isabet ettiğinde namaza dururdu.
Huzeyfe r.a
İnsanların hırsızlık bakımından en kötüsü namazından çalandır.
Hz Muhammed sav