7 Aralık 2016 Çarşamba

Şu oku dizimden çek çıkar dedi Ben de hemen çıkardım Fakat okun yerinden pek çok su boşandı Az bir zaman yaşayıp sonra vefât etti
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Huneyn gazâsından sonra (amcam) Ebû Âmir`i bir fırka asker üzerine komutan yaparak Evtâs`a gönderdi. Ebû Âmir, (birkaç bin düşmanla buraya kaçıp gelen düşman komutanlarından) Düreyd İbn-i Sımme ile burada karşılaştı. Vuku` bulan muhârebede Düreyd katlolundu. Askerlerini de Allah hezîmete uğrattı. Resûlullah beni de (amcam) Ebû Âmir ile berâber göndermişti. Bu sırada Ebû Âmir`in dizine Cüşem kabîlesinden birisi tarafından bir ok atılmıştı. Hemen ben Ebû Âmir`e koştum: Ey amca, sana kim ok attı? diye sordum. Ebû Mûsâ`ya (bana): işte ok atan katilim şudur! diye gösterdi. Ben hemen katile doğru koştum, yetiştim. Katil beni görünce dönüp kaçmaya başladı. Ben herifi takîb ettim. Hem koşuyor, hem: (kaçmaktan) utanmaz mısın, niçin durmuyorsun? diye haykırıyordum. Herif kaçmaktan vazgeçti, (bana döndü). Her ikimiz kılıcımızla vuruşmaya başladık. En sonu hasmımı öldürdüm. Sonra (Ebû Âmir`in yanına geldim): Ey Ebâ Âmir, Allah düşmanını öldürdü! dedim. Amcam bana:Ey kardeşim oğlu! Nebî sallallahu aleyhi ve sellem`e selâm söyle ve bana istiğfâr etmesini ricâ et! dedi ve beni kendi yerine mücâhidler üzerine komutan yaptı. Az bir zaman yaşayıp sonra vefât etti. (Evtâs seferinden) dönüp geldiğimde hâne-i Saâdet`de Nebî sallallahu aleyhi ve sellem`in huzûruna girdim. Resûlullah hasırdan örülmüş ve üzerine (ince) şilte serilmiş bir taht üstünde yatıyordu. Hasırın örgüleri vücûdunun arkasına ve iki tarafına iz etmiş bulunuyordu. Ben, Resûlullah`a zaferimizi ve Ebû Âmir`in şahâdetini ve: Resûlullah benim için istiğfâr etsin! diye vasıyet ettiğini arzettim. Bunun üzerin Resûlullah abdest suyu istedi ve abdest aldı. Sonra ellerini kaldırıp: Allah`ım, kulcağızın Ebû Âmir`i yarlığa! diye duâ etti. Duâ ederken (ellerini o kadar kaldırmıştı ki) ben, iki koltuğunun beyazlığını gördüm. Sonra Resûla`llah, benim için de mağfiret dile! diye ricâ ettim. Resûlullah benim için de: Rabb`im, Abdullah İbn-i Kays`ın günâhını afveyle, ve kıyâmet gününde onu en âlî ve güzel makama koy! diye duâ buyurdu.buhari 1629

Rasûlullah Efendimiz sav:
'Kim Ebû Süfyan'ın hânesine girerse kim Mescîdi Haram'a girerse kim silahını terkedip kendi hânesine kapanırsa,kim Hakem ibn-i Hüzam'ın hânesine girerse, onlar emindirler. Kılıçtan geçirilmeyecektir.' buyurdu.
Ey Üsâme Bu adamı Lâ ilâhe illâllah
dedikten sonra niçin öldürdün diye sordu
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
bizi (cihâda) göndermişti.
Resûlullah bana: - Ey Üsâme! Bu adamı Lâ ilâhe illâllah dedikten sonra niçin öldürdün? diye sordu. Ben de: - O, ölümden kaçmak için söyledi! dedim. Resûlullah ise, bu: Niçin öldürdün? suâlini hiç durmadan tekrâr ediyordu.Üsâme (mübâlâğa edip) nihâyet ben: Keşke bugünden önce müslüman olmayaydım? temennîsinde bulundum, demiştir.
buhari 1620
Cafer b Ebî Tâlib`i r.a Şehîd edildikten sonra maktuller arasında aradık.Onun vücûdunda doksan kadar süngü ve ok yarası bulduk!
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Mûte harbinde Zeyd İbn-i Hârise`yi r.a komutan tâyin edip: Eğer Zeyd katlolunursa Cafer komutandır. Cafer de katlolunursa Abdullah İbn-i Revâha komutandır, buyurdu. Râvî Abdullah b. Ömer r.a der ki: Bu gâzâda ben de mücâhidler içinde bulundum.
Cafer b Ebî Tâlib`i Şehîd edildikten sonra maktuller arasında aradık Onun vücûdunda doksan kadar süngü ve ok yarası bulduk!

buhari 1619

İslam askeri Hayber önlerine gelmişti Hazreti Ali’nin gözleri ağrıyordu Resûlullah efendimiz okudu ve şifa bulması için Allahü teâlâya duâ etti. Hazreti Ali’nin gözlerinde
bir ağrı sızı kalmadı...