16 Ocak 2017 Pazartesi

Hazret-i Enes r.a,çocukların yanına uğramış ve onlara selâm verip
Nebî Sallallahu aleyhi ve sellem de çocuklara böyle selâm verirdi, demiştir.
buhari 2133

Hüküm verecek olan hâkim sakın asabî bir halde iken hüküm etmesin.
Hz Muhammed sav
buhari 2129

Vâlilerinizin, kumandanlarınızın emirlerini dinleyiniz ve onlara itâat ediniz; üzerinize tayîn olunan vâli, başı siyah kuru üzüm gibi saçlı
bir köle olsa bile.
Hz Muhammed sav
buhari 2124

Allah bir kavme azâb indirince,
o kavim içinde bulunan (sâlih,fâsık) her ferde azâb isâbet eder.
Sonra (Kıyâmet gününde) herkes kendi amellerine göre,sâlihler mükâfatlanır,fâsıklar azâb olunurlar.
Hz Muhammed sav
buhari 2119

Yakın bir istikbalde birtakım fitneler olacaktır. Fitne zamânında (ona karışmayıp) oturan kişi (karışmak üzere) ayakta durandan hayırlıdır. O hengâmede duran da (fitne esbâbını hazırlamaya) gidenden hayırlıdır. Her kim fitne vukuuna muttali` olup onu görmeye çalışırsa, muhakkak onun kahrına uğrar.Her kim o fitne zamânı iltica edecek veyâ sığınacak bir yer bulursa hemen sığınsın (fesatcılara karışmasın!).
Hz Muhammed sav
buhari 2117

Haccâc (-ı zâlim) in halka yaptığı zulüm ve itisaftan Enes İbn-i Mâlik`e şikâyet olunmuştu. Enes İbn-i Mâlik şikâyetcilere "Sabrediniz (sakın memleketin nizâmını bozmayınız). Çünkü (siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki) bundan sonra gelecek zaman muhakkak bundan daha fenâ olacaktır. Ve bu fenâlık (siz ölüp de) Rabbinize kavuşuncaya kadar (asırlarca) böyle sürüp gidecektir. Bu (fenâlığın muzâaf bir sûrette teselsül edeceği) ni ben Peygamberimiz (Muhammed) Salla`llahu aleyhi ve sellem`den işittim" demiştir.
buhari 2115






Câbir bin Abdullah -radıyallahu anh-’dan rivâyete göre: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Her kişi -ister zâlim olsun ister mazlûm olsun- müslüman kardeşine yardım etmelidir. Dîn kardeşi zâlim ise irtikab etmekte olduğu zulümden nehyetmelidir. Bu da zâlim için bir nusret ve yardımdır. Mazlûm ise esasen nusret ve yardıma muhtaç ve müstahaktır.” (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, 4 / 254)

Sehl İbn-i Muâz -radıyallahu anh-’dan rivâyete göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Her kim bir mü’mini bir münâfıktan himâye eder, korursa kıyâmet günü Cenâb-ı Hak bu himâye eden mü’­minin vücûdunu cehennem ateşinden siyânet için bir melek gönderir.” (Sünen-i Ebû Dâvud)

İbn-i Abbas -radıyallahu anh-’ın Kitâb-ı Tevbih’inde rivâyetine nazaran Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu hadîs-i kudsîyi beyân buyurmuştur:

“Cenâb-ı Hak -azze ve celle- hazretleri, izzetim ve celâlim hakkı için eninde sonunda zâlimlerden mazlûmun intikamını alırım. Yine böyle bir mazlûmun zulme uğradığını görüp de mazlûma muâvenete gücü yettiği halde yardımını esirgeyen katı yürekli kimseden de mazlûmun intikamınıalırım buyuruyor.”

Abdullah bin Ömer -radıyallahu anh-’den Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’in: “Zulüm, kıyâmet gününde zulmetlerdir.” (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, 7 / 805) buyurduğunu rivâyet etmiştir.

Kastalânî, Abdullah bin Mes’ûd -radıyallahu anh’in; “Zâlim, zulmet içinde getirilip ateşten bir tâbut içine konulur.” dediğini bildiriyor.

İbn-i Cevzî; zulmün iki günahı ihtiva ettiğini söylemiştir.

1- Haksız yere başkasının malını almak veyahut mazlûma, dövmek gibi her hangi bir sûretle başkaca ezâ etmektir.

2- Adâleti emreden Allah teâlâ hazretlerine muhâlefet ve mübâreze etmektir ki bunun günahı evvelkinden daha büyüktür.

Hiç şüphe yoktur ki, Cenâb-ı Hakk’ın emânında olan mazlûma zâlimin zulmetmesi Hak teâlâ hazretlerinin emânında olmasını tanımamak demektir ki, pek büyük bir günahtır. Bunun derecesi de işlediği zulmün ve mazlûmun haline göre cezâsı şiddet kesbeder.

Zulmetmek kalbin kararmasından neş’et ediyor. Eğer ki bir kalb, feyyâz-ı Mutlak hazretlerinin hidâyet nûrundan nûrlanmış olsaydı zulmün âkıbetinin kendi aleyhinde ne derece fenâ ve vahim olduğunu fehm ü idrâk edip sakınması lâzım gelirdi.

Zâlimin zulmüne yardım etmek haram olduğu gibi zâlimlere meyil ve müdâhane eylemek de câiz değildir. Nitekim Sûre-i Hûd’da:



“Bir de zulmedenlere meyletmeyin. Sonra size ateş çarpar. Zâten sizin Allah’tan başka yardımcılarınız yoktur. Sonra -O’ndan da- yardım göremezsiniz.” (Hûd Sûresi / 113) buyurulmuştur.
Her kim emîrinden sudûr eden
bir hareketi fenâ görürse sabretsin (isyankâr vaziyet almasın!). Çünkü her kim Sultan(a itâat)den bir arşın (dışarı) çıkarsa,o, câhiliyet ölümüyle ölür.
Hz Muhammed sav
buhari 2112