Bedir harbinde biz Allah Resulüne sav sığınıyorduk.Düşmana en yakın O'ydu
Hz Ali ra
Kahin dese ki,filan renk elbiseyi filan gün giyme ölürsün.Kahine
inanmazsın,fakat o gün o renk elbiseyi giymezsin.Allaha inanıyorsun
fakat dediklerini yapmıyorsun.
İmam Gazali Hz
İmam Ali’ye bir genç adam gelip birkaç kişiden şikâyet etti. Dedi ki: “Şu huzûrda bulunan kimseler pederimle beraber
âhar diyâra gitmişler idi. Bunlar avdet ettiler, pederim avdet
etmedi. Niçin avdet etmediğini kendilerine sordum, vefât etti dediler. Malını sordum, bir şey bırakmadı diye cevâb verdiler. Hâlbuki pederim yola çıktığı vakit yanında bir hayli
mal var idi. Kādî Şureyh’in huzûrunda muhâkeme olduksa
da Kādî bunları tahlîf edip sebîllerini ihlâ etti.” Bunun üzerine Hazret-i Ali şurtayı
*
çağırdı. Müştekiyyün aleyhimden
her birine iki şurta ta’yîn eyledi ve tenbîh etti ki onları biri
birlerine yaklaşmalarına ve hâricden hiç bir kimse ile konuşmalarına kat’a müsâ’ade etmesinler. Müte’âkıben yanında
kâtibi olduğu halde müştekiyyün aleyhimden birini nezd-i
âlîlerine celb edip sordu: “Söyle bakayım bu gencin babası
hangi gün sizinle yola çıktı, hangi konağa sizinle beraber
kondu, nerelere gittiniz, hangi illet ile vefât etti, yanındaki
mala ne oldu, müteveffâyı kim gasl etti, kimler defn etti. Namazını kim kıldırdı, nereye defn olundu” Bu edilen su’âller
ile cevablarını kâtib yazıyor idi. Sonra o kimseyi dışarıya çıkartıp diğer birini celb etti. Öbürüne sorduğunu buna da
sordu. Ba’dehû bunu çıkarttı, diğerini getirtti. Bunu da evvelkiler gibi isticvâb etti nihâyet cümlesinin ifâdelerini tamamen ahz ettikte her birinin ifâdesi diğerinin ifâdesine
mübâyin olduğunu gördü. Binâ’en-aleyh birinci maznûnun
aleyhi tekrar [88] nezdine getirdip: “Pâdâşlarının ifâdeleri
ile senin yalan söylediğin anlaşıldı. İşin doğrusunu söylemelisin dedi ve doğrusunu söylemediğinden i’âdesini emr etti.
Müte’âkiben yine içlerinden birini celb edip isticvâb etti, bu
kimse “Yâ Emire’l-mü’minîn ben arkadaşlarımın ettiklerine
ma’a’l-kerâhe iştirâk etmiş, cebr ü teklîflerine mebnî istemeyerek muvâfakat eylemiş idim” dedi. Tekrar cümlesini birlikte nezdine celb etmesiyle hepsi vâkı’a-i hâli ikrâr ettiler ve
nihâyet birinci maznûnun aleyhi tekrar istedi. Diğerleri gibi
o da tâ’ian ikrâr-ı cürm eylediğinden maktûlün malını onlara tazmîn ettirdi ve cümlesini kısâsen i’dâm etti.