13 Eylül 2016 Salı

Bedir harbinde biz Allah Resulüne sav sığınıyorduk.Düşmana en yakın O'ydu 
Hz Ali ra
Kahin dese ki,filan renk elbiseyi filan gün giyme ölürsün.Kahine inanmazsın,fakat o gün o renk elbiseyi giymezsin.Allaha inanıyorsun fakat dediklerini yapmıyorsun.
İmam Gazali Hz

İmam Ali’ye bir genç adam gelip birkaç kişiden şikâyet etti. Dedi ki: “Şu huzûrda bulunan kimseler pederimle beraber âhar diyâra gitmişler idi. Bunlar avdet ettiler, pederim avdet etmedi. Niçin avdet etmediğini kendilerine sordum, vefât etti dediler. Malını sordum, bir şey bırakmadı diye cevâb verdiler. Hâlbuki pederim yola çıktığı vakit yanında bir hayli mal var idi. Kādî Şureyh’in huzûrunda muhâkeme olduksa da Kādî bunları tahlîf edip sebîllerini ihlâ etti.” Bunun üzerine Hazret-i Ali şurtayı * çağırdı. Müştekiyyün aleyhimden her birine iki şurta ta’yîn eyledi ve tenbîh etti ki onları biri birlerine yaklaşmalarına ve hâricden hiç bir kimse ile konuşmalarına kat’a müsâ’ade etmesinler. Müte’âkıben yanında kâtibi olduğu halde müştekiyyün aleyhimden birini nezd-i âlîlerine celb edip sordu: “Söyle bakayım bu gencin babası hangi gün sizinle yola çıktı, hangi konağa sizinle beraber kondu, nerelere gittiniz, hangi illet ile vefât etti, yanındaki mala ne oldu, müteveffâyı kim gasl etti, kimler defn etti. Namazını kim kıldırdı, nereye defn olundu” Bu edilen su’âller ile cevablarını kâtib yazıyor idi. Sonra o kimseyi dışarıya çıkartıp diğer birini celb etti. Öbürüne sorduğunu buna da sordu. Ba’dehû bunu çıkarttı, diğerini getirtti. Bunu da evvelkiler gibi isticvâb etti nihâyet cümlesinin ifâdelerini tamamen ahz ettikte her birinin ifâdesi diğerinin ifâdesine mübâyin olduğunu gördü. Binâ’en-aleyh birinci maznûnun aleyhi tekrar [88] nezdine getirdip: “Pâdâşlarının ifâdeleri ile senin yalan söylediğin anlaşıldı. İşin doğrusunu söylemelisin dedi ve doğrusunu söylemediğinden i’âdesini emr etti. Müte’âkiben yine içlerinden birini celb edip isticvâb etti, bu kimse “Yâ Emire’l-mü’minîn ben arkadaşlarımın ettiklerine ma’a’l-kerâhe iştirâk etmiş, cebr ü teklîflerine mebnî istemeyerek muvâfakat eylemiş idim” dedi. Tekrar cümlesini birlikte nezdine celb etmesiyle hepsi vâkı’a-i hâli ikrâr ettiler ve nihâyet birinci maznûnun aleyhi tekrar istedi. Diğerleri gibi o da tâ’ian ikrâr-ı cürm eylediğinden maktûlün malını onlara tazmîn ettirdi ve cümlesini kısâsen i’dâm etti.