27 Kasım 2016 Pazar

Peygamber efendimiz kızı hazreti Fâtımâ’yı çağırıp kulağına bir şeyler söyledi.
Hazret-i Fâtımâ ağlamaya başladı.Sonra bir şeyler daha söyleyince hazret-i Fâtımâ güldü. Resûlullah efendimiz hazret-i Fâtımâ’ya vefât edeceğini söyleyince hazret-i Fâtıma ağladı. Sonra da; “Sana müjde olsun ki bütün
ehlimden önce sen bana kavuşursun.” buyurdu.
Bunun üzerine hazret-i Fâtıma sevinip güldü.
Hristiyan bir kişi vardı Sonra müslüman olmuştu Bakara ve Âli İmrân Sûrelerini okumuştu. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`e de vahiy kâtipliği yapmıştı. Bu adam sonra geri, Hristiyanlığa döndü. (Ve kaçarak Hristiyan câmiasına ihtihâk etti. Hristiyanlar onu yüksek makamlara çıkardılar) Bu mürted:Muhammed bir şey bilmez.Yalnız benim kendisine yazdığım şeyleri bilir, demeye başladı. Ve (aradan çok bir zaman geçmeden) Allah onu (kavmi içinde boynunu vurdurup) öldürdü. Hiristiyanlar defnettiler. Fakat sabah olunca gömüldüğü yer onu dışına atmıştı. Bunun üzerine Hristiyanlar: bu Muhammed ile Ashâb`ın işidir. Onların arasından çıkıp kaçtığı için bu din kardeşimizin ölüsünden kefenini soydular ve onu (meydanda) bıraktılar, diye iftirâ ettiler. Ve derin bir çukur kazarak onun içine bıraktılar. Fakat sabah olunca gömüldüğü yerin onu (yine) dışına attığı görüldü. Hristiyanlar yine: Bu, Muhammed ve Ashâb`ının işidir. Onların arasından çıkıp kaçtığı için bu din kardeşimizin ölüsünden kefenini soydular ve onu kabrin dışında bıraktılar, dediler. Ve bir yerde yine bir çukur kazdılar, güçleri yettiği derecede derinleştirdiler. Fakat sabah olunca o yerin onu dışına attığı görüldü. Bunun üzerine Hristiyanlar
bu işin kullar tarafından yapılmadığını anladılar. Ve onu açıkta bıraktılar.
buhari 1477


Nebî sallallahu aleyhi ve sellem,bir hastanın yanına gittiğinde,'geçmiş olsun, günahlarına keffârettir inşâAllah' derdi.
buhari 1476


Yâ Resûlallah O uğursuz devirde yaşarsam nasıl hareket etmemi emredersiniz dedim Resûlullah İslâm cemâatine mütâbaat, ve onların devlet reîsine mutâvaat eyle! (Devlet reîsi zulmederse, seni döver, malını alırsa bile sözünü dinle, itâat eyle!) buyurdu. Ben: - Yâ Resûla`llah! Onlar cemâat hâlinde değiller (de bozgunculukla parçlanmışlar) sa, başlarında devlet reîsi de yoksa, dedim. Resûlullah: - O fırkaların hepsinden ayrıl! (Evine çekil!). Velev ki bu i`tizâl, bir ağaç kökünü ısırman sûretiyle (meşakkatli) olsa bile. Artık ölüm erişinceye kadar bu i`tizâl üzere bulun! buyurdu.
 buhari 1471
Suyumuz azalmıştı Kafile aşırı bir susuzluk karşısında kalmıştı Resûlullah bana bir miktar su getiriniz dedi. Ashâb, içinde az bir miktar su bulunan bir kap getirdiler. Resûlullah bu kabın içine elini koydu. Sonra Ashâb`a: - Haydi temiz ve mübârek suya geliniz! (Abdest alınız!). Suyun artışı ise Allah`tandır, buyurdu. Ve hakîkaten Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in parmakları arasından su kaynayıp aktığını gördüm.
buhari 1466
Abdest suyu bulamamışlardı.Resûlullah`ın huzûruna bir kap su getirildi.Resûlullah elini kaba koydu.Hemen parmakları arasından su fışkırmaya başladı. Orada bulunan cemâat abdest al(ıncaya kadar devâm et)ti.
(Enes İbn-i Mâlik`in râvîsi) Katâde der ki: Ben, Enes İbn-i Mâlik`e: - Orada kaç kişi idiniz? diye sordum. O da: - 300 kadar, diye cevap verdi.
buhari  1465