ESMÂ bint YEZÎD ra
Kadın
sahâbî.
“Anam babam sana feda olsun yâ
Resûlallah! Ben sana kadınların elçisi olarak geldim. Allah seni bütün
erkek ve kadınlara peygamber göndermiştir. Biz sana ve senin rabbine
iman ettik. Kadın olduğumuz için evlerinizde kapanıp kalmış,
nefislerinizi tatmin etmiş ve çocuklarınızı karnımızda taşımışızdır. Siz
erkekler ise cuma namazı kılmak, camiye ve cemaate çıkmak, hastaları
ziyaret etmek, cenazelerde bulunmak, birden fazla hacca gitmek gibi
hususlarda bize üstünlük sağlamış bulunuyorsunuz. Bütün bunların en
önemlisi Allah yolunda cihad etmektir. Fakat siz hac veya umre için
yahut düşmanla savaşmak üzere evinizden çıktığınız zaman mallarınızı biz
koruruz, iplik eğirip size elbise yaparız, çocuklarınızı besleriz. Buna
göre bizler sizin kazandığınız hayır ve sevaplarda size ortak olamaz
mıyız?” Esmâ’nın bu sözlerini takdir eden Resûl-i Ekrem ashabına, “Siz
bir kadından, din konusunda sorduğu bir soruda bundan daha güzel söz
işittiniz mi?” dedikten sonra Esmâ’ya dönerek şunları söyledi: “Ey hanım, iyi anla ve seni buraya gönderen hanımlara da iyice anlat ki
bir kadının kocasıyla güzel geçinip onun hoşnutluğunu kazanması sevap
bakımından o saydığın üstünlüklerin hepsine denktir” (İbnü’l-Esîr, VII,
19).
Esmâ bir başka gün de Hz. Peygamber’e giderek kadınların hayızdan ve
cünüplükten nasıl temizleneceklerini sormuş, onun bu tavrını takdir eden
Hz. Âişe, utanma duygusunun ensar kadınlarının dinlerini öğrenmesine
engel olmadığını belirtmiştir.
Esmâ bint Yezîd’in Hayber Gazvesi ile Mekke’nin fethine katıldığı,
Yermük Savaşı’nda çadırının direğiyle dokuz Bizans askerini öldürdüğü
rivayet edilmektedir.