11 Ağustos 2016 Perşembe

ESMÂ bint YEZÎD ra
Kadın sahâbî. 
Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah! Ben sana kadınların elçisi olarak geldim. Allah seni bütün erkek ve kadınlara peygamber göndermiştir. Biz sana ve senin rabbine iman ettik. Kadın olduğumuz için evlerinizde kapanıp kalmış, nefislerinizi tatmin etmiş ve çocuklarınızı karnımızda taşımışızdır. Siz erkekler ise cuma namazı kılmak, camiye ve cemaate çıkmak, hastaları ziyaret etmek, cenazelerde bulunmak, birden fazla hacca gitmek gibi hususlarda bize üstünlük sağlamış bulunuyorsunuz. Bütün bunların en önemlisi Allah yolunda cihad etmektir. Fakat siz hac veya umre için yahut düşmanla savaşmak üzere evinizden çıktığınız zaman mallarınızı biz koruruz, iplik eğirip size elbise yaparız, çocuklarınızı besleriz. Buna göre bizler sizin kazandığınız hayır ve sevaplarda size ortak olamaz mıyız?” Esmâ’nın bu sözlerini takdir eden Resûl-i Ekrem ashabına, “Siz bir kadından, din konusunda sorduğu bir soruda bundan daha güzel söz işittiniz mi?” dedikten sonra Esmâ’ya dönerek şunları söyledi: “Ey hanım, iyi anla ve seni buraya gönderen hanımlara da iyice anlat ki bir kadının kocasıyla güzel geçinip onun hoşnutluğunu kazanması sevap bakımından o saydığın üstünlüklerin hepsine denktir” (İbnü’l-Esîr, VII, 19).
 Esmâ bir başka gün de Hz. Peygamber’e giderek kadınların hayızdan ve cünüplükten nasıl temizleneceklerini sormuş, onun bu tavrını takdir eden Hz. Âişe, utanma duygusunun ensar kadınlarının dinlerini öğrenmesine engel olmadığını belirtmiştir.
Esmâ bint Yezîd’in Hayber Gazvesi ile Mekke’nin fethine katıldığı, Yermük Savaşı’nda çadırının direğiyle dokuz Bizans askerini öldürdüğü rivayet edilmektedir.