1 Nisan 2016 Cuma

Hz. Ömer,halife seçildiğinde İslam ordusu Suriye önlerindeydi.Kumandan da “Allah’ın kılıcı” unvanıyla meşhur Hâlid bin Velid’di (r.a.).Hz. Ömer’in ilk icraatı bir mektupla Hâlid bin Velid’i kumandanlıktan azletmek oldu. Çünkü Hâlid bin Velid,girdiği her savaşta Allah’ın izniyle galip geliyordu.Bu durum,Müslümanlar arasında “Hâlid girdiği savaştan mağlup çıkmaz.” gibi bir kanaatin yayılmasına sebep olmuştu.Bu ise,ihlas sırrını zedeliyordu. Çünkü neticeyi yaratan Allah’tı.İşte,Hz.Ömer bu anlayışı silmek,Hâlid olmadan da Allah’ın Müslümanları galip getireceğini anlatmak için onu azletti.Yerine Ebû Ubeyde bin Cerrah’ı(ra) tayin etti.

İngiliz tarihçi Karen Armstrong,Müslümanların Kudüs fethini şöyle anlatır:1187'de Selahaddin ve ordusu Kudüs'e fatihler olarak girdiler;gelecekteki 800 yıl boyunca şehir bir Müslüman kenti olacaktı.Selahaddin (katliam yapmamak üzere) önceden Hıristiyanlara verdiği sözü tuttu ve şehri yüksek İslami prensiplere göre aldı.

Allah Resulü(sav)'in yanından bir cenaze geçti,şöyle buyurdu:
"Bu,kendi kurtulmuş ya da kendisinden kurtulunmuş (biridir)." Dediler ki:
"Ey Allah Resulü! Kendi kurtulmuş veya kendisinden kurtulunmuş ne demektir?"
Cevaben şöyle buyurdu:
"Mü'min kul, (ölünce) dünya sıkıntılarından kurtulup rahata kavuşur. Fâcir kul ise (ölünce onun şerrinden) diğer insanlar, ülkeler, ağaçlar ve hayvanlar kurtulup, rahatlarlar." [Buhârî, Müslim, Muvattâ ve Nesâî.]

 



Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyorum.Senin develerin olsaydı,yamaçlardan birinin bitkisi bol diğeri de otsuz olsaydı,sen develerini otlu yerde otlatmak isteseydin yine Allah’ın kaderiyle yapmış olmaz mıydın?
Hz.Ömer


Hz.Ömer,Şam’a gitmişti.Ebû Ubeyde bin Cerrah(ra),Yermük yakınlarında onu karşıladı.Biraz sohbetten sonra Ebû Ubeyde (r.a.), halifeye Şam’da veba olduğunu haber verdi.Ömer (r.a.) bunu duyar duymaz,orduya derhâl Medine’ye dönme emrini verdi.Hz.Ebû Ubeyde, bu emrin hikmetini anlayamamış­tı.
“Ey emîrü’l-müminîn! Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?!” dedi.
“Evet,Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyorum.Ne dersin? Se­nin develerin olsaydı da,onları iki yamacı olan bir vadiye indirseydin, o yamaçlardan birinin bitkisi bol diğeri de otsuz olsaydı,sen develerini otlu yerde otlat­mak isteseydin yine Allah’ın kaderiyle yapmış olmaz miydin?”
Ebû Ubeyde,halifenin bu manalı cevabı karşısında boyun eğdi.
 


 

 


 

Abdullah b Abbas(ra),Zeyd b Sabit'in(ra) bineğini tuttu.Binmesine yardımcı olmak istedi.Zeyd;

Abdullah b Abbas(ra),Zeyd b Sabit'in(ra) bineğini tuttu.Binmesine yardımcı olmak istedi.Zeyd;
"-Rasulullah'ın (as) amcasının oğlu olduğun halde benim hayvanımı mı tutuyorsun?" dedi. İbn-i Abbas (r.a) da;
"Biz ulemaya böyle saygı gösteririz" cevabını verdi.
Abdullah b Abbas,Nebiyy-i Mükerrem sallallâhu aleyhi ve sellem`in zevcât (-ı tâhirât) ından Meymûne radiyallâhu anhâ`nın -ki teyzesidir- yanında kalmış.'Ben (başımı) yastığın enine (koyarak) uzandım. Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile ehli de yastığın boyuna (başlarını koyarak) uzandılar. Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem uyudu. Gece yarıyı bulduğunda, uyandı.Uykuyu (gidermek için) eliyle yüzünü silmeye başladı.Ondan sonra Sûre-i Âl-i İmrân`ın son on âyetlerini okudu. Sonra kalkıp asılı duran küçük bir kırbaya uzandı. Oradan güzelce bir abdest aldı. Sonra namaza durdu.'
Buhari 141

Taif ahalisinden bir kaç kimse içinde Abdullah b Abbas'a r.a nisbet olunan ahadis yazılı bazı evrak ile geldiler.Bir müddet okuduktan sonra şaşırdı:Ben artık yoruldum.siz okuyun da ben dinleyeyim.Sizin okduğunuzu benim kabul edişim tıpkı benim okumam gibidir,buyurdu.
Beni sevmek istersen dünya sevgisini kalbinden çıkar.
Çünkü benim muhabbetim ile,dünya sevgisini
bir kalbde ebediyen biraraya getirmem.
ALLAH Celle Celalüh
Hadis-i kudsi

Ashâbım! Sizin her biriniz tek bir hurmanın yarısı ile,
bunu da bulamazsa güzel sözle olsun kendisini 
Cehennem ateşinden korusun!
Hz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Allah'ın gücü sınırsızdır
Her insana birer 'sonsuzluk' armağan edecektir .

Hz.Aişe(ranha) anlatıyor:Peygamberimiz (asm) geceleri ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi.Ben kendisine,
“Ey Allah'ın Resûlü, geçmişte işlenmiş ve gelecekte işlenmesi muhtemel bulunan günahlarını Allah Teâlâ bağışladığı halde niçin bu kadar yoruluyorsunuz?” dedim. Peygamberimiz (asm):
“Ya Aişe, Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?” buyurdu.
Peygamberimiz (asm) bu sözleri ile bazılarının zannettiği gibi Allah korkusu sebebi ile değil, Allah sevgisi ve zevki ile ibadet ettiğini ifade ediyordu. Peygamberimiz (asm)’in namazda en büyük zevki duyduğunu söylemesinin hikmeti bu idi. Hatta o, sabah namazının iki rekat sünneti hakkında: “O iki rekat bana dünyadaki her şeyden daha çok sevimlidir.” buyurmuştur.

Na'şlarını koyduğumuz gibi bulduk.Uhud harbinden bu yana tam kırk yıl geçmişti. Cabir(ra)

Babamın ve yanındaki diğer bir insanın kabirleri üzerinden sel geçti.Bunun üzerine hemen onları kabirlerinden çıkardık. Naaşlarını koyduğumuz gibi bulduk.Uhud harbinden bu yana tam kırk yıl geçmişti.
Cabir b Abdullah(r.a)

Cabir b Abdullah Ensari r.a'ın Menasik-i Hacca dair merviyyatını cami olan sahifesi Tabiin devrinde bile meşhurdu(Tezkiretül Huffaz Zehebi).Hepsini de Müslim Sahih inde tahric etmiştir.

Peygamberimiz humma adlı ateşli hastalığa yakalandığında yanına vardım.Üzerinde kadifeden bir örtü vardı.Elimi bu örtünün üzerine koydum:Ya Resülallah!

Peygamberimiz humma adlı ateşli hastalığa yakalandığında yanına vardım.Üzerinde kadifeden bir örtü vardı.Elimi bu örtünün üzerine koydum:Ya Resülallah! Bu ne kadar şiddetli bir hastalıktır? dedim. Buyurdular ki: - Işte biz, bu derece şiddetli dert ve acılara düçar oluruz. Alacağımız sevap da, o nisbette artar. Sonra: - Ya Resülallah! Başlarına en çok dert ve acılar gelen kimlerdir? diye sordum. - Peygamberlerdir, buyurdular. - Sonra kimlerdir? dedim.
Alimlerdir, buyurdular. - Sonra kimlerdir? diye sordum. - İyi hal sahibi sailh mü'minlerdir, buyurdular.
Ebu Said(r.a)

İmran b Husayn r.a karın hastalığına mübtela olup otuz sene sırt üstü yatar,ne kalkar ne oturabilirdi.
-Allah katında sevimli olan benim katımda da sevimli olmuştur.
-Ben ölünceye kadar kimseye ifşa etme.Melekler beni ziyaret ediyorlar.Bana selam veriyorlar.Selamlarını dinliyorum.