28 Nisan 2017 Cuma
H. 15 yılında yapılan bu antlaşmadan hemen sonra Hz. Ömer Kudüs'e gidip oradaki Kamâme Kilisesi'ne girmişti. Bu sırada namaz vakti gelmişti. Patriğe namaz kılabilecegi bir yer sorunca, patrik; "Kilisenin herhangi bir yerinde kılabilirsiniz" demiştir. Hz. Ömer, kilisenin içinde namaz kılmak istememiş. Kapıya yakın bir yerde namazını kıldıktan sonra patriğe dönerek "Eğer ben içerde kılsaydım, öteki Müslümanlar da orada kılarlar, orayı mescid haline getirirlerdi." demiştir.
1458 yılında Kudüs Rum Patriği Atnasiyos,
fethi tebrik etmek için ruhbanlarıyla beraber İstanbul'a gelir ve Hz. Peygamber, Hz. Ömer ve daha sonraki sultanlar tarafından verilen hatt-ı hümâyünları göstererek Kudüs dâhilindeki Hristiyan mabetlerin kullanımı ve vergilerden
muaf tutulmalarını Sultan Fatih'ten ister.
Sultan Fatih de bir hatt-ı hümayün ile kendilerine bu imtiyazları vererek "bu hükmü feshedenlerin Allah'ın lanetine uğrayacağını..." beyan eder.
fethi tebrik etmek için ruhbanlarıyla beraber İstanbul'a gelir ve Hz. Peygamber, Hz. Ömer ve daha sonraki sultanlar tarafından verilen hatt-ı hümâyünları göstererek Kudüs dâhilindeki Hristiyan mabetlerin kullanımı ve vergilerden
muaf tutulmalarını Sultan Fatih'ten ister.
Sultan Fatih de bir hatt-ı hümayün ile kendilerine bu imtiyazları vererek "bu hükmü feshedenlerin Allah'ın lanetine uğrayacağını..." beyan eder.
Osmanlının da Türkiyenin de kuruluşları sırasında baş düşmanları Haçlı taassubu ve saldırganlığıdır.
1300 ve 1900lerde Hristiyan-Emperyalistler güç birliği ederek Müslümanlık adını dünyadan kaldırmaya çalışmışlardır
Eski Türkteki üstünlük duygusunu yıkarak,Tanzimattan bugüne aşağılık duygusu anaforuna düşmüşüzdür
Donanma ordu yürürken muzafferen ileri
Üzengi öpmeye hazırdı Garbın elçileri
Türklerin bütün değerlerinden soyularak yeni değerler mukaddesler edinebileceği cahilce ve gafilce zannedilmiştir
Cumhuriyeti Osmanlıdan başka devlet,bizi dedelerimizden ayrı millete mensup saymak yanılgının esasını teşkil ediyor
Musikide şiirde mimaride eğlencede terbiyede hukukta bize ait olmayan her şeyi zorla uygulamışlardır
Cumhuriyet kuruluş çağında,Konya ve Söğüt gibi İslamın mukaddeslerini benimseyip onun heyecanı ile hareket etmiştir
Millet,ataları ile beraber kendi nefsini de hor görmeye ve bütün değerlerinden şüphe etmeye başlamıştır
Mustafa Kemal Kazım Karabekir Rauf Bey Fuat Paşa vs.Osmanlı Devletinin Paşaları olarak devlet adına muntazam ordu muharebesi yapmışlardır Milli Mücadele sonuna kadar milliyetçiliğin maddi manevi bütün unsurlarına bağlılıklarını vurgulamışlardır
TBMM 23 Nisan 1920de Cuma günü tekbirlerle halkın bayram sevinçleri içinde açıldı,yeni bir devlet kurma maksadı taşımıyordu
Türkiyede demokrasi I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde hazırlık emekleme devri geçirmiştir
Misak-ı Milli,Erzurum-Sivas Kongrelerinde tespit edildikten sonra Osmanlı Meclisi Mebusanında(Millet Meclisi) oy birliği ile kabul edilmiştir
Lozan antlaşmasının tamamlanması beklenmeden Meclisin feshine karar verilir
Mustafa Kemalin kişisel egemenliğine karşı çıkan 2.gruptan hiç kimse 2.TBMM ye alınmamıştır(1923)
Basın ve muhalifler,İstiklal Mahkemeleri ve Takriri Sükun gibi haşin kanunlarla susturulmuştur
Mustafa Kemalin Camilerde TBMMde verdiği vaazlar nutuklar,Mehmet Akifin şiir ve yazılarından farklı değildir
1928 dinde reform layihası
Demokrat Parti 1950 de iktidara geçer geçmez türkçe ezanı kaldırmıştır
TBMM de 'Birbirinize danışın' ayeti kerimesi yazılıydı.Bu ayet daha sonraları kaldırıldı
Şapka giyen bir gazeteciyi döven istiklal mahkemesi reisi kılıç ali,şapka giymediği için İskilip Atıf Hocayı idama mahkum etti
İhtimal bazı kafalar kesilecektir
Mustafa Kemal Meclis te Milletvekillerine söylemiştir 1922Bir gün Atatürk, yakın "çevresi"yle yine o meşhur âlemlerinden birini yaşıyor, yaşatıyor. Salona büyük bir masa kurulmuş. Ata hem içiyor, hem konuşuyor. Bir aralık duruyor ve etrafındakilere;
- "Söyleyin bakalım, bu millet ben öldükten sonra hakkımda ne diyecek?" diye soruyor.
Hâzirûn sıra ile sorguya çekiliyor. Kimi müncî (kurtarıcı, Mehdi), kimi dâhî, kimi ilah, kimi peygamber, kimi bu milleti ve vatanı yoktan var eden insan diyor.
Atatürk gülüyor ve;
- Hayır hiçbiriniz bilemediniz. Bakın ne diyecekler ben size söyleyeyim; "Aslında Atatürk iyi bir insandı ama "çevresi"ni öyle pu.t, öyle peze..nk öyle dalkavuk adamlar sardı ki, memlekete daha çok hizmetler yapmasına mâni oldular." (Acaba masada jöleli birisi var mıydı?)
Atatürk'ün bu sözünden sonra masadakiler bir anda ayağa fırlayıp, kahkahalarla "Bravo Paşam çok doğru söylediniz." diye alkış patlatmışlar. Atatürk de zevke gelip öyle bir gülmüş ki, kadehini yere fırlatmış.
Merhum ve mağfur Osman Yüksel Serdengeçti "Gülünç Hakîkâtler
Cumhuriyet Halk Fırkası TBMM deki mebusların tümünü içine alır.Yasama yürütme yargılama işlerinin tümüne el koyar
1925 Takriri Sükun ile Terakkiperver Cumhuriyet kapatıldı.Gazeteler kapatıldı.Gazeteciler İstiklal Mahkemelerine sevkedildi
Şeyh Said e bazı isimler verilerek bunları itham ederse cezasının hafifletileceği vadedilmişti (İstiklal Mahkemesi üyeleri tarafından)
Bütün namuslu adamları astınız.Beni neden beraat ettiriyorsunuz? Yoksa namusumda bir leke mi gördünüz?
Erzurum Mebusu Hüseyin Avni (İstiklal Mahkemesine)
1925-1945 arasında gazeteler hükümet izin vermedikçe memur maaşları konusundan bile bahsedemezlerdi
Şapka devrimi üzerine Erzurumda (1925) bazı kişiler yürüyüş yapmaya kalkmışlar,üç kişi idam edilmiştir
Karabekir e Sansür
Kazım Karabekir in beyanları nazarı itibara alınmayacaktır ve bunlardan bahsedilmeyecektir (Cumhuriyet Halk Partisinden Ankara muhabirlerine)
Gazeteye Sansür
Otomobil yedek parçalarıyla lastiklerin bittiği,un stokunun azaldığı yazılmayacaktır (Matbuat Umum Müdürlüğünden tebliğ edilmiştir)
Mebus General Kazım Karabekir in Meclis te yapmış olduğu beyanat gazetelerimizde dercedilmeyecek ve bu beyanattan bahsedilmeyecektir Matbuat Umum Müdürü
Kazım Karabekir Paşa nın doğuda kazandığı zaferler ordumuza gönderdiği silahlar sayesinde arkamızı emniyete alarak Yunanlılarla İstiklal Harbi yapabildik
Bugünkü Gazi ile tarafsızlığı hakkında namusuyla teminatta bulunmuş olan Gazi arasında büyük fark var
Fethi Okyar
Gazi,içki sofrasında hoşuna giden artist kadına 15 bin liralık çek imza ederken Reşit Galip,Gazi ye 'Paşam bu para pederinizden mi size kaldı?' diye soracak olmuş fakat sofradan kovulmuş çek de imzalanmış(Burhan Felek)
Falih Rıfkı Atay,İttihatçılardan Cemal paşanın övücüsüydü,sonra Mustafa Kemali övmüş,1950 den sonra DP nin yanına geçmiş,60 ihtilalinden sonra generallerin meddahı olmuş
M.Kemal in ilk Samsun ve Erzurum arkadaşı Rauf Bey Cumhuriyet e ihanet isnadı ile ve boynunda infaz edilmemiş idam hükmü ile sürgünlerdedir Halide edip ve eşi aynı durumdadır
TC nin idare şekli demokratik idare olmayıp İtalya da tatbik edilen totaliter rejimin aynı olan bir idaredir
Ali Fuat Cebesoy
Hiçbir milletin okumuşları Tek Parti nin okumuşları kadar yabancı taklitçiliği ile kendi öz kültürlerini katletmek şahsiyetsizliğine düşmemişlerdir
İnkılapçılar ilmin kaidelerine düsturlarına uymak mecburiyetinde değildir.İlim inkılabın arkasında yürümelidir
CHP li Avni Başman
Mustafa Kemalin idari ictimai siyasi hataları olduğunu söylemek demokratik rejimi benimsemiş olanlar için tabi bir hak olması lazım gelir
Selahaddin Adil Paşa İstiklal Harbi kumandanlarından
M.Kemal i put haline koyan bu koruma kanunu inkılapları fosil haline getirdiği gibi tenkit hürriyetine de engel olur
Halide Edip
Evvelki akşamki güzel bacak müsabakasına dört hanım iştirak etti
6 Eylül 1925 Cumhuriyet Gazetesi
Hanımefendi başörtüsünü çıkardığınız takdirde daha güzel olacağınızı tahmin ediyorum,isterseniz bir tecrübe edin,Mustafa Kemal
Genç kız M.Kemal in bu hitabı üzerine başındaki örtüyü çıkarmıştır Ahmet Banoğlu
Keriman Halis in 1932 de dünya güzeli seçilmesi münasebetiyle verdiği demeçte M.Kemal
Türk ırkı dünyanın en güzel ırkıdır diyordu
Memleketin her türlü geliri taahhüt işleri ticareti Tek Parti mensuplarına verildi.İmtiyazlar vurgunlar gasp imkanları Tek Parti mensuplarının hakkıydıMilli Mücadeleyi yapanlar Osmanlı paşalarıdır.Osmanlı Meclisinden Ankara ya gitmiş olanlardır.Asker,Osmanlı askeridir
Mustafa Kemalin Çiftlikleri
AHMED HULÛSİ EFENDİ
1300 ve 1900lerde Hristiyan-Emperyalistler güç birliği ederek Müslümanlık adını dünyadan kaldırmaya çalışmışlardır
Eski Türkteki üstünlük duygusunu yıkarak,Tanzimattan bugüne aşağılık duygusu anaforuna düşmüşüzdür
Donanma ordu yürürken muzafferen ileri
Üzengi öpmeye hazırdı Garbın elçileri
Türklerin bütün değerlerinden soyularak yeni değerler mukaddesler edinebileceği cahilce ve gafilce zannedilmiştir
Cumhuriyeti Osmanlıdan başka devlet,bizi dedelerimizden ayrı millete mensup saymak yanılgının esasını teşkil ediyor
Musikide şiirde mimaride eğlencede terbiyede hukukta bize ait olmayan her şeyi zorla uygulamışlardır
Cumhuriyet kuruluş çağında,Konya ve Söğüt gibi İslamın mukaddeslerini benimseyip onun heyecanı ile hareket etmiştir
Millet,ataları ile beraber kendi nefsini de hor görmeye ve bütün değerlerinden şüphe etmeye başlamıştır
Mustafa Kemal Kazım Karabekir Rauf Bey Fuat Paşa vs.Osmanlı Devletinin Paşaları olarak devlet adına muntazam ordu muharebesi yapmışlardır Milli Mücadele sonuna kadar milliyetçiliğin maddi manevi bütün unsurlarına bağlılıklarını vurgulamışlardır
TBMM 23 Nisan 1920de Cuma günü tekbirlerle halkın bayram sevinçleri içinde açıldı,yeni bir devlet kurma maksadı taşımıyordu
Türkiyede demokrasi I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde hazırlık emekleme devri geçirmiştir
Misak-ı Milli,Erzurum-Sivas Kongrelerinde tespit edildikten sonra Osmanlı Meclisi Mebusanında(Millet Meclisi) oy birliği ile kabul edilmiştir
Lozan antlaşmasının tamamlanması beklenmeden Meclisin feshine karar verilir
Mustafa Kemalin kişisel egemenliğine karşı çıkan 2.gruptan hiç kimse 2.TBMM ye alınmamıştır(1923)
Basın ve muhalifler,İstiklal Mahkemeleri ve Takriri Sükun gibi haşin kanunlarla susturulmuştur
Ankara,9.11.1338,Hindistan
Merkez-i Hilafet Komitesi Reisi Seyyid Çotani Hazretleri;Tarafımızdan
icra olunan zaferden Hindistan için de mühim bir hisseyi müşerref
vardır. Bilhassa himmeti alileri ile temin buyrulan muavenet-i maddiye
ve iane paraları Türkiye davasının tahakkuku yolunda pek ziyade işe
yaramıştır. Ondan sonra dahi devam edecektir. Muzahereti mahbubunuz
suret-i nihaiyede aktı muharrer olan sulhumuzun tesriina ve amali
milliyetimizin tamamen istimaline nihayet edecektir. TürkiYe halkı adına
daima yüksek bir alaka ile hareket eden ve her fırsatta samimi
teveccühatını izhar eyleyen bütün Hintli kardaşlara hem minnetkar
selamlarımızı niyetlerimizi ve murahhasen tavassutu aliyelerini rica
eder ve zatı alilerine ihtiramatı kalbiyemi arz ederim efendim. Mustafa
Kemal
Mustafa Kemalin Camilerde TBMMde verdiği vaazlar nutuklar,Mehmet Akifin şiir ve yazılarından farklı değildir
Askerlerimiz bizi ALLAH ALLAH nidalarıyla savunduğu sıralarda biz,ALLAH tan başka şeylere inanmışız Yakub Kadri 1921
Ankarada
büyük bir İslam Kongresi toplanacak.Hükümetçe mühim bir tasavvurun fiil
mevkiine konacağını haber alıyoruz 1921 Hakimiyeti Milliye
İngiltere-Fransa vs. Çanakkale ve Irak seferlerini utanmadan son Ehli Salib(Haçlı) diye vasıflandırdılar
Yunanlıların İzmirde yaptıkları kıtali,Londra rahipleri kiliselerde çanlarla ayinlerle takdis ettiler
Mustafa Kemalin eserlerinde kasıtlı olarak gizlenen,yayımlanmayan belgeler vardır,kimi vesikalar eksik ve değiştirilmiştir
İnanılmaz bir kanun sebebiyle bazı vesikaları bulmak,bulsak bile neşretmek yasaktır,cezayı muciptir
Milli Mücadele boyunca Mustafa Kemal fevkalade dindar görünmüş,İslami sözlük ve kavramlarla konuşmuştur
Milli Mücadele boyunca Mustafa Kemal Hilafeti savunmuş,ayetler okuyup Hz.Muhammed(sav) ve 4 Halifeyi örnek göstermiştir
Milli Mücadelede halkı cephelere ve şehitliğe çağıranların başında 'sarıklı aydınlar' gelmektedir
Türkler dindar gelenekçi idiler.Din adamlarının her seviyeden insan üzerinde büyük tesirleri vardı Liman Van Sanders
Kumandanlar
ferdi feragat serdengeçtilik isteyen muharebe safhalarında din
adamlarının telkinlerinden geniş manada istifade ediyorlardı Liman Von Sanders
Din adamları şefkatli güvenilir insanlardı,onları en buhranlı zamanlarda bile kötümser görmedim
Liman Von Sanders
Özbekler
Tekkesi,Kurtuluş Savaşı tarihinde önemli bir rol oynamıştır.Şeyh Atâ
Efendi’nin İstanbul’da işgal kuvvetlerine karşı oluşturulan Karakol
Cemiyeti’nin üyelerinden olması sebebiyle tekke bir müddet Kuvâ-yi
Milliyye mensuplarından yaralananlar için hastahane olarak
kullanılmıştır
Özbekler Tekkesi,İstanbul’dan
kaçırılan silâh ve cephanelerle Anadolu’ya gizlice geçmek
isteyen,içlerinde İsmet İnönü,Adnan Adıvar,Halide Edip Adıvar,Ali Fuat
Cebesoy’un babası İsmâil Fâzıl Paşa, Mehmed Âkif Ersoy ve Celâleddin
Ârif Bey gibi önemli isimlerin bulunduğu kişilerin ilk durağı haline
gelmiştir.
Raif
Hoca Efendinin medeni cesareti şahsımıza güvenmek şeklinde belirince
bir türlü nasıl kavuşacağımızı bilmediğimiz(çünkü istifa etmişlerdi)
meşruiyet ve salahiyet Mustafa Kemal in 1.reis benim 2.reis olarak
Mudafaayı Hukuk Erzurum Şubesinin bizlere sağladığı hizmet imkanı
oldu.Raif Hocadan başkasının bu çapta cesaret gösterebileceğine ihtimal
vermiyorum
Rauf Bey(Orbay)
23 Nisan Cuma Namazından sonra Allahın izniyle TBMM açılacaktır
Heyeti Temsiliye Namına Mustafa Kemal
Hilafet
makamının kurtarılması gibi mühim vazifeleri ifa edecek olan TBMMnin
açılış gününü Cumaya rast getirmek bugünün hayrından faydalanmak içindir
Heyeti Temsiliye Namına Mustafa Kemal
Erzurum-Sivas Kongreleri,TBMM Mustafa Kemal imzası ile Halifeye bağlılık şükran minnet telgrafları gönderiyordu
Hilafet sayesinde Türkiye dışındaki müslümanlar Milli Mücadeleye altın para yardımında bulunuyorlardı
Müslüman
memleketlerinde Halife nin bir sözü Cihadı Mukaddes meydana getirmeye
kafidir,bu hristiyanlar için felaket demektir II.Abdülhamit Han
Milyonlarca
nüfusa sahip Hindistan kendisini soyan,kendisine eza cefa eden birkaç
bin kişilik ingilizleri hakikaten kovmak istedikleri an bunu kolaylıkla
yapabileceklerdir II.Abdülhamit Han
Ne
büyük kayıp.Hasmımdı ama Onun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini
kaybetti Edward Grey ingiliz dışişleri bakanı Sultan Abdülhamidin
ölümünden sonra söylemiştir
Dostum
Rıza Tevfik.Mısırda Hindistanda İslam kitlelerini idaremize almak için
milyonlarca altın harcadık,muvaffak olamadık.Halbuki Sultan? Yılda bir
defa bir selam-ı şahane birde Hafız Osman Kuranı Kerimi gönderiyor,bütün
ümmeti hudutsuz hürmet içinde emrinde tutuyor.
Bir ingiliz
İslam ülkelerinin büyük kısmını sömürge yapmış ingilizler,Türk padişahının bu sömürgelerdeki manevi gücünden kurtulmak istiyordu
Abdülhamid
Han hal'edilmiş olsada Hilafet yerinde kalmıştı.İngiliz Büyükelçiliği
bu yüzden Rıza Tevfik ve arkadaşlarını başarısız sayarak onlara yüz
vermemişti
Hilafet,ingilizlerle savaş halinde olduğumuz I.Cihan Harbi ve İstiklal Harbinde bize büyük faydalar sağladı
İngilizler,bizi yeniden açacakları savaşla tehdit ederek Lozan da Hilafetin kaldırılmasını pazarlıkla kabul ettirdiler
Erzurum
ve Sivas Kongrelerinin,TBMM açılış bildirilerinde,üçünün de
2.maddelerinde şu sözler mevcuttur:Osmanlı yurdunun bütünlüğü,
Milli
istiklalin sağlanması,Yüce Hilafet makamının korunması için milli
kuvvetleri harekete getirmek ve milli iradeyi hakim kılmak esastır
Yüce
Meclisçe 18 kasım 1922de yapılan oturumda Makamı Muallayı Hilafete
seçilmiş olduklarını özel saygı ile zatı hazreti Hilafetpenahilerinize
arz ederim
Mustafa Kemal
Keyfiyet
TBMMce İslam alemine ve Türkiye halkına bildirilmiştir.Bu seçimin İslam
alemi için uğurlu feyiz verici olmasını Allahın lütfundan tazarru niyaz
ederim
Mustafa Kemal
Vaziyeti (Hilafetin ilgası) olduğu gibi telaffuz etmek,maksadın büsbütün ziyanını mucip(boşa gitmesine sebep) olabilirdi
Mustafa Kemal
Bütün
Müslümanlara ait bir başı ne vicdanla ne hakla kesersin! Zavallı alemi
İslam başsız kaldı.Ama bu kadar yenileşmiş olan Avrupa Papayı
kaldırmıyor Rıza Nur
İsmet paşa Lozanda hahambaşı haim naum un telkinleriyle Hilafetin derhal kaldırılması fikrini benimsemiş bulunuyordu
Rauf Bey (Orbay)Türkler,eski savlet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır.Onları maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz
Lord Gurzon
Hindistanda Hilafet Komitesi öncülüğünde toplanan altınlar Mustafa Kemal e verilmiştir.İş Bankasının esas sermayesini teşkil etmiştir bu altınlar
Hilafet hususunda İranla hiçbir anlaşma olmaması şayanı teessüftür.Halbuki Rusya ve İngilterenin oyuncağı olmamak için bize yaklaşmalarında fayda vardır II Abdülhamit Han
Hilafeti kaldıranlar,o güne kadar birlikte yaşamış milletin manen bölünmesine sebep olmuşlardır.Türklerle diğer müslüman tebaayı eşit kılan unsur yok edilmiş oluyordu
Hindistanda Hilafet Komitesi öncülüğünde toplanan altınlar Mustafa Kemal e verilmiştir.İş Bankasının esas sermayesini teşkil etmiştir bu altınlar
Hilafet hususunda İranla hiçbir anlaşma olmaması şayanı teessüftür.Halbuki Rusya ve İngilterenin oyuncağı olmamak için bize yaklaşmalarında fayda vardır II Abdülhamit Han
Hilafeti kaldıranlar,o güne kadar birlikte yaşamış milletin manen bölünmesine sebep olmuşlardır.Türklerle diğer müslüman tebaayı eşit kılan unsur yok edilmiş oluyordu
Hilafetin elden çıkması,bizi siyaset ve iktisat açılarından dünyada yalnız bırakan sebeplerin başında gelmektedir
Hilafetin ilgası kararı Meclis te dahi görüşülmeden parti grubu kararı ile gerçekleştirilmiştir
II.TBMM milletvekilleri seçilerek değil tayinle getirilmişlerdi.Buna rağmen Hilafet konusunda milletvekilleri hiçe sayılmıştır.
Misak-ı Milli sınırlarımızda sebepsiz ve korkak fedakarlıklar oldu.Mehmetçiğin döktüğü kanlar harcandı
30 Kanunevvel 1928 de Vakit Gazetesi şu haberi veriyor: Camiler:90 tanesi kapatılacak,kapatılanlar satılığa çıkarılacaktır
Büyük ve küçük birçok camiler depo meyhane yapılmak gibi süfli işlerde kullanılmıştır
CHP prensipleri,gökten indirildiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır
Mustafa Kemal
Biz,ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil,doğrudan doğruya hayattan alıyoruz
Mustafa Kemal
ALLAH ı tahtından indirdik.Bizim mabetlerimiz fabrikalardır
Refik Ahmet (1929)
Ne örümcek, ne yosun
Ne mucize, ne füsun
Kâbe Arabın olsun
Bize Çankaya yeter.
Ne örümcek, ne yosun
Ne mucize, ne füsun
Kâbe Arabın olsun
Bize Çankaya yeter.
Kemalettin KAMU
Camilere iskemleler ve musiki aletleri konması,kilise gibi camilere ayakkabıyla girilmesi tavsiye edilmiştir1928 dinde reform layihası
Demokrat Parti 1950 de iktidara geçer geçmez türkçe ezanı kaldırmıştır
TBMM de 'Birbirinize danışın' ayeti kerimesi yazılıydı.Bu ayet daha sonraları kaldırıldı
Şapka giyen bir gazeteciyi döven istiklal mahkemesi reisi kılıç ali,şapka giymediği için İskilip Atıf Hocayı idama mahkum etti
İhtimal bazı kafalar kesilecektir
Mustafa Kemal Meclis te Milletvekillerine söylemiştir 1922Bir gün Atatürk, yakın "çevresi"yle yine o meşhur âlemlerinden birini yaşıyor, yaşatıyor. Salona büyük bir masa kurulmuş. Ata hem içiyor, hem konuşuyor. Bir aralık duruyor ve etrafındakilere;
- "Söyleyin bakalım, bu millet ben öldükten sonra hakkımda ne diyecek?" diye soruyor.
Hâzirûn sıra ile sorguya çekiliyor. Kimi müncî (kurtarıcı, Mehdi), kimi dâhî, kimi ilah, kimi peygamber, kimi bu milleti ve vatanı yoktan var eden insan diyor.
Atatürk gülüyor ve;
- Hayır hiçbiriniz bilemediniz. Bakın ne diyecekler ben size söyleyeyim; "Aslında Atatürk iyi bir insandı ama "çevresi"ni öyle pu.t, öyle peze..nk öyle dalkavuk adamlar sardı ki, memlekete daha çok hizmetler yapmasına mâni oldular." (Acaba masada jöleli birisi var mıydı?)
Atatürk'ün bu sözünden sonra masadakiler bir anda ayağa fırlayıp, kahkahalarla "Bravo Paşam çok doğru söylediniz." diye alkış patlatmışlar. Atatürk de zevke gelip öyle bir gülmüş ki, kadehini yere fırlatmış.
Merhum ve mağfur Osman Yüksel Serdengeçti "Gülünç Hakîkâtler
Cumhuriyet Halk Fırkası TBMM deki mebusların tümünü içine alır.Yasama yürütme yargılama işlerinin tümüne el koyar
1925 Takriri Sükun ile Terakkiperver Cumhuriyet kapatıldı.Gazeteler kapatıldı.Gazeteciler İstiklal Mahkemelerine sevkedildi
Şeyh Said e bazı isimler verilerek bunları itham ederse cezasının hafifletileceği vadedilmişti (İstiklal Mahkemesi üyeleri tarafından)
Bütün namuslu adamları astınız.Beni neden beraat ettiriyorsunuz? Yoksa namusumda bir leke mi gördünüz?
Erzurum Mebusu Hüseyin Avni (İstiklal Mahkemesine)
1925-1945 arasında gazeteler hükümet izin vermedikçe memur maaşları konusundan bile bahsedemezlerdi
Şapka devrimi üzerine Erzurumda (1925) bazı kişiler yürüyüş yapmaya kalkmışlar,üç kişi idam edilmiştir
Karabekir e Sansür
Kazım Karabekir in beyanları nazarı itibara alınmayacaktır ve bunlardan bahsedilmeyecektir (Cumhuriyet Halk Partisinden Ankara muhabirlerine)
Gazeteye Sansür
Otomobil yedek parçalarıyla lastiklerin bittiği,un stokunun azaldığı yazılmayacaktır (Matbuat Umum Müdürlüğünden tebliğ edilmiştir)
Mebus General Kazım Karabekir in Meclis te yapmış olduğu beyanat gazetelerimizde dercedilmeyecek ve bu beyanattan bahsedilmeyecektir Matbuat Umum Müdürü
Kazım Karabekir Paşa nın doğuda kazandığı zaferler ordumuza gönderdiği silahlar sayesinde arkamızı emniyete alarak Yunanlılarla İstiklal Harbi yapabildik
Bugünkü Gazi ile tarafsızlığı hakkında namusuyla teminatta bulunmuş olan Gazi arasında büyük fark var
Fethi Okyar
Gazi,içki sofrasında hoşuna giden artist kadına 15 bin liralık çek imza ederken Reşit Galip,Gazi ye 'Paşam bu para pederinizden mi size kaldı?' diye soracak olmuş fakat sofradan kovulmuş çek de imzalanmış(Burhan Felek)
Falih Rıfkı Atay,İttihatçılardan Cemal paşanın övücüsüydü,sonra Mustafa Kemali övmüş,1950 den sonra DP nin yanına geçmiş,60 ihtilalinden sonra generallerin meddahı olmuş
M.Kemal in ilk Samsun ve Erzurum arkadaşı Rauf Bey Cumhuriyet e ihanet isnadı ile ve boynunda infaz edilmemiş idam hükmü ile sürgünlerdedir Halide edip ve eşi aynı durumdadır
TC nin idare şekli demokratik idare olmayıp İtalya da tatbik edilen totaliter rejimin aynı olan bir idaredir
Ali Fuat Cebesoy
Hiçbir milletin okumuşları Tek Parti nin okumuşları kadar yabancı taklitçiliği ile kendi öz kültürlerini katletmek şahsiyetsizliğine düşmemişlerdir
İnkılapçılar ilmin kaidelerine düsturlarına uymak mecburiyetinde değildir.İlim inkılabın arkasında yürümelidir
CHP li Avni Başman
Mustafa Kemalin idari ictimai siyasi hataları olduğunu söylemek demokratik rejimi benimsemiş olanlar için tabi bir hak olması lazım gelir
Selahaddin Adil Paşa İstiklal Harbi kumandanlarından
M.Kemal i put haline koyan bu koruma kanunu inkılapları fosil haline getirdiği gibi tenkit hürriyetine de engel olur
Halide Edip
Evvelki akşamki güzel bacak müsabakasına dört hanım iştirak etti
6 Eylül 1925 Cumhuriyet Gazetesi
Hanımefendi başörtüsünü çıkardığınız takdirde daha güzel olacağınızı tahmin ediyorum,isterseniz bir tecrübe edin,Mustafa Kemal
Genç kız M.Kemal in bu hitabı üzerine başındaki örtüyü çıkarmıştır Ahmet Banoğlu
Keriman Halis in 1932 de dünya güzeli seçilmesi münasebetiyle verdiği demeçte M.Kemal
Türk ırkı dünyanın en güzel ırkıdır diyordu
Memleketin her türlü geliri taahhüt işleri ticareti Tek Parti mensuplarına verildi.İmtiyazlar vurgunlar gasp imkanları Tek Parti mensuplarının hakkıydıMilli Mücadeleyi yapanlar Osmanlı paşalarıdır.Osmanlı Meclisinden Ankara ya gitmiş olanlardır.Asker,Osmanlı askeridir
Atatürk
ismi niçin yanlıştır? Mustafa Kemale bu unvanın verilebilmesi için Türk
milletinin onun zamanında türemiş olması gerekirdi
Türkiye İş Bankasındaki 1 milyon küsur altının 2 kaynağı vardır
1-Milli
Mücadeleye yardım için Hindistandan Mustafa Kemale gönderilen 500-600
bin altın,bu paranın 250 bini Mustafa Kemalce Türkiye İş Bankasına
sermaye olarak verilmiştir
2-Mısır eski Hidivi Abbas Hilmi Paşanın Cumhuriyet Halk Partisine bağışladığı 900 bin lira
Mustafa Kemalin Çiftlikleri
Ankara'da
Orman, Yağmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Tahar, Etimesgut,
Çakırlar çiftliklerinden vücut bulmuş Orman Çiftliği, Tarsus'ta Piloğlu
Çiftliği, Yalova Millet ve Baltacı çiftlikleri, Silifke'de Tekir ve
Şövalye çiftlikleri, Dörtyol'da Portakal bahçesiyle Karabasamak
çiftliği.
Bu
çiftliklerde mevcut arazi 1. 582 dönüm çeşitli meyve bahçesi 2. 700
dönüm fidanlık 3. 400 dönüm Amerikan asma fidanlığı 4. 220 dönüm bağ 5.
370 dönüm meyve yetiştirmeye elverişli bahçe 6. 220 dönüm 6.660 ağaçlı
zeytinlik 7. 17 dönüm 1654 ağaçlı portakallık 8. 15 dönüm kuşkonmazlık
9. 100 dönüm park ve bahçe 10. 2650 dönüm çayır ve yoncalık. 11. 1450
dönüm orman 12. 148.000 dönüm kabili Ziraat arazi ve binalar.
Bu
çiftliklerdeki bina ve tesisat 1. 45 adet büyük ve küçük idare binası.
2. 7 adet 15.000 baş koyunluk ağıl. 3. 6 adet Aydos ve Toros
yaylalarında tesis edilen mandıralar. 4. 8 adet at ve sığırlara mahsus
ahır. 5. 7 adet umumi anbar 6. 4 adet samanlık ve otluk 7. 6 adet
samanlık ve otluk 8. 6 adet hangar ve sundurma 9. 4 adet lokanta, gazino
ve eğlence yerleri, lûnapark 10. Çeşitli imalât yapan 2 fırın 11. 2
adet sera 12. Toplam 51 bina.
Fabrika ve imalâthaneler 1. Bira fabrikası (Senede 7.000 hektolitre kapasiteli) 2. Malt fabrikası (Senede 7.000 hektolitre biraya yetecek miktarda mal üretimi) 3. Buz fabrikası (Günde 4 ton buz yapma kapasiteli) 4. Soda ve gazoz fabrikası (Günde 3.000 şişe kapasiteli) 5. Deri fabrikası (Senede 14.000 deri işleyebiliyor) 6. Ziraat aletleri ve demir fabrikası 7. Biri Ankara'da diğeri Yalova'da olmak üzere 2 adet süt fabrikası 8. Biri Ankara'da diğeri Yalova'da iki yoğurt fabrikası 9. Şarap imalâthanesi (Yılda 80 bin litre şarap imaline elverişli) 10. İki taşlı, elektrikle işler bir değirmen. 11. İstanbul'da bulunan çiftlik fabrikasının % 40 hissesi 12. Orman ve Tekir çiftliklerinde her biri 15 ton kaşar, bin teneke beyaz peynir, altı yüz teneke yağ yapmaya elverişli imalâthane.
Fabrika ve imalâthaneler 1. Bira fabrikası (Senede 7.000 hektolitre kapasiteli) 2. Malt fabrikası (Senede 7.000 hektolitre biraya yetecek miktarda mal üretimi) 3. Buz fabrikası (Günde 4 ton buz yapma kapasiteli) 4. Soda ve gazoz fabrikası (Günde 3.000 şişe kapasiteli) 5. Deri fabrikası (Senede 14.000 deri işleyebiliyor) 6. Ziraat aletleri ve demir fabrikası 7. Biri Ankara'da diğeri Yalova'da olmak üzere 2 adet süt fabrikası 8. Biri Ankara'da diğeri Yalova'da iki yoğurt fabrikası 9. Şarap imalâthanesi (Yılda 80 bin litre şarap imaline elverişli) 10. İki taşlı, elektrikle işler bir değirmen. 11. İstanbul'da bulunan çiftlik fabrikasının % 40 hissesi 12. Orman ve Tekir çiftliklerinde her biri 15 ton kaşar, bin teneke beyaz peynir, altı yüz teneke yağ yapmaya elverişli imalâthane.
AHMED HULÛSİ EFENDİ
Denizli müftüsü ve Millî Mücâdelenin ilk bayraktârı. 1861 (H.1278) yılında Denizli'de doğdu. 1931'de vefât etti.
Dedesi
Veli ve babası Osman efendiler de müftü ve müderris idiler. Tahsîlini
Denizli Kayalık Müftüler Medresesinde yaptı. Babasından icâzet aldı.
Bundan sonra medresede dersler vermeye ve talebe yetiştirmeye başladı.
Sonra Denizli Müftülüğüne getirildi. Bu görevde iken Türkiye'nin
paylaşılmasını ihtivâ eden Mondros Mütârekesi imzâlanmıştı. Şubat
1919'da Paris'te bir araya gelen Îtilâf devletleri temsilcileri
Balıkesir, Aydın ve İzmir'i Yunanistan'a vermeyi kararlaştırdılar. Bu
gelişmeler üzerine Nûreddîn Paşa, bölge ileri gelenleri ve din adamları
liderliğinde, İzmir Müdâfaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyeti adı altında
bir teşkilât kurdu. Bir kongre toplanmasını kararlaştıran cemiyet,
Balıkesir, Aydın ve Denizli livâlarından delege gönderilmesini istedi.
Denizli'den gönderilen delegeler arasında Ahmed Hulûsi Efendi de
bulunuyordu. Kongreye İzmir vâli ve kolordu komutanı Nûreddîn Paşa
başkanlık etmiş ve ilhak tahakkuk ettiği takdirde mukâvemet edebilmek
için teşkilât kurulması kararlaştırılmıştı. Paşa, İzmir'in Yunanistan'a
verilmesi hâlinde silâhlı bir müdâfaaya kalkışılacağını söylediği sırada
Ahmed Hulûsi Efendi büyük bir uzak görüşlülükle kendisine şöyle
demişti:
"Paşa!
İstanbul işgâl altındadır. İşgâl kuvvetleri İstanbul hükûmeti üzerinde
tazyiklerde bulunarak sizi terfian veya memuriyetinizi nakil sûretiyle
İzmir'den uzaklaştırırlar. Çünkü buradaki hıristiyan unsurlar işgâl
kuvvetleriyle temas hâlindedirler. Sizin burada fiilî mukâvemet için
girişeceğiniz her hareketi onlara bildirirler. Onlar da hükûmete tesir
ederek, bu teşebbüsü netîcesiz bırakırlar. Bakınız Rum papazlarından
metropolit Hrisostomos daha şimdiden bu şehrin fahrî vâlisi gibi hareket
etmeye başlamış ve Yunan işgâlinin hazırlıklarına girişmiş
bulunmaktadır."
Ahmed
Hulûsi Efendinin söyledikleri çok geçmeden gerçekleşti. Nûreddîn Paşa
azledilerek yerine vâliliğe Kambur İzzet, kumandanlığa da emekli
paşalardan Nâdir Paşa tâyin edildi.
Ahmed
Hulûsi Efendi ise, İzmir Redd-i İlhak Kongresinden döndükten sonra
memleketin elîm bir âkıbete sürüklenmekte olduğunu görerek derhâl yoğun
bir teşkilâtlanma çalışmasına girişti.Onun bu faâliyetlerini Denizli
mutasarrıfı Fâik Bey (Öztırak) şöyle anlatmaktadır:
Ahmed
Hulûsi Efendi, benimle çok uzun ve mahrem görüşmelerde bulundu. Denizli
sancağının kazaları olan Acıpayam, Buldan, Sarayköy, Tavas ve Çal'da
bilhassa müftüler ve müderrislerle eşrâfın rehberlik ettiği heyetlerin
teşkîlini temin ettiğini söyleyip, artık mukadder olan Yunan işgâli
önünde neler yapılması îcâb ettiğinin şimdiden düşünülüp lüzumlu
tedbirlerin alınmasını teklif ve tavsiye etti. Bugün daha iyi anlıyorum
ki, müftü efendinin sözlerinde hiç bir imkânın gerçekleşmesi şartı
yoktu. Yapılması gereken vatanın istiklâli ve haysiyeti îcâbıydı. İlmi,
irfânı, ahlâkı ile muhitin hürmet duyduğu muhterem şahsiyeti, sancağın
her tarafında sevilen ve sayılan adamdı. Ahmed Hulûsi Efendi çok zor
şartlar altında vazîfeye çağırdığı kimseleri meziyet ve husûsiyetleriyle
çok iyi takdir ederek tâyin ve tespit etmişti. O müstesnâ günlerin
bendeki en derin intibaı şudur: Çok güç şartlar altında girişilecek
hizmetlere lâyık mânevî rehberler bulur ve onların telkinleri kalp ve
vicdanlarda ümit izleri meydana getirebilirse elde edilemeyecek güzel
netîceler, ufukların ardında demektir. Ben Ahmed Hulûsî Efendinin
mübeccel ve muhterem varlığında bu ebedî hakîkatın en muhteşem misâlini
görmüşümdür."
Bu
arada beklenen fecî âkıbet gerçekleşti. İzmir 15 Mayıs 1919 Perşembe
sabahı Yunanlılar tarafından işgâl edildi. Acı haber Denizli'ye ulaştığı
zaman irkilmeyen, ümitsizlikle yıkılmayan tek insan Ahmed Hulûsi
Efendiydi. Çünkü o, mukadder sonucu biliyor, din, vatan ve nâmus için
neler yapılması gerektiğini düşünmüş bulunuyordu. İzmir'in işgâli
üzerine ilk iş olarak Denizli'de bir protesto mitingi tertipledi.
Müftülük dâiresinin yakınındaki bir câmide bulunan Sancak-ı şerîfi asılı
bulunduğu yerden tekbirler ve salât ü selâmlar ile indirdi. Etrafında
şehrin ileri gelen şeyh ve imâmları olduğu hâlde câminin etrâfında
bekleşen kalabalığın önüne geçti. Kalabalık Belediye Meydanına doğru
yürümeye başladı. Tekbir seslerini işiten halk, işini gücünü bırakarak
Belediye Meydanına koşuyordu. Müftü Hulûsi Efendi meydanı doldurmuş
bulunan Denizlililere hitâben ağlamaklı bir sesle şöyle konuştu:
"Hemşehrilerim!..
Karşımıza çıkarılan düşman daha dünkü uşaklarımızdır. Biz onlara mağlûb
da olmadık. Bu düşman her kim olursa olsun Türk'ün ve Müslümanlığın son
müstakil yurdu olan topraklarımızı da elimizden almak istiyor. Bizler
şimdiye kadar esir yaşamadık ve yaşayamayız. Silâhımız yoksa sapan
taşıyla düşmana karşı çıkmak ve onu tepelemek her Türk ve Müslümana
farz-ı ayndır. Fetvâ veriyorum. Silâh azlığı veya çokluğu mühim
değildir. Birçok ülkelere hükmetmiş Fâtihlerin torunlarıyız."
Sözü
sık sık tekbirlerle kesilen ve son derece heyecanlı geçen miting,
Denizli halkının düşmana mukâvemet için hazır bulunduğunu ve şehrin
muhterem müftüsü Ahmed Hulûsi Efendinin emir ve direktiflerine
uyacaklarını göstermişti. Fakat Ahmed Hulûsi Efendi yalnız Denizli için
değil, bütün civar, vilâyet ve kazâları da içine alan bir millî
mukâvemet hareketi meydana getirmek istiyordu. Bu sûretle Aydın ve
Nazilli'ye emin adamlarından birkaçını göndererek onlarla temasa geçti.
Müftü Efendinin faâliyetlerini yakından tâkib eden Denizli Rumları ise;
"Onun sarığını başına dolayacağız." diye haber göndermekteydiler. Ancak
kahraman Denizli müftüsü bu tehditlerden korkacak ve din ve nâmus
müdâfaasından geri duracak bir kimse değildi. Bizzât kendisi Dinar'a ve
Afyonkarahisar'a gitti. Bu bölgelerdeki diğer müftü, vâiz ve
müderrislerle temasa geçerek silahlı çeteler teşkil edip, ilerleyen
Yunan kıtaları karşısında bir mukâvemet cephesi meydana getirmek
husûsunda onları harekete geçirdi. Bu bölgede efeler, yedek subaylar,
mütekaid (emekli) subaylar ve halktan herkes mahallî müftülerin idâre
ettiği teşkilâta kaydolunarak kısa zamanda harbe hazır vaziyete
getirildiler.
Hazırlıklarını
tamamlayan Hulûsi Efendi, Yunanlıların Nazilli'ye girmeleri üzerine
emrindeki kuvvetle derhal harekete geçti. Nazilli'de bulunan Yunan
kumandanı üç-beş bin kişilik bir kuvvetin üzerine geldiğini haber alınca
derhal mevziini terkederek Aydın istikâmetine çekildi. Müftü Hulûsi
Efendi kumandasındaki milis kuvvetleri Nazilli'yi kolaylıkla ele
geçirdiler. Fakat burada durmayarak Aydın'a doğru gerilemiş bulunan
Yunan kuvvetlerinin takibine başladılar. Nazilli'de ve yol boyunca
uğranılan her köyde toplanan halka, heyecanlı nutuklar îrâd eden Müftü
Efendinin emrindeki kalabalık gittikçe artıyordu. Bu nûr yüzlü din
adamına karşı herkes büyük hürmet, îtimâd ve muhabbet besliyordu.
Ahmed
Hulûsi Efendi bu gayret, şevk ve inançla Aydın'ı Yunanlılardan geri
almaya muvaffak oldu. Bundan sonra artan kuvvetlerin idâresi işini
kumandanlık vasıfları iyi bilinen Demirci Mehmed Efeye bıraktı. Ancak bu
sırada toparlanan Yunanlılar büyük kuvvetlerle gelerek Aydın'ı tekrar
işgâl ile büyük katliamlarda bulundular.
Bundan
sonra bölgede tam bir ölüm kalım mücâdelesi başladı. Ahmed Hulûsi
Efendi bizzât bir nefer gibi çarpışmalara katıldı. Verdiği vâzlarla da
topladığı gönüllülerle milis kuvvetlerini devamlı destekledi. Böylece
Denizli bölgesinde Yunan ilerleyişine set çekti. Bu müdâfaa hattı
olmasaydı. Ankara'nın, düzenli askerî birliklerin kurulmasını
sağlayamadan Yunan birliklerinin eline geçmesi işten bile değildi.
Ahmed
Hulûsi Efendi Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra gelişen siyâsî
olaylara karışmamış ve geri kalan ömrünü Allahü teâlâya tâat ve ibâdetle
geçirmiş, gençlere dîn-i İslâmı öğretmeye çalışmıştır. 22 Kasım 1931'de
yetmiş yaşının içinde fâni hayâta vedâ etti. Denizli kabristanındaki
kabrinin sağ cephesinde "Millî mücâdelenin ilk alemdârı Denizli Müftüsü
Ahmed Hulûsi Efendi burada medfûndur" diye yazılıdır. Ahmed Hulûsi
Efendi'nin beş oğlu ve bir kızı vardı. Soyadı kânununun çıkmasından
sonra âile "Müftüler" soyadını almıştır.
1) Sarıklı Mücâhidler; s.173-183
2) Millî Mücâdelede Denizli, Isparta ve Burdur Sancakları; s.63-65,82-90,151-152
3) Sarıklı Bir Mücâhid (Târih Mecmuâsı; sayı-9); s.
Ben,cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı feda ettim.Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum.Bütün ömrüm harp meydanlarında,esaret zindanlarında,yahut memleket hapishanelerinde,memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı harplerde bir câni gibi muamele gördüm;
bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım.
Memleket zindanlarında aylarca ihtilâttan men edildim.
Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere mâruz kaldım. Zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim.
Eğer dinim intihardan beni men etmeseydi, belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti.
Said Nursi Hz.
bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım.
Memleket zindanlarında aylarca ihtilâttan men edildim.
Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere mâruz kaldım. Zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim.
Eğer dinim intihardan beni men etmeseydi, belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti.
Said Nursi Hz.
K.15 K Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
C.22/6/1335 ve bila No.zata mahsus şifreye:Son işaratımızdan da anlaşılacağı vechile esasatta tamamen mutabakat mevcuttur.Bizzat Erzurum'da müşerref olmamızı ben de çok ehemmiyet ve iştiyakla arzu ediyorum. Fakat daha bidayetten beri deniz tarikini İngilizlere karşı tehlikeli ad ettirecek emareler var idi. Kara tarikinde de benzinsizlik müessir oluyor. Şimdi elde edilen bir miktar benzin ile Sivas'a ve oradan belki Erzincan'a kadar gitmek mümkün olacaktır. Herhalde Erzurum'dan dört otomobile kifayet edecek kadar benzinin Erzurum'dan Erzincan'a götürülmesi icab etmektedir. Bu takdirde fevkalede bir hal zuhur etmezse Sivas'tan hemen Erzurum'a hareket edeceğim. 25/6/1335'te Amasya'dan otomobil ile Sivas'a azimet olunacaktır efendim. 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal
Sivas'ta 3. Ordu Müfettişliğine
350 kilo benzinin 25/6 tarihinde Erzurum'dan Erzincan'a yola çıkarıldığını arz eylerim.
Kazım Karabekir
İzmiri işgal eden Yunanlılarla Elviyei Selasemizi daha evvel aynı oyunla işgal eden Ermeniler Kızılırmakta el sıkışacaklar ve Kızılırmakı Türk kanı ile hakiki kızıl yapacaklarmış.Ermeni ve Rum milletleri Türkü boğmak için kiliselerde yeminler etmişler ve ediyorlarmış.Medeniyet dünyası bu kızıl günü tes'id edecekmiş.Zavallı iki cılız millet.İkinizde Türkün ayakları altında can vereceksiniz.Kazım Karabekir
444 Erzurum 7/7/1335 Kolordulara Tamim
Vaziyet-i ahire mukarrerât-ı âtiyenin katiyen tatbikini âmirdir.Tafsilât derdest-i takdimdir.1-Teşkilât-ı askeriye ve milliye hiçbir suretle ilga edilmeyecektir. 2- Kumanda hiçbir suretle terk ve ahere tevdi olunmayacaktır. 3- Vatanın herhangi bir tarafında yeniden vaki olacak düşman işgal ve harekâtı umum orduyu, alakadar edecek, hasıl olacak vaziyete nazaran müdafaa-i memlekete müştereken tevesül olunacaktır. Bu sebeple kumandanlar derhal birbirini haberdar edeceklerdir. 4- Esliha ve mühimmat kat'iyyen elden çıkarılmayacaktır. 5- İşbu şifre muhteviyatı Onbeşinci Kolordu Kumandanlığınca malumdur. Mezkûr Kolordu kumandanlığı Diyarbakır'da Onüçüncü Kolordu Kumandan Vekili Cevdet Bey'e bildirilecektir. Üçüncü Kolordu Kumandanı Refet Bey'e ve Yirminci Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa'ya tebliğ edilmiştir. Ali Fuat Paşa Konya'da Cemal Paşa Hazretleriyle Miralay Selahattin Adil Bey'e ve Bursa'da Sami Bey'e ve o vasıta ile 14. Kolordu Kumandanı Yusuf Paşa Hazretlerine verecek ve telgrafnamenin makamatı mezküre tarafından ahz olunduğunu aynı tarikle bildirilecektir. Bekir Sami Bey işbu telgrafname muhteviyatıyla derdest-i takdim olan izahı emin bir vasıta ile Edirne'de Miralay Cafer Tayyar Bey'e isal edecektir. Üçüncü Ordu Müfettişi, Fahri Yaver-i Hazret-i şehriyarı Mirliva Mustafa Kemal. 15. Kolordu K. Mirliva Kâzım Karabekir
Mustafa Kemal Paşa'nın hüsn-i idaresi.İstanbul bütün kuvvetiyle kendisine yükleniyor.Her tarafa emirler,gazetelerle neşriyat daima mütecaviz bir lisanla efkar-ı umumiyede matrud ve mahkûm bir insan gösteriliyor.Aleyhine yapılan tecavüzler yetişmiyormuş gibi hayatına suikast hazırlanıyor veya öyle propaganda ile tedhiş ediliyor.Şark kendisini tanımıyor.Bana karşı ise halkın ve ordunun samimi hürmetiyle beraber henüz İstanbul hükûmeti de teveccühkar davranıyor.O azlediliyor yerine beni tayin ediyorlar,onun için derdest emri veriliyor.Bana icra vazifesi veriyorlar.O Sivas'a gitmek için benim kuvvetime ve nüfuzuma muhtaç;hatta bütün muhitiyle iaşelerinde dahi muavenetime muhtaç.
Kazım Karabekir
Mevkilerini bir kaç saat daha fazla muhafaza etmek,ecnebi kesesinden biraz daha fazla para almak kaygısıyla yalan söylemekten utanmıyan, zât-ı hazret-i padişâhlyi iğfâl eylemekten korkmayan bu hâinlerin yeni bir teşebbüs-i caniyanede bulunacakları mevsuken haber alınmıştır.Millet ile sevgili padişahlarını temas ettirmeyen,hakikat-i halin makam-ı mukaddes-i hilâfetin güş-u ıttılaına vusülüne müsaade etmeyen bu alçaklar bu kerre de zât-ı akdes-i hilâfetpenâh'ilerini iğfal ile bir beyanname ısdârına çalışmakta imişler. Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal
15.Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa Hazretlerine
Hissiyat-ı necibanelerine arz-ı şükran olunur.Zât-ı vâlâları gibi hamiyetkâr ve fedakâr kumandanlara ve rüesaya malik oldukça bu millet için necat ve saadet muhakkaktır.Cenab-ı Hak âmâl-i meşrua-i milliye uğrundaki mücahede-i mukaddesimizde cümlemizi muvaffak bi'l-hayr buyursun. Amin. 11/10/1335.
Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal
Trabzon halkı beni meb'us yapmak için şöyle müracaatta bulundular:
15.Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Secaya-yı vatanperverâneleri ve efkar-ı hakimâne ve mezâyâ-yı aliyeleriyle bilcümle Türk ve Müslümanların ve bilhassa Trabzonluların âmâk-ı kalbinde bir mevki-i bülend ihraz eyleyen zat-ı samilerini vilâyetimiz namına meb'us intihap eylemek şerefinden bizleri mahrum bırakmayaca-ğınıza emin olarak muvafakat-i devletleri cevabına muntazır bulunduğumuzu arz eyleriz.
Şu cevabı verdim:
Trabzon ahali-i muhteremesinin hakkımdaki muhabbet ve teveccühlerine an-samim teşekkür ederim. Yalnız vatanımıza ve bu meyanda hassaten Trabzon'a halen asker olarak daha ziyade arz-ı hizmet edeceğimi zannettiğimden bu bâbdaki davet-i samimaneye icabet edemediğime cidden müteessirim. Teyid-i hürmet ve muhaleset eylerim, efendim. Trabzon: 10/11/1335 1919
15.Kolordu Kumandanlığına
Fuat Paşa geldi,gözlerinizden öper.Hasretle hareketiniz haberine muntazırız.Yeni ve pek mühim bir vaziyet karşısındayız.Cümleten takdim-i hürmet ederiz. Mustafa Kemal. 3. Kolordu Kumandanı Selahattin Sivas: 9/11/1335
Vilâyât-ı müstevliye ahalisine
tevzi edilmek üzere hükûmetin tahsis ettiği yedi milyon zahireden bir
kısm-ı mühimmini Trabzon'a nakleden Amerika heyeti bu erzaktan dahili
vilâyât ahalisine birşey vermemiştir.Bunları Trabzon'da sevahil halkına
bilhassa anâsır-ı gayr-i müslimeye tevzi etmektedir.
Kazım Karabekir
İngiliz Rawlinson beraberinde götürdüğü maden mühendisi vasıtasıyla mevcut madenler hakkında malumat almaya çalıştığına kanaat hasıl olduğu(Gümüşhane mıntıkasında) 23/12/1335/1919
Heyeti Tahkikiye Reisi Miralay Rüştü
İngiliz Rawlinson maden taharrisi için mühendisle dolaştığı esnada bazı insan kemikleri bulunan bir mağara civarından geçtiği halde mezkur mağaraya girmemiştir
23/12/1335/1919
Heyeti Tahkikiye Reisi Miralay Rüştü
Türkiyenin İngilterenin düşmanları tarafına geçmesi endişesiyle,İngiltere,Türkiyede hakiki İngiliz dostu olacak simalarla anlaşmak istiyor 27/12/1335/1919
İngiliz Rawlinson
En mühim mesele İzmirdir.İzmir için Yunanlıların ne parası ne adamı var.Kuvvetlerimizi çektik.İngiltere efkarı Yunanlıların aleyhine dönmüştür.Nasıl olsa İzmirden çıkartılacaklardır 27/12/1335/1919
İngiliz Rawlinson
İstiklal ve vatan mücahedesinde Cenab-ı Hakkın avn ve inayeti bizimledir 17/3/1336/1920
Mustafa Kemal
Ehli Salib muhacematına karşı bütün İslamiyet,imanın amil olduğu mücahedede inayet ve muvaffakiyatı İlahiyeye mazhar olacağına itimat eylemektedir Mart/1336/1920
Mustafa Kemal
Ehli Salibin son amelei sefilesi,İslamiyetin nuri irfan ve istiklaline ve Hilafetin uhuvveti mukaddesesine merbut olan müslüman kardeşlerimizin vicdanında aynı hissi mukavemeti uyandıracağından emin olarak Cenabı Hakkın mücahedatı mukaddesemizde cümlemize tevfikatı ilahiyesini terfik etmesini ve ruhaniyeti Peygamberiyeye istinad eden teşkilatımıza muin olmasına niyaz eyleriz Mart/1336/1920
Mustafa Kemal
Başta İngilizler olmak üzere İtilaf devletlerinin kariben izharı nedamet edeceklerine şüphe edilmemelidir.Tevfik Allahtan 18/3/1336/1920 Mustafa Kemal
Ben Kuvayı Milliye karargahının her emrine münkad şark cephesi kumandanı bulunuyorum.Binaenaleyh şahsi bir rey ve mutalaam olamaz.Tavassutum dahi caiz değildir 27/3/1336/1920
Kazım Karabekir
Kürt aşiretlerinin el ele vererek düşmanların icraatı zalimanelerine karşı mücahedeye din vatan uğrunda açılacak mücahedede ya büsbütün dünyadan kalkmak ya da düşmanları mahvedinceye kadar azim ve sebat göstermeye karar verdikleri hakkında mıntıkamdaki aşiret rüesasından müteaddit telgraflar alıyorum 26 Mart 1336/1920
Kazım Karabekir
2.cilt
Tevfikat-ı subhaniyeye mazhariyetimizden Cenab-ı Hak bizimle beraberdir
Mustafa Kemal 14 Nisan 1920
İrlanda meselesi olanca şiddetiyle devam ediyor.İrlandayı İngiltereden ayırmak isteyen erbab-ı ihtilal karakollarda sokaklarda polislere taarruz ile onları sık sık katletmektedirler.İngilizler İrlandadan pek ziyade korkuyor Anadolu Ajansı18 Nisan 1920
Mustafa Kemal 23 Nisan 1920
Bimennihi'l-kerim Nisan'ın 23.Cuma günü Cuma namazını müte-akip Ankara'da Büyük Millet Meclisi küşad edilecektir.Vatanın istiklâli,makam-ı refi-i hilâfet ve saltanatın istihlâsı gibi en mühim ve hayati vezaifi ifa edecek olan Büyük Millet Meclisinin yevm-i küşadını cumaya tesadüf ettirmekle yevm-i mezkurun mebrukiyetinden istifade ve küşattan mukaddem bilumum meb'usin-i kiram hazeratıyla Hacıbayram Cami-i şerifinde cuma namazı eda olunarak envar-ı Kur'an ve selâttan istifaze olunacaktır. Bade's-selât lihye-i saadet ve sancağ-ı şerifi hamilen daire-i mahsusaya gidilecektir. Daire-i mahsusaya dahil olmadan evvel bir dua kıraatıyla kurbanlar zebh olunacaktır. İşbu merasimde cami-i şeriften bed' ile daire-i mahsusaya kadar Kolordu kumandanlığınca kıtaat-ı askeriye ile tertibat-ı mahsusa alınacaktır.
Yevm-i mezkürun teyid-i kudsiyeti için bugünden itibaren merkez-i vilâyette Vali beyefendi hazretlerinin tertibiyle hatim ve Buhari-i şerif tilâvetine bed' olunacak ve hatm-i şerifin son aksâmi teberrüken cuma namazından sonra daire-i mahsusa önünde ikmâl edilecektir.Mukaddes ve mecruh vatanımızın her köşesinde aynı suretle bugünden itibaren Buhari ve hatimat-ı şerife kıraat edilerek cuma günü ezandan evvel minarelerde salavat-ı şerife okunacak ve esna-yı hutbede bilumûm efradı milletin bir an evvel nail-i felah ve saadet olmaları duası tezkâr olunacak ve cuma namazının edasından sonra da ikmâl-i hatim edilerek bilcümle aksâm-ı vatanın halası maksadıyla vukubulan mesai-i milliyenin ehemmiyet ve kudsiyeti ve her ferd-i milletin kendi vekillerinden mürekkep olan Büyük Millet Meclisinin tevdi eylecegi vezâif-i vatani-yeyi ifaya mecburiyeti hakkında mev'izeler irad olunacaktır. Badehu din ve devletimizin, vatan ve milletimizin halası, selâmeti ve istiklali için dua edilecektir. Bu merasim-i diniye ve vataniyenin ifasından ve camilerden çıkıldıktan sonra bilad-ı Osmaniye'nin her tarafında makam, hükümete gelinerek Meclisin küşadından dolayı resmen tebrikât icra edilecektir. Her tarafta cuma namazından evvel münasib surette mevlid-i Şerif okunacaktır.İşbu tebligin hemen neşir ve tamimi için her vasıtaya müracaat oluncak ve serian en ücra köylere, en küçük kıtaat-ı askeriyeye, memleketin bilumüm, teşkilat ve müessesatına iblagı temin edilecektir. Ayrıca büyük levhalar halinde her tarafa talik ve mümkün olan mahallerde tab ve teksir ve meccânen tevzi edilecektir.Cenab-ı Haktan muvaffakiyet-i kâmile tazarru olunur.
Heyet-i Temsiliye Namlına Mustafa Kemal
İctimaın ilk sözü Halife ve Padişaha sadakat olup Millet Meclisinin son sözünün yine bundan ibaret olacağı südde-i seniyelerine en büyük tazim ve huşu ile arz eder
Mustafa Kemal
Harb-i Umumi neticesi düştüğümüz felaketli vaziyetten kurtulacağımıza imanım kavi,fakat içki belasını sarhoşluğu bu memleketten nasıl kaldırabileceğiz?
Kazım Karabekir
Leyle-i Berat ın tebrikini mutazammın telgrafnameleri üzerine heyet-i umumiyenin samimi teşekkürlerini arz etmeye memur edildim.Bu vazifeyi ifa ederken büyük bir hazz-ı vicdani duymaktayım efendim
Mustafa Kemal 9 Mayıs 1920
Ermeni ordusu İngiliz silah ve cephanesiyle mebzulen teslih olunmuştu.Fransız mühimmatı,Amerika elbise ve mualecatı ile bir Avrupa ordusu kadar zengindi
Kazım Karabekir
Zabitlere renklerin güzel tanzim müsabakası yaptırıyorum.Ruhlar üzerinde buket yapmak müsabakası pek güzel tesir yapıyor.Bilhassa geçimsiz hırçın tabiatları pek çabuk inceltiyor.
Kazım Karabekir
Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Milletimize tarihimize hediye ettiğin muzafferiyet ile istikbalimizi açtın.Herkesin sıhhatine ümidine verdiğin nur ve kuvvet benden on kat fazladır.Nasıl iftihar ve tebrik edeceğimi bilemem.Allah seni vatanımıza bağışlasın.
Garb Cephesi Kumandanı İsmet
Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Şark siyasetini takip hususunda tarz-ı hareket-i devletleri menafi-i milliyemize tamamıyla mutabıktır efendim
Mustafa Kemal 27 Mart 1921
Azerbaycan Hükümeti bana ve Mustafa Kemale yemek takımı gönderdi.Hediyenin Meclis tarafından görülmeden kabulünü münasip görmediğimden hediyeleri Meclise gönderdim
Kazım Karabekir 3 Temmuz 1921
Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Kıymettar şahsiyet-i devletleri her zaman olduğu gibi gaye-i milliyenin en metin istinadgahlarındandır.Bil-vesile tezkar eder hürmetler gözlerinizden öperiz efendim
Mustafa Kemal
C.22/6/1335 ve bila No.zata mahsus şifreye:Son işaratımızdan da anlaşılacağı vechile esasatta tamamen mutabakat mevcuttur.Bizzat Erzurum'da müşerref olmamızı ben de çok ehemmiyet ve iştiyakla arzu ediyorum. Fakat daha bidayetten beri deniz tarikini İngilizlere karşı tehlikeli ad ettirecek emareler var idi. Kara tarikinde de benzinsizlik müessir oluyor. Şimdi elde edilen bir miktar benzin ile Sivas'a ve oradan belki Erzincan'a kadar gitmek mümkün olacaktır. Herhalde Erzurum'dan dört otomobile kifayet edecek kadar benzinin Erzurum'dan Erzincan'a götürülmesi icab etmektedir. Bu takdirde fevkalede bir hal zuhur etmezse Sivas'tan hemen Erzurum'a hareket edeceğim. 25/6/1335'te Amasya'dan otomobil ile Sivas'a azimet olunacaktır efendim. 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal
Sivas'ta 3. Ordu Müfettişliğine
350 kilo benzinin 25/6 tarihinde Erzurum'dan Erzincan'a yola çıkarıldığını arz eylerim.
Kazım Karabekir
İzmiri işgal eden Yunanlılarla Elviyei Selasemizi daha evvel aynı oyunla işgal eden Ermeniler Kızılırmakta el sıkışacaklar ve Kızılırmakı Türk kanı ile hakiki kızıl yapacaklarmış.Ermeni ve Rum milletleri Türkü boğmak için kiliselerde yeminler etmişler ve ediyorlarmış.Medeniyet dünyası bu kızıl günü tes'id edecekmiş.Zavallı iki cılız millet.İkinizde Türkün ayakları altında can vereceksiniz.Kazım Karabekir
444 Erzurum 7/7/1335 Kolordulara Tamim
Vaziyet-i ahire mukarrerât-ı âtiyenin katiyen tatbikini âmirdir.Tafsilât derdest-i takdimdir.1-Teşkilât-ı askeriye ve milliye hiçbir suretle ilga edilmeyecektir. 2- Kumanda hiçbir suretle terk ve ahere tevdi olunmayacaktır. 3- Vatanın herhangi bir tarafında yeniden vaki olacak düşman işgal ve harekâtı umum orduyu, alakadar edecek, hasıl olacak vaziyete nazaran müdafaa-i memlekete müştereken tevesül olunacaktır. Bu sebeple kumandanlar derhal birbirini haberdar edeceklerdir. 4- Esliha ve mühimmat kat'iyyen elden çıkarılmayacaktır. 5- İşbu şifre muhteviyatı Onbeşinci Kolordu Kumandanlığınca malumdur. Mezkûr Kolordu kumandanlığı Diyarbakır'da Onüçüncü Kolordu Kumandan Vekili Cevdet Bey'e bildirilecektir. Üçüncü Kolordu Kumandanı Refet Bey'e ve Yirminci Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa'ya tebliğ edilmiştir. Ali Fuat Paşa Konya'da Cemal Paşa Hazretleriyle Miralay Selahattin Adil Bey'e ve Bursa'da Sami Bey'e ve o vasıta ile 14. Kolordu Kumandanı Yusuf Paşa Hazretlerine verecek ve telgrafnamenin makamatı mezküre tarafından ahz olunduğunu aynı tarikle bildirilecektir. Bekir Sami Bey işbu telgrafname muhteviyatıyla derdest-i takdim olan izahı emin bir vasıta ile Edirne'de Miralay Cafer Tayyar Bey'e isal edecektir. Üçüncü Ordu Müfettişi, Fahri Yaver-i Hazret-i şehriyarı Mirliva Mustafa Kemal. 15. Kolordu K. Mirliva Kâzım Karabekir
Herhangi
bir mıntakasına taarruz vukuunda vereceğim seferberlik emrine her kim
itaat etmez veya fiilen veya kavlen işkal ederse derhal divan-ı harp
kararıyla mahv ve ifna olunurlar.Yüz binlerce şühedamızın titreştiği bu
topraklar elden giderse Anadolu'nun baştan başa bir İslam mezarlığı
olacağını herkesin bilmesi lazımdır.Kanunun pençe-i hükmünden ziyade
Cenab-ı Hakk'ın gazap ve lanetinden korkulmasının icab edenlere
tebliğini rica ederim.
Kazım Karabekir
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Hidemat
ve fedakarlığı bütün cihanca müsellem olan ve ordu ve milletin
mabihi'l-iftiharı bulunarı zat-ı sâmilerinin istifaya mecburiyetlerinden
dolayı şahsım ve kolordum son derece müteessirdir.Yalnız gaye-i
mukaddese-i milliyemiz için mücahededen hiç bir an geri durulmayacağı
hakkındaki vaad-i samileriyle müteselli olduğumuzu arz ile vatan ve
milletimiz için her türlü mesaide Cenab-ı Hakkın muvaffakiyetler ihsan
buyurmasını tazarru eder ve kolordumun ihtiramat ve tazimat-ı
mahsusasını takdim eylerim efendim.
15. Kolordu Kumandanı Mirliva Kazım Karabekir
Erzurum 13/7/1335
İngilizler
mühim para sarfederek Kürt istiklali için ihtilal hazırlıyorlarsada
hiçbirşey yapamıyorlar Buna mani olan şahsınızdır Eğer Şarka
gelmeseydiniz Kürtlük meselesi muhakkak patlayacaktı
4.aşiret alayı kumandanı Haydar bey Kazım Karabekir Paşaya
Erzurum
Kongresi,milletin ruh ve vicdanına tercüman olmak üzere irade-i
milliyenin şeref ve istiklali uğrunda her türlü fedakârlığa âzim
bulunduğunu ve buralarda layezal olan hukuk-ı hilafet ve saltanatın
muhafaza ve kemâkân bekasını bir gaye addettiğini ve camia-i Osmaniye ve
İslamiye'den ayrılmamayı en mukaddes bir mefkure sayarak
kurretü'l-ayn-ı millet olan hanedan-ı celilü'ş-şanlarının ve makam-ı
akdes-i hila-fetpenahllerinin etrafında bir kütle-i fedakâri olduğunu
takrir ve tesbit eylediğini pür-azim ve iman bir lisanı sadakatle
südde-i seniyye-i hilafet-penahilerine arz eylemeyi birinci vazife sayar
ve bu mazhariyetle kesb-i şeref ve bahtiyari eyler sevgili
padişahımız.
23/Temmuz/1335 Kongre heyeti
Kongremiz,tevkifat-ı
sübhaniye ve ruhaniyet-i hazret-i peygamberiye istinaden milletin
hürriyet ve istiklalini kazandığı yevm-i mübeccele müsadif bugün
açıldı.Camia-i Osmaniye ve İslamiyeden ayrılmamak ve makam-ı hilafet ve
saltanat etrafında sarsılmaz bir sedd-i metin teşkil ile Müdafaa-i Hukuk
için her türlü fedakarlığı ihtiyara âzim bulunduğunu ve bu azim ve
ittihad-ı milliden vatan ve milletin selamet ve istiklalini tulû edeceği
ümid-i kavisini arz ve kulûb-ı milletin bizimle beraber bulunduğu
kanaatini teyiden tekrar ve maruzatımızın orada münteşir gazetelere da
iblağını rica eyleriz,efendim. 23-10/Temmuz/1335 Kongre heyeti
Gûyâ
Kemal Paşa bana istinaden bir takım insanları peşine takarak padişahla
mücadele edecek ve onu atarak yerine geçecekmiş! Ben de Istanbul'u
korktuklarıyla tehdit ve kabahati efkâr-ı millette padişaha ve
hükûmetine yükletiyorum.Eğer meşru bir millet meclisi ve onun itimad
ettiği hükümet işbaşına geçmezse Erzurum Kongresi'ni müteakip gelecek
Sivas Kongresi ve onu takip edecek milli hükümet olacağı tabii bir
cereyan olacak.Bunu bugünden işlemek ve bir tehdit silahı olarak
göstermeyi faydalı buldum.Göz göre göre müstebit bir idarenin teessüsüne
ve onun kabul edeceği zelilâne bir himaye sulhüne boyun eğemezdik.Şu
halde maksadı ve silahı artık göstermek lazımdı.Aksi halde zaten henüz
efrâd-ı millet arasında mevki-i ihtiramını tutturmaya çalıştığım Mustafa
Kemal Paşa'nın ve müteakiben benim manevi mevkim sarsılacak, işler
başlangıcında karışacak ve hakikat yolunda şeref ve hayat-ı milleti
kurtarmak için her varlığımızı fedaya azmeden bizleri vekayi-i müteakibe
saman çöpü gibi sürükleyip götürebilecekti.
Mustafa Kemal Paşa'nın hüsn-i idaresi.İstanbul bütün kuvvetiyle kendisine yükleniyor.Her tarafa emirler,gazetelerle neşriyat daima mütecaviz bir lisanla efkar-ı umumiyede matrud ve mahkûm bir insan gösteriliyor.Aleyhine yapılan tecavüzler yetişmiyormuş gibi hayatına suikast hazırlanıyor veya öyle propaganda ile tedhiş ediliyor.Şark kendisini tanımıyor.Bana karşı ise halkın ve ordunun samimi hürmetiyle beraber henüz İstanbul hükûmeti de teveccühkar davranıyor.O azlediliyor yerine beni tayin ediyorlar,onun için derdest emri veriliyor.Bana icra vazifesi veriyorlar.O Sivas'a gitmek için benim kuvvetime ve nüfuzuma muhtaç;hatta bütün muhitiyle iaşelerinde dahi muavenetime muhtaç.
Kazım Karabekir
Mıntıkamda,bilhassa
Trabzon ve Erzurum daha mütarekenin ilk gününden,milli teşkilâtlarını
yapmışlar ve benim de inzimâm-ı kuvvet ve tedbirimle milli mukavemet
teşekkül etmişti.Bu halk bir hedef için bir Erzurum Kongresi
yapmışlardı.Mustafa Kemal Paşa bu işlerin kurulduğu tarihlerde henüz
İstanbul'dan bile çıkmamışlardı.Erzurum Kongresi'ne giren Kemal Paşa'nın
benim reyimle girdiğini herkes biliyordu ve yine herkes kendisinin
diktatörlüğe doğru yürüyeceğini hesaba katmıştı.
Kazım Karabekir
Dersaadet'teki
İngiliz Muhipler Cemiyeti namıyla kurdukları bir dolapla bizi bir
müstemleke haline koymak isteyen İngilizler malüm olan Sivas baskınını
hükümet vesatetiyle hazırladılar ve aynı zamanda Amerikalıları bir
Ermeni kıtâli olacağı hakkında haberdar ettiler.İngilizlerin
düşündükleri:Ali Galip birkaç yüz Kürtle Sivas'a gelecek,bir mukabele
görecek bu meyanda Sivas'ta veya havalisinde Kürt kıyafetine girmiş
Ermeniler tarafından beş on tane de Ermeni öldürülecek bu defa
Anadolu'yu gezmekte olan Harbord heyetine ve Amerika efkâr-ı umumiyesine
Ermenilerin katliamı şeklinde gösterilecek ve müdahale ve işgale yol
açacaklardı.Cenab-ı Allah bu millete acıdığı içindir ki neticesi
itibarıyla bu kadar mühlik plan vaktiyle keşfedildi ve inayet-i hakla
akim bıraktırıldı.
Kazım Karabekir
Mevkilerini bir kaç saat daha fazla muhafaza etmek,ecnebi kesesinden biraz daha fazla para almak kaygısıyla yalan söylemekten utanmıyan, zât-ı hazret-i padişâhlyi iğfâl eylemekten korkmayan bu hâinlerin yeni bir teşebbüs-i caniyanede bulunacakları mevsuken haber alınmıştır.Millet ile sevgili padişahlarını temas ettirmeyen,hakikat-i halin makam-ı mukaddes-i hilâfetin güş-u ıttılaına vusülüne müsaade etmeyen bu alçaklar bu kerre de zât-ı akdes-i hilâfetpenâh'ilerini iğfal ile bir beyanname ısdârına çalışmakta imişler. Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal
"Amerikalıların
Ermenistan'da,Gürcistan'da vâsi mikyasta çocuklara ve kimsesizlere
yardım ettikleri ve binlerce çocukları himayelerine alarak besledikleri
ve talim ve terbiye ettikleri"dir.İslam çocuklarının da bunlar arasında
din ve milliyetlerini kaybettikleri ve Hıristiyan isimleriyle vaftiz
edildiklerini biliyorduk.Bilhassa Ermenilere İngiliz ve Fransızların
esliha ve mühimmatça,Amerikalıların da eşya ve mualece cihetiyle
hesapsız muavenetlerini de iyi biliyorduk.Daha mühim bir bildiğimiz de
sene başından beri Türklere de yardım edeceğiz diye bir takım Amerika
memurlarının her tarafı gezerek bol vaatlerde bulunması ve her yerde
Türk misafirliğinin ikram ve hediyelerine bir kuru teşekkürle savuşup
gitmeleri idi.
Kazım Karabekir
General
Harbord şöyle söyledi:"Amerika sermayesiyle Türkiye'ye yardım etmek
ister.Bunu hüsn-i kabul edeceğinizi şimdiye kadar görüştüğümüz
ricalinizden ve halkınızdan anladık.Fakat bu sermayeyi himaye için bir
miktar da asker getirmek ister." Cevap verdim: "Sermayenizi getirmekle
siz de Türk milleti de menfaat görür.Fakat asker ne olacak? Bunun sizce
manası nedir?"
Harbord:"Sermayenin hin-i hacette her hale karşı muhafazası için münasip miktar kıtaat."
"Sermayenizi
Türklerin yağma etmesinden mi korkuyorsunuz yoksa harici bir devletin
taarruzundan mı? Eğer Türklerden korkuyorsanız bu büyük haksızlık ve
bizi hiç tanımamaktır.Türk her zaman sözünde durmuştur.Maatteessüf bize
verilen sözde duranlar azdır.Bundan biz şimdiye kadar çok kaybettik.
Bundan başka Türklerin yağmasını tasavvur ediyorsanız, getireceğiniz
kuvvetlerin daha evvel, ellerinden silahlarının alınacağını da düşünün.
Türkün tarihine bakın! Türke tahakküm olmuş mudur? Asırlarca müstakil
yaşamış bir millete askerle hâkim olmak mümkün müdür. Meselâ şu
bulunduğunuz Erzurum'a hâkim olabilmeniz için en az üç yüz bin süngü
lazımdır. Siz sermayenin kazancıyla asker mi besleyeceksiniz. Bu
Türkiye'yi istilâ demektir ki buna milyonlar ordusu lazımdır. Ve bunun
için çok büyük kanlar akar. Siz Türk sözüne itimad edin, Türkler
nazarında Amerikalıların insaniyette en ileri gitmiş bir kavim olduğunu
tecelli ettirin. Hürriyet ve istiklâlimizi alacak sermaye bizim için
ateştir."
Kazım Karabekir
Generallerden
biri tabya ve kışlaların çokluğunu göstererek,"Bunlar yerine mektep ve
fabrika yapsa idiniz şimdi memleketiniz böyle fakir değil, bizimki gibi
zengin olurdu." dedi."Generalim,bu gördüklerin olmasa idi burada bugün
Türk mevcudiyeti kalmazdı Asırlarca vahşi çarların,vahşi sürülerine
karşı bu tabyalara sığınarak barındık.Wilson Prensiplerinin sözde
kalmasıyla daha bir hayli zaman varlığımızı muhafaza için bunları
azaltmaya değil çoğaltmaya bile mecbur kalmaklığımız muhtemeldir.Bununla
beraber tabya adedince mekteplerimiz de vardı.Vahşi eller onları
gördüğünüz harabelere çevirdi" diyerek cevap verdim.General yaptığı
hataya nadim oldu.Özür diledi.
Kazım Karabekir
İngilizler
bidayet-i mütarekede,mütareke ahkâmına riayet etmemişler ve bizi pek
çok sıkıntıya,sefalete maruz bırakmışlardır.Mütareke ahkâmına itaatle
Elviye-i Selâse'den ordumuz
çekilirken,Gümrü,Kars,Ahıska,Ardahan,Nahçivan Batum mevakiinde ordumuz
için mübayaa ve tedarik ettiğimiz külliyetli erzak,melbusat,eşya ve
bilhassa malzeme-i sıhhiye ve edviyeyi nakle imkân bırakmamışlar ve
müsadere etmişlerdir.Bu husus ordumuzu ve dolayısıyla memleketimizi
büyük bir ihtiyaç içinde bırakmıştır. Ordunun erzakını bırakarak
dahilden yeniden mübayaada bulunması milleti büyük sefalete maruz
bırakmış, birçok ahali açlıktan ölmüş, tohumluklarını da yiyeceklerine
sarfa mecbur bırakarak bu sene için dahi memleketimiz halkını büyük
mahrumiyetlere maruz bırakmıştır. 25/9/1335/1919
Kazım Karabekir
Ermeniler
bu suretle İngiliz nüfüzuyla bu mıntıkanın her tarafına yerleştikten
sonra İslâmları imha ederek nüfusça ekseriyet temin etmeye bu suretle
birçok mezalim ve fecayi icrasına başladılar.Bu sebeple bu havalide
asayiş bozuldu.Her gün yüzlerce,binlerce İslâm'ın kanı akıtılmaya
başlandı.İngilizlerin yardım ve himayesi Ermenileri şımarttı.Ermenilerin
İslâmlar hakkındaki mezalimini arttırdı.
Kazım Karabekir
İngilizlerin
Ermenileri himaye etmeleri ve yardımda bulunmaları Ermenileri
şımartmış,İslâmlar hakkında icra ettikleri mezalimi tezyit ettirmiştir.
Ermeniler;İslâmlan imha etmek üzere komitalar tertip etmişler,bir
taraftan da muntazam kıtaatın top,tüfeğiyle yevmiye bir veya birkaç köy
basarak yaylalardaki aşâire hücum ve katliam yapmışlar,müslümanların mal
ve eşyalarını yağma ve ırzlarına tecavüz etmişler İslâm kadınlarını
askerleriyle birlikte çıplak olarak dolaştırmak gibi insaniyete ve
medeniyete münafi tecavüzatta bulunmuşlardır.
Kazım Karabekir
Ermeniler
Kars Ardahan Nahcıvan Iğdır mıntıkalarını işgal ettikten sonra açıktan
açığa Müslümanların kamilen kesileceğini ve yeryüzünde Müslüman
bırakılmayacağını söylemeye başlamışlardır
Kazım Karabekir
Ahmet
Robenson kimdir? Tahkikat neticesinde ebeveyninin ingiliz olup ihtida
ettiklerini ve oğulları Robenson'un da isminin evveline bir Ahmet
takarak bir Türk vatandaşı gibi Harb-i Umumi'de ihtiyat zabiti olarak
orduya dahil olduğunu ve Mütareke'de Elviye-i Selâse'nin tahliyesi
esnasında 9.Orduda hizmette bulunduğu fakat Kars'ta kalarak gelmediği
anlaşılmıştı. Bu adam hakkında Kars mıntıkasındaki tahkikatımda orada
İngilizler hesabına casusluk etmekte bulunduğu haber alındı. Ne ibret
alınacak vak'alar! İhtida ile içimize karışanlar, yüzümüze gülerek
menfaatler gösteren insanlar ne uzun müddetler zavallı Türk milletine
neler yapmışlar kimbilir. Geçen sene Erzurum'da yakaladığımız mühtedi
Rus casusunu tezkiye için bir mahalle halkının karargâhıma geldiği zaman
hallerine bakıp da hatıratıma şunu kaydetmiştim:
Ey Türk oğlu! Sen pek safsın, seni herkes aldattı!
Erdim diyen, döndüm diyen çemberinden atlattı!
Kazım Karabekir
15.Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa Hazretlerine
Hissiyat-ı necibanelerine arz-ı şükran olunur.Zât-ı vâlâları gibi hamiyetkâr ve fedakâr kumandanlara ve rüesaya malik oldukça bu millet için necat ve saadet muhakkaktır.Cenab-ı Hak âmâl-i meşrua-i milliye uğrundaki mücahede-i mukaddesimizde cümlemizi muvaffak bi'l-hayr buyursun. Amin. 11/10/1335.
Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal
Trabzon halkı beni meb'us yapmak için şöyle müracaatta bulundular:
15.Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Secaya-yı vatanperverâneleri ve efkar-ı hakimâne ve mezâyâ-yı aliyeleriyle bilcümle Türk ve Müslümanların ve bilhassa Trabzonluların âmâk-ı kalbinde bir mevki-i bülend ihraz eyleyen zat-ı samilerini vilâyetimiz namına meb'us intihap eylemek şerefinden bizleri mahrum bırakmayaca-ğınıza emin olarak muvafakat-i devletleri cevabına muntazır bulunduğumuzu arz eyleriz.
Şu cevabı verdim:
Trabzon ahali-i muhteremesinin hakkımdaki muhabbet ve teveccühlerine an-samim teşekkür ederim. Yalnız vatanımıza ve bu meyanda hassaten Trabzon'a halen asker olarak daha ziyade arz-ı hizmet edeceğimi zannettiğimden bu bâbdaki davet-i samimaneye icabet edemediğime cidden müteessirim. Teyid-i hürmet ve muhaleset eylerim, efendim. Trabzon: 10/11/1335 1919
15.Kolordu Kumandanlığına
Fuat Paşa geldi,gözlerinizden öper.Hasretle hareketiniz haberine muntazırız.Yeni ve pek mühim bir vaziyet karşısındayız.Cümleten takdim-i hürmet ederiz. Mustafa Kemal. 3. Kolordu Kumandanı Selahattin Sivas: 9/11/1335
Kazım Karabekir
İngiliz Rawlinson beraberinde götürdüğü maden mühendisi vasıtasıyla mevcut madenler hakkında malumat almaya çalıştığına kanaat hasıl olduğu(Gümüşhane mıntıkasında) 23/12/1335/1919
Heyeti Tahkikiye Reisi Miralay Rüştü
İngiliz Rawlinson maden taharrisi için mühendisle dolaştığı esnada bazı insan kemikleri bulunan bir mağara civarından geçtiği halde mezkur mağaraya girmemiştir
23/12/1335/1919
Heyeti Tahkikiye Reisi Miralay Rüştü
Türkiyenin İngilterenin düşmanları tarafına geçmesi endişesiyle,İngiltere,Türkiyede hakiki İngiliz dostu olacak simalarla anlaşmak istiyor 27/12/1335/1919
İngiliz Rawlinson
En mühim mesele İzmirdir.İzmir için Yunanlıların ne parası ne adamı var.Kuvvetlerimizi çektik.İngiltere efkarı Yunanlıların aleyhine dönmüştür.Nasıl olsa İzmirden çıkartılacaklardır 27/12/1335/1919
İngiliz Rawlinson
Mustafa Kemal
Ehli Salib muhacematına karşı bütün İslamiyet,imanın amil olduğu mücahedede inayet ve muvaffakiyatı İlahiyeye mazhar olacağına itimat eylemektedir Mart/1336/1920
Mustafa Kemal
Ehli Salibin son amelei sefilesi,İslamiyetin nuri irfan ve istiklaline ve Hilafetin uhuvveti mukaddesesine merbut olan müslüman kardeşlerimizin vicdanında aynı hissi mukavemeti uyandıracağından emin olarak Cenabı Hakkın mücahedatı mukaddesemizde cümlemize tevfikatı ilahiyesini terfik etmesini ve ruhaniyeti Peygamberiyeye istinad eden teşkilatımıza muin olmasına niyaz eyleriz Mart/1336/1920
Mustafa Kemal
Başta İngilizler olmak üzere İtilaf devletlerinin kariben izharı nedamet edeceklerine şüphe edilmemelidir.Tevfik Allahtan 18/3/1336/1920 Mustafa Kemal
Ben Kuvayı Milliye karargahının her emrine münkad şark cephesi kumandanı bulunuyorum.Binaenaleyh şahsi bir rey ve mutalaam olamaz.Tavassutum dahi caiz değildir 27/3/1336/1920
Kazım Karabekir
Kürt aşiretlerinin el ele vererek düşmanların icraatı zalimanelerine karşı mücahedeye din vatan uğrunda açılacak mücahedede ya büsbütün dünyadan kalkmak ya da düşmanları mahvedinceye kadar azim ve sebat göstermeye karar verdikleri hakkında mıntıkamdaki aşiret rüesasından müteaddit telgraflar alıyorum 26 Mart 1336/1920
Kazım Karabekir
2.cilt
Tevfikat-ı subhaniyeye mazhariyetimizden Cenab-ı Hak bizimle beraberdir
Mustafa Kemal 14 Nisan 1920
İrlanda meselesi olanca şiddetiyle devam ediyor.İrlandayı İngiltereden ayırmak isteyen erbab-ı ihtilal karakollarda sokaklarda polislere taarruz ile onları sık sık katletmektedirler.İngilizler İrlandadan pek ziyade korkuyor Anadolu Ajansı18 Nisan 1920
Mustafa Kemal 23 Nisan 1920
Bimennihi'l-kerim Nisan'ın 23.Cuma günü Cuma namazını müte-akip Ankara'da Büyük Millet Meclisi küşad edilecektir.Vatanın istiklâli,makam-ı refi-i hilâfet ve saltanatın istihlâsı gibi en mühim ve hayati vezaifi ifa edecek olan Büyük Millet Meclisinin yevm-i küşadını cumaya tesadüf ettirmekle yevm-i mezkurun mebrukiyetinden istifade ve küşattan mukaddem bilumum meb'usin-i kiram hazeratıyla Hacıbayram Cami-i şerifinde cuma namazı eda olunarak envar-ı Kur'an ve selâttan istifaze olunacaktır. Bade's-selât lihye-i saadet ve sancağ-ı şerifi hamilen daire-i mahsusaya gidilecektir. Daire-i mahsusaya dahil olmadan evvel bir dua kıraatıyla kurbanlar zebh olunacaktır. İşbu merasimde cami-i şeriften bed' ile daire-i mahsusaya kadar Kolordu kumandanlığınca kıtaat-ı askeriye ile tertibat-ı mahsusa alınacaktır.
Yevm-i mezkürun teyid-i kudsiyeti için bugünden itibaren merkez-i vilâyette Vali beyefendi hazretlerinin tertibiyle hatim ve Buhari-i şerif tilâvetine bed' olunacak ve hatm-i şerifin son aksâmi teberrüken cuma namazından sonra daire-i mahsusa önünde ikmâl edilecektir.Mukaddes ve mecruh vatanımızın her köşesinde aynı suretle bugünden itibaren Buhari ve hatimat-ı şerife kıraat edilerek cuma günü ezandan evvel minarelerde salavat-ı şerife okunacak ve esna-yı hutbede bilumûm efradı milletin bir an evvel nail-i felah ve saadet olmaları duası tezkâr olunacak ve cuma namazının edasından sonra da ikmâl-i hatim edilerek bilcümle aksâm-ı vatanın halası maksadıyla vukubulan mesai-i milliyenin ehemmiyet ve kudsiyeti ve her ferd-i milletin kendi vekillerinden mürekkep olan Büyük Millet Meclisinin tevdi eylecegi vezâif-i vatani-yeyi ifaya mecburiyeti hakkında mev'izeler irad olunacaktır. Badehu din ve devletimizin, vatan ve milletimizin halası, selâmeti ve istiklali için dua edilecektir. Bu merasim-i diniye ve vataniyenin ifasından ve camilerden çıkıldıktan sonra bilad-ı Osmaniye'nin her tarafında makam, hükümete gelinerek Meclisin küşadından dolayı resmen tebrikât icra edilecektir. Her tarafta cuma namazından evvel münasib surette mevlid-i Şerif okunacaktır.İşbu tebligin hemen neşir ve tamimi için her vasıtaya müracaat oluncak ve serian en ücra köylere, en küçük kıtaat-ı askeriyeye, memleketin bilumüm, teşkilat ve müessesatına iblagı temin edilecektir. Ayrıca büyük levhalar halinde her tarafa talik ve mümkün olan mahallerde tab ve teksir ve meccânen tevzi edilecektir.Cenab-ı Haktan muvaffakiyet-i kâmile tazarru olunur.
Heyet-i Temsiliye Namlına Mustafa Kemal
İctimaın ilk sözü Halife ve Padişaha sadakat olup Millet Meclisinin son sözünün yine bundan ibaret olacağı südde-i seniyelerine en büyük tazim ve huşu ile arz eder
Mustafa Kemal
Harb-i Umumi neticesi düştüğümüz felaketli vaziyetten kurtulacağımıza imanım kavi,fakat içki belasını sarhoşluğu bu memleketten nasıl kaldırabileceğiz?
Kazım Karabekir
Leyle-i Berat ın tebrikini mutazammın telgrafnameleri üzerine heyet-i umumiyenin samimi teşekkürlerini arz etmeye memur edildim.Bu vazifeyi ifa ederken büyük bir hazz-ı vicdani duymaktayım efendim
Mustafa Kemal 9 Mayıs 1920
Ermeni ordusu İngiliz silah ve cephanesiyle mebzulen teslih olunmuştu.Fransız mühimmatı,Amerika elbise ve mualecatı ile bir Avrupa ordusu kadar zengindi
Kazım Karabekir
Zabitlere renklerin güzel tanzim müsabakası yaptırıyorum.Ruhlar üzerinde buket yapmak müsabakası pek güzel tesir yapıyor.Bilhassa geçimsiz hırçın tabiatları pek çabuk inceltiyor.
Kazım Karabekir
Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Milletimize tarihimize hediye ettiğin muzafferiyet ile istikbalimizi açtın.Herkesin sıhhatine ümidine verdiğin nur ve kuvvet benden on kat fazladır.Nasıl iftihar ve tebrik edeceğimi bilemem.Allah seni vatanımıza bağışlasın.
Garb Cephesi Kumandanı İsmet
Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Şark siyasetini takip hususunda tarz-ı hareket-i devletleri menafi-i milliyemize tamamıyla mutabıktır efendim
Mustafa Kemal 27 Mart 1921
Azerbaycan Hükümeti bana ve Mustafa Kemale yemek takımı gönderdi.Hediyenin Meclis tarafından görülmeden kabulünü münasip görmediğimden hediyeleri Meclise gönderdim
Kazım Karabekir 3 Temmuz 1921
Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Kıymettar şahsiyet-i devletleri her zaman olduğu gibi gaye-i milliyenin en metin istinadgahlarındandır.Bil-vesile tezkar eder hürmetler gözlerinizden öperiz efendim
Mustafa Kemal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)