16 Eylül 2016 Cuma

Cemaatten ve mescidlerden ayrılmayınız
Hz Muhammed sav
İnsanlar yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmanın faziletini bilselerdi emekleye emekleye namaza giderlerdi 
Hz Muhammed sav 
Buhari,366

Allah Teâlâ buyuruyor:
“Cümle mescidler Allah teâlâya mahsusdur. Hal böyle olunca siz mescidlerde Allah teâlâ ile beraber hiçbir kimseye ibâdet etmeyin.” (Cin sûresi, 18)
Yani, ey ibâdetle mükellef olan ins ü cin, siz bilin ki ibâdet için, bina kılınan mescidlerin hepsi Allah teâlâya mahsusdur. Binaenaleyh mescidlerde Allah teâlâya ibâdet ederken Cenab-ı Allah ile berâber başka bir kimseye daha ibâdet etmeyin. Allah teâlâya şirk etmeyiniz, demektir.
Yehûd ve Nasârâ mâbedlerinde Cenâb-ı Allah’a şirk ettiklerinden Hak teâlâ hazretleri bu âyet-i celîlede şirkten nehyile ihlas üzere ibâdet olunmasını emir buyuruyor.
İmam-ı Hasan -radıyallahu anh-’ın rivâyetine nazaran Mesâcidle murad secde mümkün olan her yerdir, yer yüzünün kâffesine şâmildir. Zîrâ Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz:
“Benim için yeryüzünün küllîsi mescid kılındı.” buyurmuşlardır.
Bu da Hâtemü’l-enbiyâ -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- efendimizin hasâis-i nebeviyyelerindendir. Diğer ümem-i sâlifede ibâdet yalnız mescidde ifâ olunurdu.
Cenâb-ı Allah’ın halkettiği hiçbir yerde Cenâb-ı Allah’dan gayriye ibâdet, etmek ve tapmak câiz olamaycağı bu âyet-i celîlede beyan buyurulmuştur.
Bu âyet-i celîlede; mescide giren kimseye zikir etmesi emri vardır. Zîrâ “Allah’la berâber gayriye çağırmayın.” demek “Allah teâlâyı çağırın, O’nu anın, Onu zikredin.” demektir. Şirkten nehyetmek, tevhidle emir etmektir. Binâenaleyh mescid-i şerîfe giren kimsenin bu âyet-i celîleye imtisâlen tevhidle girmesinin sünnet olduğu Fahr-i Râzî’nin beyânâtındandır. Câmie girerken sağ ayakla girmek ve çıkarken de sol ayakla çıkmak sünnettir.
Hazret-i Enes -radıyallahu anh- diyor ki: Birisi Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e sordu:
- Biz müslümanlardan birisi mü’min kardeşine ve bir dostuna mülâki olunca ona tâzimen eğilmeli midir?
- Hayır eğilmemelidir, buyurdu.
O kimse yine sordu:
- Onu kucaklayıp öpmeli midir?
Rasûl-i ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz de:
- Hayır, diye cevap verdi.
Tekrar o kimse:
- Musâfaha edip el tutuşmalı mıdır?
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu son suâle cevâben:
- Evet, diye tasdik ve tasvib buyurdu. (Sahih-i Buhârî Tecrîd-i Sarih Tercemesi 6/527)
* * *
Hadîs-i şerîfde:
“Mescidde oturup namaza muntazır olan kimse bilfiil namazda bulunmuş gibidir. Namazı eda için gözeten kimse namaza durmuş gibidir. Namaza başlayıp kılıncaya kadar sevâbı işler, devâm eder.” (Menâvî) buyurulmuştur.
“Namazı kılmak için bekleyen tesbih veya Kur’ân okumadığı halde sükut ile oturursa da namaza durmuş gibi namaza başlayıncaya kadar sevabı devam eder.”
Câmide Kur’ân okumakla veya tesbih veyahud duâ okumakla meşgul olan bir kimse ile konuşmak veya musafaha eylemek doğru değildir ve huzuru da ihlal eder.
* * *
Câmide cehren Kur’ân okunurken dinlemek ve sükut etmek vâcibdir:
“Kuran okunduğunda, dinleyin, merhamet olunmanız için sükût edin. Konuşmayın!” buyurulmuştur.