13 Kasım 2017 Pazartesi

Hz Peygamber sav'in yanında Uhud eshabı anılınca:
'Vallahi,ben de onlarla beraber şehid olmayı ne kadar isterdim.' buyurdu.
Cabir b Abdullah r.a

Resulullah [s.a.v.] Uhud günü beni, Sa’d bin Rebî’i r.a aramaya gönderdi."Onu bul, selamımı ilet. Resulullah [s.a.v.] nasıl olduğunu, soruyor, de." buyurdu. Ben de ölüler arasında onu aradım. Son anlarında yetiştim. 70 yerinde, kılıç, mızrak ve ok yarası gördüm. "Ey Sa’d Resulullah Efendimiz [s.a.v.] sana selamı var, durumun hakkında haber istiyor" dedim. Sa’d. [r.a.] bana
"Resulullah’a selam ederim, kendilerine,Cennetin kokusunu almaya başladığımı bildiriver" dedi.
Zeyd bin Sabit r.a

Ebû Hureyre (radıyallahu anh) yanında bulunanlara:"Hiç namaz kılmadığı halde cennete giren kimseyi bana söyleyin." demişti. Halk bilemeyince kendisine: "Sen söyle, kimmiş o?" dediler. O da: "Usayrım diye anılan
Amr b. Sâbit b. Vakş." karşılığını vermişti.
'Usayrım, kavminin İslâm'a girmesine
hep engel oluyordu.
Uhud Savaşının yaşandığı gün,Müslüman oldu. Sonra kılıcını aldı, yürüdü. Savaş alanına girip savaştı. Aldığı yaralarla hareket edemez
hâle geldi. Sonra şehid oldu.'

Uhud Harbinde,
Ebu Ubeyde b. Cerrah r.a, Resulullah'ın sav yanaklarına batan miğfer halkalarını dişiyle çıkarırken 2 dişi çıktı.
Bundan dolayı 2 dişi eksikti.
Hz Ebu Bekir r.a