Tur Suresi’nden Etkilenen; Cübeyr İbni Mut’ım radıyallahu anh
Hazreti
Ömer radıyallahu anh gibi Kur’ân-ı Kerîm’in engin, derin mânâsının tesirinde
kalarak İslâm’la şereflenen yiğitlerden!..
O,
uzun süre Allah Rasûlü’nden uzak kaldı. İslâm’ın nurundan kendini mahrum
bıraktı. Hicretten önce Dârü’n-nedve’de Efendimizi öldürmeye karar veren
heyette bulundu. Bedir Gazvesi’nde müşriklerin arasında yer aldı. Fakat
Hudeybiye antlaşmasından sonra Cübeyr ibni Mut’ım’de çok büyük değişiklikler
oldu. Gönlü İslâm’a ısındı ve müslümanlara düşmanlıktan vazgeçti.
Yaptıklarından pişman olup İslâm’ın nuruna koştu. (628 yılında) İslâmiyet’i
kabul etti ve çok samimi bir müslüman oldu.
O,
Hazreti Ömer radıyallahu anh gibi Kur’an-ı Kerim’in engin, derin mânâsının
tesirinde kalarak İslâm’la şereflendi. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve
sellem Efendimiz’in mübarek fem-i seâdetlerinden Tûr Sûresi’ni dinledi. Bu
sûrenin âyetlerini dinlerken kalbi ürperdi ve hissiyâtını; “Sanki kalbim çatlayacak
sandım” diyerek ifâde etti. (Ahmed, IV, 83, 85)
Cübeyr
ibni Mut’ım radıyallahu anh İslâm’la şereflenişini kendisi şöyle anlatır:
“-Bir
görüşme yapmak üzere Medine’ye gitmiştim. Sabah namazı vakti Mescide vardım.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazda Tûr Sûresi’ni okuyordu. Bir
kenarda oturdum ve sonuna kadar dinledim. Bu suredeki ilâhî, derin mânâlar
gönlümü adeta yıkadı. “Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel
olacak hiçbir şey yoktur.” (Tur: 7-8) âyeti beni
korkutup ürpertti. Kendi kendime düşünmeye başladım. O güne kadar yaptığım
düşmanlıklar, kin ve nefretler bir anda içimden silindi. Kalbime bir huzur hali
geldi. Gönül dünyam ışıyıverdi.Namazdan sonra hemen Rasulullah’ın huzurunda diz çöküp kelime-i şehadet
getirdim.”