19 Nisan 2016 Salı

Müslüman erkekler minyatürlerde edebi eserlerde kadınları aktif katılımcılar şeklinde resmederler. Fatema Mernissi

Müslüman erkekler minyatürlerde edebi eserlerde
kadınları aktif katılımcılar şeklinde resmederler.
Picasso gibi Batılı ressamlar kadınları
üryan ve edilgin olarak gösterirler.
Müslüman minyatürcüler Harem kadınlarını dört nala giden atların üstünde ve ok yay gibi silahları olan kişiler olarak tasavvur ederler ve kat kat elbiseler içinde gösterirler.
Fatema Mernissi


ADÎ BİN HÂTEM-İ TÂÎ(ra) Resûlullah(sav) Mescidde imiş,oraya gittim.Selâm verdim.Bana:“Kimsiniz” buyurdular.Ben de “Adî bin Hâtem’im” dedim

Resûlullah(sav) Mescidde imiş,oraya gittim.Selâm verdim.Bana:“Kimsiniz” buyurdular.Ben de “Adî bin Hâtem’im” dedim.Kalktılar, beni evine davet ettiler.Yolda, zayıf yaşlı bir kadına rastladık.O kadın Resûlullah’a bazı ihtiyâçlarının olduğunu anlattı.Onunla ilgilendi ve ihtiyâçlarını halletti.Ben,onları seyrediyor,içimden “Bu kimse melik değildir” diyordum.Sonra Resûlullah(aleyhisselâm ) beni evine götürdü, içi lifle dolu bir minderi oturacağı yere koydu.“Buraya oturun” buyurunca,ben de “Siz oturun” dedim.Bana tekrar oturmamı emrettiler. Oturdum.Kendileri yere oturdu,içimden “Vallahi melik olan bir kimse böyle yapmaz.Bu melik değildir.Çok kerem sahibi bir kimsedir” dedim. Bana:“Yâ Adî bin Hâtem,müslüman ol da,selâmette olasın” buyurdu. Ben “Benim dinim vardır” dedim.Resûlullah(aleyhisselâm ) “Senin dînini senden daha iyi biliyorum.Sen Rakusiyye dîninden değil misin? Kavminin dörtte bir ganîmetini yemiyor musun? Bu senin dininde sana helâl değildir” buyurdu. Ben içimden “Vallahi, doğru söylüyor. Bilinmeyen şeyleri biliyor. O, Peygamberdir” dedim. Resûlullah devam ettiler.
“Yâ Adî bin Hâtem, seni İslama girmekten alıkoyan nedir? Seni “Lâ ilahe illallah” demekten uzaklaştıran nedir? Allah’dan başka ilah var mı? Neden çekiniyorsun? Seni Allah büyüktür demekten alıkoyan nedir? Allahü teâlâdan daha büyük var mı?” buyurdu.
Bu kadar güzel yüzlü, tatlı sözlü bir kimse yalancı olamazdı. Hemen kelime-i şehâdeti söyleyip müslüman oldum.



Ey Ömer,bugün Allah için ne yaptın?” diye sorardı.

Peygamberimizin,“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.” hadisini devamlı hatırında tutardı.
Her günün akşamında ,“Ey Ömer,bugün Allah için ne yaptın?” diye sorardı.
Gökyüzünde Ömer’e saygı göstermeyen hiçbir melek,
yeryüzünde Ömer’den korkmayan hiçbir şeytan yoktur.


Ebu Musa el-Eş'ari(ra),Hz.Ömer'in huzuruna çıkmak için üç defa izin istedi,izin verilmeyince ayrılıp gitti.

Ebu Musa el-Eş'ari(ra),Hz.Ömer'in huzuruna çıkmak için üç defa izin istedi,izin verilmeyince ayrılıp gitti.Hz.Ömer;izin verin gelsin,dedi. Baktılar,Ebu Musa(r.a) gitmişti.Sonra yeniden gelince,Hz.Ömer;dönüp gitmesinin sebebini sordu.Ebu Musa(r.a) şöyle cevap verdi:"Üç defa izin istedim,verilmedi.Ben Rasulüllah (s.a.s)'i şöyle derken işittim:
"Sizden biriniz üç defa izin istediği zaman,izin verilmezse,dönüp gitsin".Hz.Ömer bu hadis için bir delil getirmesini söyledi.Sonra Ebu Musa(r.a),ensardan bir topluluğa giderek durumu anlattı.Onlar;"En küçüğümüz sana şahitlik etsin" dediler.Ebu Sa'id el-Hudri(r.a) topluluğun en küçüğü idi.O,Ebu Musa(r.a) ile birlikte Hz.Ömer'in yanına gitti ve O'na Hz.Peygamberin böyle bir uygulaması olduğunu anlattı. Bunun üzerine Hz.Ömer şöyle dedi:"Demek ki,ticaret ve çarşı-pazar işleri beni,bu hadisi öğrenmekten alıkoymuştur
"


Cennette üzüntü ve pişmanlık


Cennette üzüntü ve pişmanlık yoktur

Sual: (Cennet'te üzüntü yok, ama pişmanlık var) deniyor. Bu ikisi, birbirine zıt değil mi?
CEVAPCennette hiçbir üzüntü, sıkıntı olmadığı gibi, Cehennem'dekilerin pişmanlığı gibi bir pişmanlık da yoktur. Cennet'te monoton bir hayat da yoktur. Hayal bile edilemeyecek nice nimetler olacak, bunlardan alınacak zevk de her an artacaktır. Bunu, dünyadaki nimetlere benzeterek anlamak mümkün değildir.

Cehennem ehli, (Keşke biz de iman etseydik de Cennet'teki sonsuz nimetlere kavuşsaydık) diye üzülürler. Cennet ehli ise, (Daha çok iyilik, ibadet etseydik de, daha yüksek derecelere kavuşsaydık) temennisinde bulunur. (Ne kadar gafletteymişiz ki, Allah'ı zikretmeden geçirdiğimiz anlar olmuş) derler. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennet ehli hiçbir şeye pişmanlık duymaz. Yalnız, Allah'ı zikirsiz geçirdikleri vakitler için pişman olurlar.) [Hâkim]

(Kıyamette, fâsık salih herkes pişman olur. Fâsık, fıskı [günahı]bırakıp doğruluk ve takva üzere bulunmadığına, salih ise daha çok ibadet etmediğine pişman olur.) [Feraid-ül fevaid]

Padişahın biri, gece bir yerden geçerken askerlerine, (Buradaki taşlardan alın) der. Kimi emre uyar az veya çok taş alır, kimi taşın yükünü niye çekeyim diye almaz. Ülkelerine gelince, aldığı taşlara bakarlar ki hepsi kıymetli taşlar. Almayan pişman olduğu gibi, alanlar, niye daha çok almadım diye pişman olur. Çok alan da, niye daha çok almadım diye pişman olur. Elbette çok alanla hiç almayanın pişmanlığı aynı olmaz. Cennet'te gittikçe artan nimetlere kavuşan insanın pişmanlığı da üzüntü meydana getirmez.

Cehennemi görmek
Sual: 
Öldükten sonraki dirilmeye, Cennete, Cehenneme inanmayan, Müslümanlara gerici diyen dinsizlerin, Cehennemde nasıl azap çektiklerini ahirette görme imkânı var mıdır?
CEVAPElbette vardır. Mutaffifin suresinde iman edenlerin, kâfirlerin çektikleri azapları gülerek seyredeceklerini bildiren âyet-i kerimelerin tefsirinde Hazret-i Kab buyuruyor ki:
(Cennetten, Cehennemi seyretme imkânı vardır. Bir mümin, Cehennemdeki düşmanını görmek istese, [hemen önüne gelir, bir televizyon gibi] düşmanına yapılan azapları görerek sevinir.)[Tibyan]

Cehennemdekileri gören üzülmez mi?
Sual:
 Bir hadis-i şerifte, (Cennetten, Cehennemi seyretme imkânı vardır. Bir mümin, Cehennemdeki bir zalimi görmek istese, ona yapılan azapları görerek sevinir) buyuruluyor. Cennette üzüntü olmadığı da bildiriliyor. Bir kimse, Cehennemde azap gören zalim ana babasını veya çocuğunu görse üzülmez mi?
CEVAPDünya haliyle ahiretinki farklıdır. Bilinmeyenler, bilinenlere kıyas edilemez. Orada nefsimiz olmayacağı için nefisten gelen duygular da olmayacaktır. Tevbe edilen günahlar affolup, ahirette o günahlar unutturulup, hiç hatıra bile getirilmediği gibi, Cehenneme giden yakınlarımız da unutturulur. Üzülecek bir durum meydana gelmez. Allahü teâlânın işinde karışıklık olmaz. (Cennette üzüntü olmaz)buyurduğuna göre, hiçbir şekilde üzüntü olmayacaktır.

Cennette sakal yoktur
Sual: Cennette saç ve sakal tıraşı var mı?
CEVAPCennette ibadet etmek olmadığı gibi, sıkıntı verecek herhangi bir iş de yoktur. Orada herkes sakalsızdır. Sakal çıkmaz. Saçlar ise, kendi istediğimiz şekilde olur.

Cennette herkes 33 yaşında olacaktır. Peygamber efendimiz, yaşlı bir kadına, (Cennete kocakarı girmez) buyurunca, kadıncağız ağlamaya başlar. Bunun üzerine, kadına, (Sen o zaman genç olursun) buyurur. (Tirmizi)

Herkes genç olacak
Sual: 
Çocukken ölenler de, ihtiyar dedeler de, Cennette 33 yaşında genç olacakmış. 33 yaş, pek genç sayılmaz. Niye 20 yaşında değil de 33 yaşında oluyorlar?
CEVAPBizim peygamberimizin ümmetinden çok az kimse yüz yaşını geçebiliyor. Eski ümmetler, bin yaşından fazla yaşıyorlardı. 33 yaş, onların yanında çok küçük sayılırdı. 33 yaş, küçüklere büyük bir yaş gibi geliyorsa da, bizim gibi yaşlılar için genç yaşıdır. Bir diğer husus da, orada herkes en güzel, en yakışıklı olacaktır. Gerek yaş yönüyle, gerekse başka yönden, Cennette hiçbir üzüntü ve sıkıntı olmayacaktır.

Cennete pişmanlık
Sual: (Cennete giren de pişman olacak) deniyor. Cennette üzüntü, sıkıntı olmayacağına göreniye pişman olacaklar?
CEVAPEvet, Cennette üzüntü, sıkıntı asla olmayacak. Cennette peygamberle evliyanın, âlimle de cahilin derecesi aynı olmaz. Şehitle şehit olmayanın derecesi de aynı olmaz. Cennete giden, keşke biraz daha çok ibadet etseydim, ilim sahibi veya şehit olsaydım da, şu arkadaşlarıma Cenab-ı Hakk'ın ihsan ettiği nimetlere, köşklere ben de kavuşsaydım diyecek. Bu pişmanlık sadece bir imrenmedir. İmrenmek üzüntüye sebep olacak bir durum değildir.

Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
Kıyamet günü, tehlike büyüktür. O öyle bir gündür ki, insanlar, başkalarından hak almak, günahlarını başkasının sırtına yüklemek ister. Âhirette, bir Müslümandan hakkını isteyen kula, Allahü teâlâ,(Başını kaldır Cennetlere bak) buyurur. Hak sahibi bakıp der ki:
- Yâ Rabbi, gümüşten yapılmış şehirler, incilerle süslenmiş altından yapılmış yüksek binalar ve köşkler görüyorum. Acaba bunlar hangi peygamberin veya hangi sıddıkın yahut hangi şehidindir?
- Onun bedelini kim verirse ona veriyorum.- Onun bedeli nedir?
- Müslüman kardeşini affetmektir.- Yâ Rabbi, ben bu kardeşimi affettim, hakkımdan vazgeçtim.

Bunun üzerine Allahü teâlâ buyurur ki:
- Haydi, kardeşinin elinden tut, onu da Cennete götür! (Hâkim)

Cenneti istemek ve Allah rızası

Kim halkı kızdırmak pahasına,Allah'ın rızasını taleb ederse,Allah onu halka muhtaç etmez.Hz Muhammed sav
Kim de halkı razı edebilmek için Allah'ın kızmasını göze alırsa,Allah onu halka havale eder.Hz Muhammed sav
Cenneti istemek ve Allah rızası

Sual: Okuduğum muteber eserlerde, (Cenneti istemem; Allah’ı görmek isterim) demenin caiz olmadığı bildiriliyor. Yunus Emre ve daha başka evliyanın böyle sözler söylediği görülüyor. Bunların izahı nasıldır?
CEVAPAllahü teâlâ, Cenneti beğenmekte ve onu övmektedir. Bir kimsenin, övülen, beğenilen Cenneti, beğenmemesi, istememesi, Allahü teâlânın beğendiğini beğenmemek, Onun isteyin dediği şeyi istememek olur. Bu bakımdan Cenneti istememek caiz değildir.

Yunus Emre gibi Hak âşıklarının, vahdet-i vücuda mensup evliyanın sözleri ancak teville anlaşılır. Yunus Emre hazretleri diyor ki:
Cennet Cennet dedikleri,
Birkaç köşkle, birkaç huri
İsteyene ver sen anı.
Bana seni gerek seni
.

Böyle sözleri bir veli söylerse, o zaman tevil edilir. Yunus Emre bu sözleriyle, (Ben yalnız Cennete gitmek niyetiyle değil,sırf senin rızan için ibadet ediyorum) demek istiyor. Zaten her müminin de, Allah rızası için ibadet etmesi gerekir. Sadık kul, Cenab-ı Hakka hep (Senin rızan, senin rızan) der. Bunun için aşık Yunus da (Bana seni gerek seni)diyor. Hallac-ı Mansurun (Enel Hak) demesi de böyle tevil edilir. Bu sözüyle (Ben yokum, Allah vardır) demek istiyor.

Tasavvuf sarhoşluğu
Vecd ve hal sahipleri, tasavvuf sarhoşluğu ile şuurlarını kaybettikleri zaman, sözlerinde ve işlerinde mazur olurlar. Tasavvuf sarhoşlarının dine uymayan sözlerine ve işlerine, başkalarının uymaları caiz değildir. Kendileri günaha girmezlerse de, bunlara uyanlar günaha girer. (Merec-ül-bahreyn)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâyı istemek ve sevmek, ahireti istemek ve sevmektir. Çünkü Allahü teâlâya kavuşmak, ahirette vâd edilmiştir ve Allahü teâlânın kulundan rızası, ahirette belli olacaktır. Hak teâlâ, ahireti sever. Beğenilenden yüz çevirmek, sekrdir. Allahü teâlânın davet etmesine ve beğenmesine karşı gelmektir. Yunus suresinin 25. âyetinde (Allahü teâlâ, Dar-üs-selama [Cennete] çağırıyor) buyurmaktadır. Allahü teâlâ, ahirete çağırmaktadır. Ahiretten yüz çevirmek, Hak teâlâya karşı gelmek olur. Onun beğendiği şeyi ortadan kaldırmaya uğraşmak olur.(1/302)
Büyükler, Cenneti, Allahü teâlânın razı olduğu yer olduğundan ve Cenneti isteyenleri sevdiği için, isterler. Cehennemden sakınmaları da, Allahü teâlânın gazap ettiği yer olduğu içindir. Yoksa Cenneti istemeleri, nefislerine tatlı geldiği için değildir. Cehennemden kaçınmaları, orada azap ve sıkıntı olduğu için değildir. Çünkü bu büyükler, sevgilinin yaptığı her şeyi güzel görür. Bunları kendilerinin, matlubu, maksadı bilirler.

Yunus Emre
 aynı şiirinde diyor ki:
Aşkın ile yanıyorum, bana seni gerek seni
Adını hep anıyorum, bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni.

Aşkın aşığı öldürür, aşk denizine daldırır
Arananı buldurur, bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem
Sensin benim hep endişem, bana seni gerek seni.

Âşıklara Mevla gerek, Mecnunlara Leyla gerek
Sofulara Cennet gerek, bana seni gerek seni

Eğer beni öldürseler, külüm göğe savursalar
Toprağım yine çağıra bana seni gerek seni.

Yunus Emre benim adım, gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum bana seni gerek seni.

Cenneti istemek
Sual: 
Herkes gibi Cennet sevdası, Cehennem korkusu yüzünden ibadet ediyor ve haramdan sakınıyoruz. Sanki burada Allah’ın rızası ikinci planda kalıyor gibi görünüyor. Allah kullarım size Cennet Cehennem yok, sadece benim rızam için ibadet edin dese, bana öyle geliyor ki, kimse ibadet etmez. Şu halde, Cennet sevdası ve Cehennem korkusundan dolayı yapılan ibadet kabul olur mu?
CEVAPBu fikir yanlıştır. Hiçbir Müslüman Cennet Cehennem için ibadet etmez. Allah için eder, O emrettiği için eder. Onun rızasına kavuşmak için eder. Onun sevdiklerini sever, Onun sevmediklerini sevmez. Mesela Müslümanları sever, kâfirleri sevmez.

Cenneti istemek Allah rızasına aykırı değildir. Allah’ı seven, Onunla buluşmayı ister. Buluşma yeri Cennettir. Cenneti isteyen, aslında Allahü teâlâ ile buluşmayı, Ona kavuşmayı istemektedir.

Bizde gazete dağıtıcısı olarak çalışan bir gençle konuşuyorduk. Genç dedi ki:
- Eskiden Allah rızası için hizmet ediyordum, şimdi ise ne kadar çok gazete satarsam o kadar para alırım diyorum ve ihlâsım kalmadı, Allah rızası ikinci plana düştü, hatta hiç Allah rızası kalmadı, sadece parayı düşünüyorum.
- O zaman sana bol paralı bir iş var. Falanca gazeteden bize telefon ettiler, eleman arıyorlarmış. Şu kadar para veririz dediler. Ne dersin?
- Açlıktan ölsem manevi değerlerime saldıran o gazeteye gitmem.
- Hani sende ihlâs yoktu? Gördün mü sen para için değil Allah rızası için çalışıyorsun.

Cennet istenmez mi?
Sual:
 Ben yalnız Allah rızası için ibadet ederim. Cenneti istemek ve Cehennemden korkmak hatırıma gelmez. Yani (Yâ Rabbî, Cennetini ver, Cehenneminden koru) demem. Bu uygun mudur?
CEVAPUygun değildir, çünkü İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâya, korkuyla ve nimetlerine kavuşmak için ibadet eden evliya zatların korkuları ve arzuları, kendi nefsleri için değildir. Bunlar, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak için ve Onun gazabından, gücenmesinden korktukları için ibadet ederler. Bunlar Cenneti de isterler, çünkü Cennet, Allahü teâlânın rızasının, sevgisinin bulunduğu yerdir. Yoksa Cenneti istemeleri, nefslerinin zevkleri için değildir. Bunlar Cehennemden de korkarlar. Cehennemden korunmak için dua ederler, çünkü Cehennem, Allahü teâlânın gazabının bulunduğu yerdir. Yoksa Cehennemden korkmaları, nefslerini azaptan kurtarmak için değildir, çünkü bu büyükler, nefslerine köle olmaktan kurtulmuşlardır. Allahü teâlâ için halis kul olmuşlardır. Evliya zatlar Cenneti isteyip, Cehennemden korkunca, bizim de elbette Cenneti isteyip, Cehennemden korkmamız gerekir. Birkaç hadis-i şerif şöyledir:
(Namazı bitiren kimse, dua ederken “Allahümme ecirnî min-en-nâr ve edhılnil Cennete” demezse melekler, “Yazık şuna, Cehennemden korunmasını istemekten âciz kaldı,” Cennet de,“Yazık şuna Cenneti istemekten âciz oldu” der.) [Taberanî]

(Allah’tan üç kere Cenneti isteyen kimseye, Cennet, “Yâ Rabbî bunu Cennete sok” diye dua eder. Kim de Cehennemden üç defa azatlık isterse, Cehennem de, “Allah’ım onu ateşten uzaklaştır” der.) [Nesaî]

(Allah’ım, senden Cenneti ve ona yaklaştıracak her türlü söz ve işi diliyor, Cehennemden ve ona yaklaştıracak her türlü söz ve davranıştan sana sığınıyorum.) [İbni Mace]

(Allah’ım, mağfiretini, her günahtan korunmuş olmayı, her iyiliği kazanmayı, Cenneti elde edip Cehennemden kurtulmayı bize nasip et!) [Hâkim]

(Allah’ım, her günahtan selâmeti, her iyiliği kazanmayı, Cennete girmeyi ve Cehennemden kurtulmayı nasip et!) [Hâkim]

Demek ki, Cenneti istemek ve Cehennemden korunmak için dua etmek dinimizin emridir.

Cehenneme girmeye razı olmak
Sual: Sapık hocalardan biri, (Millet perişanken, Cennet bana zindan olur. Ben bu hâlde Cenneti istemem, Cehennemde yanmaya razıyım. Yansam da gönlüm neşe saçar) diyor. Bu söz uygun mudur?
CEVAPUygun değildir, dine aykırı ve cahilce bir sözdür. Hem de yalandır. Kibrit alevinde yansa, feryadı milleti ayağa kaldırır. Nerde kaldı ki gönlü neşe saçacak! (Cenneti istemem, Cehennem bana neşe verir) demek, Müslüman ve akıllı bir kimsenin söyleyeceği söz değildir. İkinci bir husus da, sanki hâşâ Allah’tan merhametliymiş gibi, bir durum içine giriyor. İnsanları kurtarmak için de olsa, günah işleyerek Allah’ın rızasına kavuşulmaz.

Allahü teâlâ, Cenneti beğenmekte ve onu övmektedir. Bir kimsenin, övülen Cenneti beğenmemesi, istememesi; Allahü teâlânın beğendiğini beğenmemek, Onun (İsteyin!) dediği kıymetli şeyi istememek olur. Bu bakımdan Cenneti istememek, Cehennemi tercih etmek, Allah’ın rızasını değil, gazabını istemek olur. Bu ise, aklı başında olan bir Müslümanın söyleyeceği söz değildir. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâya, korkuyla ve nimetlerine kavuşmak için ibadet eden evliya zatların korkuları ve arzuları, kendi nefisleri için değildir. Bunlar, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak için ve Onun gazabından, gücenmesinden korktukları için ibadet ederler. Bunlar Cenneti isterler, çünkü Cennet, Allahü teâlânın rızasının, sevgisinin bulunduğu yerdir. Yoksa Cenneti istemeleri, nefislerinin zevkleri için değildir. Bunlar Cehennemden de korkar. Cehennemden korunmak için dua ederler, bilirler ki, Cehennem, Allahü teâlânın gazabının bulunduğu yerdir. Yoksa Cehennemden korkmaları, nefislerini azaptan kurtarmak için değildir, çünkü bu büyükler, nefislerine köle olmaktan kurtulmuşlar, Allahü teâlâ için hâlis kul olmuşlardır. (1/24)

Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, evliya zatlar, Cenneti isteyip, Cehennemden korkunca, zamane hocalarının aksini söylemesi nasıl uygun olur?
Cennetin anahtarı

Sual: Cennetin anahtarı nedir?
CEVAP
Cennetin anahtarları çoktur. Birinci anahtarı iman ve namazdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Dua rahmetin anahtarı, abdest namazın anahtarı, namaz da Cennetin anahtarıdır.) [Deylemî]

(Cennetin anahtarı namazdır.) [Deylemi, Darimi]

(La ilahe illallah, Cennetin anahtarıdır.) [İ. Ahmed]

(Kılıç, Cennetin anahtarıdır.) [İ. Asakir]

(Cennetin anahtarı “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike-leh” demektir.)

(Her şeyin bir anahtarı vardır, Cennetin anahtarı da fakirleri sevmektir.) 
[İbni Lâl, İ. Süyûti]

Sekiz Cennetin sekiz kapısı ve sekiz de anahtarı vardır. Birincisi, beş vakit namaz kılan müminlerin imanıdır. İkincisi, Besmele-i şerifedir.Altısı da, Fatiha-i şerifenin içindedir. (İslam Ahlakı)

Fatiha sûresinde zaten altı âyet-i kerime var. Her namazda Fatiha-i şerife okuyoruz. Müslüman, namaza durunca, Cennetin sekiz kapısı açılır. Namazda her rekâtta Besmele okunur. Besmele de anahtardır. Diğer altısı da Fatiha-i şerifede gizlidir. Her namazda ve her rekâtta Fatiha-i şerife var. İşte Müslüman, namaza durduğu zaman, sekiz Cennetin sekiz kapısı açılır. Namaz kılmadan Cennete gireceğini düşünmek, akıl kârı değildir.

Sual: (Cennetin anahtarı, ibadet değil, imandır) deniyor. Hâlbuki İslam Ahlakı kitabındaki bir hadiste, (Cennetin anahtarı namazdır)buyuruluyor. Yine hadis-i şerifte, (Fakirleri sevmek Cennetin anahtarıdır) ve (Kılıç, Cennetin anahtarıdır) buyuruluyor. Namaz kılmak ve fakirleri sevmek ibadet olduğuna göre, (Cennetin anahtarı imandır) demek doğru olur mu?
CEVAPDinimizde bir kaide var. Şartsız bildirilen şeylerde bazı şartlar var demektir. Özellikle hadis-i şerifler, açıklamaları ile birlikte alınmazsa yanlışlıklara sebep olur. (La ilahe illallah, Cennetin anahtarıdır) ve(Cennetin anahtarı “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike-leh” demektir) hadis-i şerifleri de, Cennetin anahtarının iman olduğunu göstermektedir.

Mızraklı ilmihalin adı Miftah-ül-Cennet yani Cennetin anahtarıdır. Bu kitapta iman ve amel bilgileri vardır. Yalnız imanla Cennete girilirse de, yalnız amelle Cennete girilmez. Amelsiz iman makbul, imansız amel ise makbul değildir. Peygamber efendimiz, (Hiç kimse, ibadeti sebebiyle Cennete girmez) buyurmaktadır. İmanı olan kimsenin ibadeti az da olsa, çok da olsa Cennete, Allahü teâlânın lütfu ve ihsanı ile girilir. Lütuf ve ihsana kavuşmak için, imanlı olmak şarttır. İmanı muhafaza edebilmek için ibadete de ihtiyaç vardır. İbadet etmeyerek günaha giren kimsenin imanını koruması, imkânsız denecek kadar çok zordur. Çünkü haramlar insanı küfre sürükler. İmanı korumak için namaz çok lüzumludur. Namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir. Onun için Peygamber efendimiz, (Cennetin anahtarı namazdır)buyuruyor. (Kılıç, Cennetin anahtarıdır) buyurulması da, dinin ve imanın muhafazası için cihadın, emr-i marufun farz olduğunu göstermektedir. Fakiri, fakir olduğu için sevmemek de kibirdendir. Kibrin yeri Cehennemdir. Şeytan kibirlendi, kâfir oldu. Müşrikler, kibirlerinden dolayı iman etmediler. Kibir, her hayra manidir.

Yukarıda bildirilen namaz, kibirsizlik ve cihad, amelle ilgiliyse de, dolaylı olarak imanı ilgilendirdiği ve imanı tehlikeye sokup kâfir yapacağı için bunlara Cennetin anahtarı denmiştir.

Kimler Cennete girer


Kimler Cennete girer?

Sual: Genel olarak kimler Cennetlik, kimler Cehennemliktir?
CEVAPAllahü teâlâya inanan, Onun emir ve yasaklarına riayet eden, hepsini beğenen kimse yani Müslüman olarak ölen Cennete gider. Bunun tersi olan da Cehenneme gider. Genelde iyi huylular Cennete, kötü huylular Cehenneme gider. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennete gidecek olanları haber veriyorum, dikkatli dinleyin. Zayıftır, mazlumdur, güçleri yetmez. Bir şey için yemin ederlerse, Allahü teâlâ, bu Müslümanların yeminlerini, muhakkak yerine getirir. Cehenneme gidecek olanları da bildiriyorum: Sertlik gösterirler ve kendilerini üstün görürler.)[Tirmizi, Ebu Davud]

Cennet mi, Cehennem mi daha kolay?
Sual
: Cennete gitmek mi, yoksa Cehenneme gitmek mi daha kolaydır?
CEVAPİkisi de kolaydır. Doğru inanan, Müslüman olarak ölen Cennete, inanmayan, kâfir olarak ölen Cehenneme gider.
Nefsine uyanın Cehenneme gitmesi çok kolay, Cennete gitmesi ise çok zordur. Cehenneme gitmek için hiçbir yasağa riayete ihtiyaç yoktur; ama Cennete gitmek için birçok kurallar vardır. Önce doğru iman, sonra haramlardan kaçmak ve ibadetleri yapmak... İki hadis-i şerif meali:
(Cehennem nefse hoş gelen, Cennet ise nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle kuşatılmıştır.) [Buhari]

(Cenneti isteyen de, Cehennemden korkan da uyumaz. Cennet zorluklarla kuşatılmıştır, dünya ise lezzet ve şehvetlere bürünmüştür. Onun lezzet ve şehvetleri sizi Cennetten alıkoymasın.) [Ramuz]

Cennete girecek hayvanlar
Sual: 
İstisna olarak cennete girecek hayvanlar hangileridir?
CEVAPCennete girecek olan hayvanlar:
1- Salih aleyhisselamın devesi,
2- İbrahim aleyhisselamın danası,
3- İsmail aleyhisselamın koçu,
4- Musa aleyhisselamın sığırı,
5- Yunus aleyhisselamın Yunus ismi verilen balığı,
6- Üzeyr aleyhisselamın merkebi,
7- Süleyman aleyhisselamın karıncası,
8- Belkıs’a gönderilen hüdhüd,
9- Eshab-ı Kehf’in Kıtmir isimli köpeği,
10- Muhammed aleyhisselamın devesi.
Bu hayvanların, Cennete koç şeklinde gireceği bildirilmiştir. (Mişkatül-Envar, Şir'at-ül-islam şerhi)

Deli Cennete gider mi?
Sual:
 Deli, ahirette nereye gider? Doğuştan deli ise veya sonradan delirmişse ne olur?
CEVAPAllahü teâlâ, iman ve ibadette kullarından gücü yetmediği şeyleri istememiştir. Bunun için, Müslüman iken deli olan, uykuda iken ölen kimse, bu halinde imanlı olduğunu tasdik etmiyorsa da, Müslümanlığı devam etmektedir. Kâfir iken deliren de küfrünü ilan etmiyorsa da, önceki küfür hâli devam etmektedir.
Doğuştan deli olan Müslüman evladı Cennete gider. Kâfir çocukları için yedi tane farklı kavil vardır. O kavillerden biri, onlar da Cennete gidecektir. O kavillerin birine göre de, hesaptan sonra toprak olacaktır.

Son sözün önemi
Sual:
 (Son sözü La ilahe illallah olan cennete girer) hadis-i şerifinden murat nedir? Bir mümin aniden ölse, Allah diyemese cehenneme mi gider?
CEVAPSon sözün kelime-i tevhid olması şart değildir. İmanlı ölen herkes er geç cennete girecektir. (Son sözü La ilahe illallah olan cennete girer) hadis-i şerifinden murat; cehenneme uğramadan cennete gireceğinin müjdesidir. Yoksa her Müslüman, velev ki fâsık olsun, günahlarının cezasını çektikten sonra da cennete girecektir. (İbni Abidin)

Demek ki son sözü kelime-i tevhid olmak ayrı bir müjdedir.

Cennete giremez
Sual:
 Fıkıh kitaplarında, cemaatle namaz kılmanın önemi anlatılırken,(Cemaati özürsüz terk eden, Cennet’in kokusunu duyamaz)deniyor. Kokusunu duyamaz ne demek? Yani cemaat sünnetini terk eden kâfir olmayacağına göre, Cennete gider de, Cennetteki kokuları mı duyamaz?
CEVAP(Cennetin kokusunu duymaz) demek, Cennete hiç girmez, kokusu duyulacak yerlerden bile geçemez demektir. Yani cemaati kasten terk eden, önem vermeyen kâfir olur. Sadece cemaat sünnetini değil diğer sünnetleri de, yapmayan değil, onlara önem vermeyen kâfir olur. Yapmayan sevabından mahrum kalır. Ama (Sünnetin ne önemi var) derse, sünnete kıymet vermemiş olur. Bu da küfürdür. Bir özürle veya tembellikle cemaate gitmeyen kâfir olmaz.

Cennetin bedeli
Sual: 
Deylemi’de bildirilen, (Cennetin bedeli Lâ ilâhe illallah, nimetin bedeli de Elhamdülillah’tır) hadisine göre, bir gayrimüslim, lâ ilâhe illallah dese, Cennetin bedelini ödeyip, onu satın almış olmaz mı?
CEVAPKur’an-ı kerimin bazı âyetleri, diğerlerini açıkladığı gibi, hadis-i şeriflerin bir kısmı da diğerlerini açıklar. (Şartsız bildirilen haberler, şartlı olarak anlaşılır) ifadesi, dinimizde bir kuraldır. Müslüman olmayan kimse, kesinlikle Cennete giremez. Bir gayrimüslim, lâ ilâhe illallah dese de Cennete giremez. İmanın altı şartına inanma mecburiyeti vardır. İnanmak da yetmez, ayrıca beğenerek söylemek gerekir. Dille söylemek de yetmez, kalble tasdik etmek de şarttır.

İhlas da şarttır, (Ancak ihlâsla, lâ ilâhe illallah diyen Cennete girer) hadis-i şerifi ihlâssız söylemenin değersiz olduğunu gösteriyor. Peki, ihlâs nedir? Bunu da Peygamber efendimiz açıklıyor, (İhlâs, haramlardan sizi menetmesidir) buyuruyor. (Bezzar, Hatib)

İmanın alameti, farzları yapıp haramlardan sakınmaktır. Haramlardan sakınılmıyorsa, ihlâs yok demektir. Sadece ihlâs yetmiyor, kalble tasdik de gerekiyor. Bir hadis-i şerif meali:
(Kalble tasdik edip, ihlâsla kelime-i şehadeti söyleyen Cennete girer.) [Taberani]

Bir de bunları beğenmek şartı vardır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(İnanarak, beğenerek ihlâsla Lâ ilâhe illallah diyene Cennet vardır.) 
[İbni Hibban]

Kalble tasdik, ihlâs, haramlardan kaçmak ve beğenmek de yetmez. Bir hadis-i şerif meali:
(İhlâsla, “Rabbimin Allah, dinimin İslam ve Peygamberimin Muhammed aleyhisselam olduğuna razıyım” diyen Cennete girer.) [İ. Ahmed]

Demek ki gayrimüslim, diğer bütün dinleri bâtıl, İslamiyet’i de tek hak din olarak kabul etmezse, Muhammed aleyhisselamı kendi peygamberi olarak kabul etmezse, Cennete giremez. Ayrıca, Amentü’de bildirilen imanın altı esasına da inanmak şarttır. Biri noksan olursa, iman olmaz.

(Nimetin bedeli Elhamdülillah) emrine uyarak, sadeceElhamdülillah demekle nimetin bedelini vermiş olur muyuz? Bir kimsenin eline bir miktar para geçse, onunla şarap alıp içse, (Elhamdülillah, elime para geçti, şarabımı alabildim) dese, nimetin şükrünü eda etmiş olamaz. O nimeti, dinimizin yasaklamadığı yerde, hattâ dinimizin emrettiği yerlerde kullanırsa, ancak o zaman şükretmiş olur.

İmansızın Allah demesi
Sual:
 (La ilahe illallah diyen Cennete girer) hadisine, kâfir, münafık, mürtet, bid’at ehli de dâhil midir?
CEVAPÖlçü şu: İmansız olarak ölen Cennete giremez. İslamiyet’i hak din bilmedikten sonra, ne yaparsa yapsın faydası olmaz. Demek ki bir kimse, diğer bütün dinleri bâtıl, İslamiyet’i de tek hak din olarak bilmezse, Muhammed aleyhisselamı kendi peygamberi olarak kabul etmezse, Cennete giremez.
Kâfir çocukları Cennete girecek mi?

Sual: Akıl baliğ olmadan önce ölen kâfir çocukları, Cennete girecekler mi, girmeyecekler mi?
CEVAPBu konuda, İslam âlimleri yedi farklı kavil bildirmişlerdir. Bunlar şöyledir:

1- 
Akıl-baliğ olmadan ölen kâfir çocukları, Cennete girer. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cennette İbrahim aleyhisselamın etrafında çocuklar dolaşır. Bunların içinde müşriklerin küçükken ölen çocukları da bulunur.)[Buhari]

(Rabbimden, müşrik çocuklarını bağışlamasını diled
im, kabul edip Cennete soktu.) [E.Nuaym]

(Her çocuk İslam fıtratı üzere [İslam’a elverişli olarak] doğar.)[Buhari]

2- 
Kâfir çocukları Cennette müminlere hizmetçi olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Rabbimden, küçükken ölen müşrik çocuklarının Cennette müminlere hizmet etmelerini istedim, kabul etti.) [Hakim-i Tirmizi]

(Müşriklerin çocukları Cennet ehlinin hizmetçileridir.)
 [Taberani]

3- 
Ana babalarına tâbi olur. Ana babasından biri, Cennete giderse, çocuk da Cennete gider. İkisi de Cehenneme giderse, çocukları da Cehenneme gider. Küçükken ölen müşrik çocuklarının ahiretteki durumları sorulunca Resulullah efendimiz (Babalarına tâbidirler)buyurdu. Hiçbir amel işlemeden nasıl babalarına tâbi olur denilince, şöyle buyurdu:
(Büyüseydiler, ne amel işleyeceklerini Allah elbette bilir.) [Ebu Davud]

İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Müşrikler de, çocukları da Cehennemliktir.) [İ.Ahmed]

(Kız çocuğunu diri diri gömen de, gömülen de Cehennemdedir.)[Ebu Davud]

[Günahsız çocuğun Cehenneme gideceği yedi kavilden biridir. Kendi aklına göre bu hadis-i şeriflere uydurma diyen kimse, hadislerin ve kavillerin ne olduğu bilmeyen cahildir. Farklı hadis-i şeriflerden dolayı farklı mezhepler meydana çıkmıştır. İmam arkasında Fatiha okumak Şafii’de farz iken Hanefi’de harama yakın mekruhtur. İki hükmün birbirine bu kadar zıt olması, Resulullah efendimizin farklı bildirmesindendir. Peygamber efendimiz de, ümmetine rahmet olması için farklı bildirmiştir. Bunun için bir kişi kendi mezhebine göre yapamadığı işi, sıkıntı olunca başka hak mezhebe göre yapmakta, farklı kavildeki rahmetten istifade etmektedir.]

4-
 Kâfirlerin çocukları, büyüseydi mümin veya kâfir olacaktı. Bu ise ilm-i ilahide bilindiğine göre, hüküm de ona göredir. Yani kâfir olacaklar Cehenneme, Müslüman olacaklar ise Cennete gider. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Akıl-baliğ olsalardı, ne amel işleyeceklerini Allah elbette bilir.)[Buhari, Müslim, Nesai]

5-
 Cennete de, Cehenneme de girmez. Araf denilen bir yerde kalır. Fakat burası da devamlı değildir. Çünkü kıyamette Cennet ile Cehennemden başka yer yoktur. Hatta, (Ahirette imtihan olurlar, kazananlar Cennete, kaybedenler Cehenneme gider) diyen âlimler de olmuştur.

6-
 Kâfir çocukları toprak olacaktır. Cennete gitmek için imanlı olmak, Cehennemde ebedi kalmak için de imansız olmak şarttır. Kâfirlerin çocukları ne imanlı, ne de imansızdır. Bunlar yok olacaktır. Dağ, orman, mağara veya çölde yaşayıp da dinden haberi olmayanlar da, imanlı olmadıkları için Cennete girmez, Allah’ı, Cenneti, Cehennemi duymadığı ve inkâr etmediği için Cehenneme de girmez, hayvanlar gibi yok edilir.

7-
 Bazı âlimler, farklı hadis-i şerifler karşısında susmuşlar, bir şey dememişlerdir. [Bu bilgiler, Mektubat-ı Rabbani, Feraid-ül fevaid ve Tac gibi muteber eserlerden alınmıştır.]

Kâfir çocuğu iman ederse
Sual:
 Kâfir çocuğu, iman edip buluğdan önce ölse, ne yapılır?
CEVAPMüslüman çocuğu gibi muamele edilir.