Filhakīka bir kimse husûmeti bulunduğu kimseyi katl eylediği halde kendisinin de kısâsen i’dâm olunacağını mülâhaza edince katilden ferâğat eder. Ve bu cihetle maktûl ile
kātilden her ikisinin hayatı mahfûz kalır. Şâyet bir kimseden
katil sudûr etse o kimse velî-i katîlin kendisini katl edeceğini
düşünerek bu tehlikeden kendini kurtarmak için velî-i katîl
olanların da katline teşebbüs edeceğinden kısâs olununca
evliyâ-yı katîlin hayatları muhafaza edilmiş olacağı gibi kātilin kısâsen i’dâmından diğerleri ibret alacaklarından daha
bir çok katillerin önü alınmış olur. Binâ’en-aleyh kısâsda
azîm ma’nâ-yı hayât vardır.
Yüksek tabakadaki birinin öldürülmesiyle, çok seneler matem tutulur. Hâlbuki, onun cinayetiyle tabaka-i avamda yüzer, belki binler kişi telef olsa, bir iki günde unutulur. Şu ise, adalet-i Kur'âniyeye zıttır. Bir şah, bir gedayı öldürse, şeriat kısasa hükmeder, ikisini bir görür.
Ehakkı aramakla bazan hakkı da kaybeder. Hakta ittifak, ehakta ihtilâf olduğundan, bence çok defa hak, ehaktan ehaktır. Ehakkın müddet-i taharrîsi zamanında, bâtılın vücuduna bir nev'i müsamaha var. Yani, bazan hasen, ahsenden ahsendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder