4 Kasım 2018 Pazar

Âlemde meylü'l-istikmalin dalı olan insandaki meylü't-terakkinin semeratı ve tecarüb-ü kesireyle ve netâic-i efkârın telâhukuyla teşekkül eden merdiven-i terakkinin basamakları hükmünde olan fünun ise, müterettibe ve müteavine ve müteselsiledirler. Evet, müteahhirin in'ikadı, mütekaddimin teşekkülüne vabestedir. Demek, mukaddem olan fenulûm-u mütearifenin derecesine gelecek; sonra müteahhirine mukaddeme olabilir.

Bu sırra binaendir ki, şu zamanda temehhuz-u tecarüble satha çıkıp ve tevellüdetmiş olan bir fennin faraza on asır evvel bir adam tefhim ve tâlimine çalışsaydı, mağlâta ve safsataya düşürmekten başka bir şey yapamazdı. Mesela, denilseydi, "Şemsin sükûnuyla arzın hareketine ve bir katre suda bir milyon hayvanatın bulunduklarına temaşa edin, tâ Sâniin azametini bilesiniz." Cumhur-u avam ise, hiss-i zahir veya galat-ı hissin sebebiyle hilâflarını zarurî bildikleri için, ya tekzipveya nefislerine mugalâta veya mahsûs olan şeye mükâbere etmekten başka ellerinden bir şey gelmezdi. 

İnsaf mıdır, taharrî-i hakikat böyle midir ki, sen irşad-ı mahzve ayn-ı belâğat ve hidayetin mağzı olan şeyi irşadmünafi ve mübayintevehhüm edesin? Ve belâğatça ayn-ı kemâl olan şeyi noksan tahayyül edesin? Yâ eyyühe'l-hoto! Acaba senin zihn-i sakîminde belâğat o mudur ki, ezhanı tağlitve efkârı teşviş ve muhitin müsaadesizliği ve zamanın adem-i i'dadından ezhanmüstaid olmadıkları için ukultahmil edilmeyen şeyleri teklif etmektir? Kellâكَلِّمِ النَّاسَ عَلٰى قَدَرِ عُقُولِهِمْ 1(İnsanlarla anlayış seviyelerine göre konuş.) bir düstur-u hikmettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder