13 Nisan 2016 Çarşamba

Allah’ım! İslam’ı Ebû Cehil bin Hişam veya Ömer bin Hattab’la kuvvetlendir!

Müslümanlar ibadetlerini gizli olarak yapıyorlardı.
Henüz Müslüman olanların sayısı 40’a ulaşmamıştı.
Resûlullah (a.s),müşrikler arasında bulunan,güçlü kuvvetli ve
halk arasında itibarlı iki Ömer’den birinin Müslüman olması için
Allah’a duada bulundu ve şöyle niyaz etti:
Allah’ım! İslam’ı Ebû Cehil bin Hişam veya Ömer bin Hattab’la kuvvetlendir!
Ne gariptir ki, bu iki Ömer’den biri olan Ömer bin Hişam, diğer namıyla Ebû Cehil, Resûlullah’ı öldürecek olana 100 deve vadederken, Ömer bin Hattab da bu teklifi kabul edip Resûlullah’ı öldürmek üzere yola çıkıyordu…
O Ömer ki, cesaret ve şecaatiyle Kureyş arasında nam salmıştı. Dediğini yapar ve kendisine hiç kimse mâni olamazdı. Kılıcını kuşanıp Resûlullah’ı öldürmek üzere yola çıktı.
Bütün hiddet ve şiddetini üzerinde toplamış, gidiyordu. Yolda yeni Müslüman olmuş Nuaym’a rastladı.
Nuaym:
“Nereye gidiyorsun böyle, ey Ömer!” dedi. Hz. Ömer celalliydi:
“Kureyş’in arasına yeni din icat edip ayrılık düşüren Muhammed’in vücudunu ortadan kaldırmaya!” cevabını verdi. Nuaym:
“Ey Ömer,” dedi, “kız kardeşin ve enişten de onun dinine girdi. Ondan haberin var mı? Sen önce onları o dinden döndür.”
Ömer bir şaşkınlık ve tereddüt geçirdi. Sonra hışımla yolunu değiştirdi ve doğruca eniştesinin evine yöneldi.
Ömer bin Hattab, kız kardeşinin evine gelince kapıda durdu ve içerden yanık sesle eniştesinin Kur’ân okuduğunu işitti. Hızla içeri daldı. Eniştesi ve kız kardeşi, okudukları Kur’ân sayfasını hemen sakladılar. Ömer:
“Getirin bakayım okuduğunuzu!” dedi.
“Yok bir şey!” dediler. Ömer öfkeyle:
“Demek duyduğum doğruymuş, siz de ona uymuşsunuz!” dedi. Hemen arkasından eniştesinin yakasından tutup yere yapıştırdı! Kocasını kurtarmak isteyen kız kardeşi Fâtıma’yı, indirdiği darbelerle kanlar içinde bıraktı. Kız kardeşi hem ağlıyor, hem de Kelime-i Şehadet getirerek Müslümanlığını ilan ediyordu.
Bu acıklı manzara birden Ömer’in öfkesini dindirdi. Gazabının yerini bir acıma aldı. Yumuşak bir sesle:
“Getirin bakalım okuduğunuzu.” dedi. Fâtıma (r.anha) ondan, önce temizlenmesini istedi. Sonra da Tâhâ Sûresi’nin başından okumaya başladılar.
Kur’ân okundukça Ömer’in kalbinde dalgalanmalar oldu. Kur’ân’ın belağatı kalbine ılık ılık akmaya başladı. Daha fazla dayanamadan:
“Bu ne tatlı bir kelam!” dedi. Resûlullah’ın nerede olduğunu sorup öğrendi ve doğruca Dâr’ül-Erkam’ın evinin yolunu tuttu.
Resûlullah o sırada sahabilerle sohbet ediyordu. Hz. Hamza, Ömer’in gelişini gördü. Sahabiler endişeye kapıldı! Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) hiç telaş göstermeden:
“Bırakın gelsin.” buyurdu.
Hidayet güneşinin cazibesine kapılan Ömer, Kelime-i Şehadet getirip Müslüman olduğunu ilan etti. Peygamber Efendimiz ve orada bulunan sahabiler sevinçle tekbir almaya başladılar. Resûlullah’ın bir gün önce iki Ömer’den birinin Müslüman olması için yapmış olduğu dua kabul olmuştu…





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder